Geçen hafta perşembe günü ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, ev hapsine alınan ABD'li rahip Andrew Brunson'un serbest bırakılmaması durumunda Türkiye'ye yaptırım uygulanacağını söyledi. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in ardından ABD Başkanı Trump da yaptığı açıklamada, "ABD, uzun süreli tutukluluğundan dolayı Türkiye'ye geniş yaptırımlar uygulayacak." ifadesine yer verdi. Bu açıklamaların ardından ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi, Türkiye'de yargılanan ABD'lilerin tutukluluk hallerini gerekçe göstererek hazırladığı ve Türkiye'nin uluslararası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayan tasarıyı kabul etti. Tasarı, ABD Hazine Bakanlığı, Dünya Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile diğer uluslararası finans kuruluşlarındaki ABD'li yöneticilere, Türkiye'ye yardım yapılmasını engellemesi talimatı verilmesini ön görüyor. Senato Dış İlişkiler Komitesince oylanan tasarının yasalaşabilmesi için hem Senato hem de Temsilciler Meclisinden geçmesi ve ABD Başkanı tarafından onaylanması gerekiyor. Türkiye’ye ilişkin yaptırım konusu nedeniyle gerilen ABD – Türkiye ilişkileri Türk Lirası’nın değer kaybetmesine ve yurt içi faizlerin yükseliş kaydetmesine etkili oldu. Pazar günü ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in açıklamaları ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları yakından takip edildi. Pence’in açıklamalarında Rahip Brunson serbest kalana kadar ABD Türkiye’ye yaptırım uygulamaya hazırlandığı ifadeleri ön plana çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise ev hapsine çıkarılan Rahip Brunson için, "Yaptırımla geri adım atmayız. Brunson konusunu pazarlık yapmadık. Brunson konusunda tavır değişikliği Trump'ın sorunudur. İddia edildiği gibi bir pazarlık yapılmamıştır" ifadelerini kullandı. ABD – Türkiye arasındaki gerilimin devam etmesi ve ilerleyen süreçte Türkiye’nin kredi almasını kısıtlamaya yönelik tasarının yasalaşması yurt içi piyasalar üzerindeki satış baskısının artış kaydetmesine neden olabilecektir. Yaşanan gerilimin yatıştığına ilişkin açıklamalar görülene kadar yurt içi piyasalarda volatilitenin yüksek seyrettiği görülebilir. Bu nedenle konu ile ilgili haber akışları yakından takip edilmelidir.
Finansal sonuçlar Borsa İstanbul’daki fiyatlamalar üzerinde etkili oluyor
24 Temmuz Salı günü Türk Telekom’un finansal sonuçlarını açıklaması ile başlayan 2018/2Ç finansal sonuç dönemi devam ediyor. Konsolide olmayan finansal sonuçları 09.08.2018 tarihine kadar; konsolide finansal sonuçları ise 27.08.2018 tarihine kadar izliyor olacağız. Şu ana kadar açıklanan finansal sonuçlarda beklentilerin üzerinde kâr açıklayan şirketlerin pozitif ayrıştığı ve hisse bazlı fiyatlamaların BIST-100 Endeksi üzerinde etkili olduğunu görüyoruz. Finansal sonuç dönemi boyunca hisse bazlı hareketlerin devam ettiği ve endekste ağırlığı yüksek şirketlerin endekste yukarı yönlü hareketlere katı sağladığı görülebilecektir. Şu ana kadar bankaların açıklanan kâr rakamlarının beklentilerle uyumlu olarak artan karşılık giderleri nedeniyle bir önceki çeyreğe göre baskılandığı görülürken, sanayi şirketlerinde ise net kârın ağırlıklı olarak artan kur ve faizler nedeniyle baskı altında kaldığı gözleniyor. Bu çerçevede yüksek döviz borçlulukları ile ön plana çıkan enerji sektörü, yüksek faizlerin baskıladığı gayrimenkul ve paralelinde inşaat-çimento sektörü daha zayıf sonuçlar açıklamaya aday. İyi bir sezon geçiren ve turizm sektörüne dair olumlu beklentilerin desteklediği havacılık sektörü, yüksek mamul fiyatları nedeniyle güçlü görünümünü koruyan demir çelik sektörü ve yurt dışı satışlarının pozitif katkısı nedeniyle cam ve otomotiv sektörü pozitif tarafta ön plana çıkan sektörler olabilir.
TCMB enflasyon raporu ve enflasyon verisi bu haftaki en önemli veri akışını oluşturuyor
31 Temmuz Salı günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın üçüncü enflasyon raporunu paylaşacak. TCMB Başkanı Çetinkaya’nın sunumunu gerçekleştireceği enflasyon raporu yurt içi piyasaların yakından izleyeceği bir gelişme olacak. TCMB’nin enflasyon tarafında yaşanan gelişmeleri ele alacağı ve beklentilerini ortaya koyacağı enflasyon raporu, merkez bankasının piyasa ile iletişimi açısından da önem taşımakta. 24 Temmuz’da gerçekleştirilen ve piyasa beklentilerinin aksine ekonomideki yavaşlama gerekçesiyle faiz artırımına gidilmeyen 24 Temmuz’daki toplantının ardından TCMB’nin piyasalara vereceği mesajlar önemli olacak. Bununla birlikte 3 Ağustos Cuma günü temmuz ayı enflasyon verisini karşılıyor olacağız. Temmuz ayında da enflasyon tarafında yükselişlerin devam etmesi beklenirken, açıklanacak TÜFE verisi TL varlıkların seyri üzerinde belirleyici olacaktır.
Bu hafta küresel piyasalarda merkez bankalarının toplantıları ön plana çıkıyor
Bu hafta küresel piyasaların gözü gerçekleşecek olan büyük merkez bankalarının toplantılarında olacak. Bu hafta salı günü Japonya Merkez Bankası (BoJ), çarşamba günü Amerika Merkez Bankası (Fed) ve perşembe günü İngiltere Merkez Bankası (BoE) toplantıları gerçekleşecek. BoJ’un salı günkü toplantısında faiz oranlarında bir değişiklik yapması ve getiri eğrisi kontrolü veya varlık alım ayarlamaları arasında önemli bir değişiklik yapması öngörülmüyor. Ancak BoJ’un para politikası toplantısında enflasyon tahminini kayda değer bir şekilde düşürebileceği beklentiler arasında yer alıyor. Fed’in ise çarşamba günkü toplantısında faiz oranlarında bir değişikliğe gitmesi beklenmezken, genel olarak şahin tavrını korumaya devam edeceği değerlendiriliyor. Bununla birlikte faiz artırımları konusunda verilecek mesajlar piyasaların yakın takibinde yer alacak. Son olarak İngiltere Merkez Bankası’nın faiz oranlarını 25 baz puan artırabileceği piyasadaki beklentiler arasında. Ancak bu tarafta son dönemdeki gelişmeler ile birlikte belirsizliklerin artış kaydettiği Brexit süreci BoE’nin faiz kararı üzerinde risk unsuru olarak takip edilebilir. Bankanın Brexit ile ilgili değerlendirmeleri piyasaların takip ettiği mesajlar arasında yer alacak.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Onurcan Bal
ABD ile gerilen ilişkiler volatiliteyi artırdı
Geçen hafta perşembe günü ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, ev hapsine alınan ABD'li rahip Andrew Brunson'un serbest bırakılmaması durumunda Türkiye'ye yaptırım uygulanacağını söyledi. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in ardından ABD Başkanı Trump da yaptığı açıklamada, "ABD, uzun süreli tutukluluğundan dolayı Türkiye'ye geniş yaptırımlar uygulayacak." ifadesine yer verdi. Bu açıklamaların ardından ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi, Türkiye'de yargılanan ABD'lilerin tutukluluk hallerini gerekçe göstererek hazırladığı ve Türkiye'nin uluslararası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayan tasarıyı kabul etti. Tasarı, ABD Hazine Bakanlığı, Dünya Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile diğer uluslararası finans kuruluşlarındaki ABD'li yöneticilere, Türkiye'ye yardım yapılmasını engellemesi talimatı verilmesini ön görüyor. Senato Dış İlişkiler Komitesince oylanan tasarının yasalaşabilmesi için hem Senato hem de Temsilciler Meclisinden geçmesi ve ABD Başkanı tarafından onaylanması gerekiyor. Türkiye’ye ilişkin yaptırım konusu nedeniyle gerilen ABD – Türkiye ilişkileri Türk Lirası’nın değer kaybetmesine ve yurt içi faizlerin yükseliş kaydetmesine etkili oldu. Pazar günü ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in açıklamaları ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları yakından takip edildi. Pence’in açıklamalarında Rahip Brunson serbest kalana kadar ABD Türkiye’ye yaptırım uygulamaya hazırlandığı ifadeleri ön plana çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise ev hapsine çıkarılan Rahip Brunson için, "Yaptırımla geri adım atmayız. Brunson konusunu pazarlık yapmadık. Brunson konusunda tavır değişikliği Trump'ın sorunudur. İddia edildiği gibi bir pazarlık yapılmamıştır" ifadelerini kullandı. ABD – Türkiye arasındaki gerilimin devam etmesi ve ilerleyen süreçte Türkiye’nin kredi almasını kısıtlamaya yönelik tasarının yasalaşması yurt içi piyasalar üzerindeki satış baskısının artış kaydetmesine neden olabilecektir. Yaşanan gerilimin yatıştığına ilişkin açıklamalar görülene kadar yurt içi piyasalarda volatilitenin yüksek seyrettiği görülebilir. Bu nedenle konu ile ilgili haber akışları yakından takip edilmelidir.
Finansal sonuçlar Borsa İstanbul’daki fiyatlamalar üzerinde etkili oluyor
24 Temmuz Salı günü Türk Telekom’un finansal sonuçlarını açıklaması ile başlayan 2018/2Ç finansal sonuç dönemi devam ediyor. Konsolide olmayan finansal sonuçları 09.08.2018 tarihine kadar; konsolide finansal sonuçları ise 27.08.2018 tarihine kadar izliyor olacağız. Şu ana kadar açıklanan finansal sonuçlarda beklentilerin üzerinde kâr açıklayan şirketlerin pozitif ayrıştığı ve hisse bazlı fiyatlamaların BIST-100 Endeksi üzerinde etkili olduğunu görüyoruz. Finansal sonuç dönemi boyunca hisse bazlı hareketlerin devam ettiği ve endekste ağırlığı yüksek şirketlerin endekste yukarı yönlü hareketlere katı sağladığı görülebilecektir. Şu ana kadar bankaların açıklanan kâr rakamlarının beklentilerle uyumlu olarak artan karşılık giderleri nedeniyle bir önceki çeyreğe göre baskılandığı görülürken, sanayi şirketlerinde ise net kârın ağırlıklı olarak artan kur ve faizler nedeniyle baskı altında kaldığı gözleniyor. Bu çerçevede yüksek döviz borçlulukları ile ön plana çıkan enerji sektörü, yüksek faizlerin baskıladığı gayrimenkul ve paralelinde inşaat-çimento sektörü daha zayıf sonuçlar açıklamaya aday. İyi bir sezon geçiren ve turizm sektörüne dair olumlu beklentilerin desteklediği havacılık sektörü, yüksek mamul fiyatları nedeniyle güçlü görünümünü koruyan demir çelik sektörü ve yurt dışı satışlarının pozitif katkısı nedeniyle cam ve otomotiv sektörü pozitif tarafta ön plana çıkan sektörler olabilir.
TCMB enflasyon raporu ve enflasyon verisi bu haftaki en önemli veri akışını oluşturuyor
31 Temmuz Salı günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın üçüncü enflasyon raporunu paylaşacak. TCMB Başkanı Çetinkaya’nın sunumunu gerçekleştireceği enflasyon raporu yurt içi piyasaların yakından izleyeceği bir gelişme olacak. TCMB’nin enflasyon tarafında yaşanan gelişmeleri ele alacağı ve beklentilerini ortaya koyacağı enflasyon raporu, merkez bankasının piyasa ile iletişimi açısından da önem taşımakta. 24 Temmuz’da gerçekleştirilen ve piyasa beklentilerinin aksine ekonomideki yavaşlama gerekçesiyle faiz artırımına gidilmeyen 24 Temmuz’daki toplantının ardından TCMB’nin piyasalara vereceği mesajlar önemli olacak. Bununla birlikte 3 Ağustos Cuma günü temmuz ayı enflasyon verisini karşılıyor olacağız. Temmuz ayında da enflasyon tarafında yükselişlerin devam etmesi beklenirken, açıklanacak TÜFE verisi TL varlıkların seyri üzerinde belirleyici olacaktır.
Bu hafta küresel piyasalarda merkez bankalarının toplantıları ön plana çıkıyor
Bu hafta küresel piyasaların gözü gerçekleşecek olan büyük merkez bankalarının toplantılarında olacak. Bu hafta salı günü Japonya Merkez Bankası (BoJ), çarşamba günü Amerika Merkez Bankası (Fed) ve perşembe günü İngiltere Merkez Bankası (BoE) toplantıları gerçekleşecek. BoJ’un salı günkü toplantısında faiz oranlarında bir değişiklik yapması ve getiri eğrisi kontrolü veya varlık alım ayarlamaları arasında önemli bir değişiklik yapması öngörülmüyor. Ancak BoJ’un para politikası toplantısında enflasyon tahminini kayda değer bir şekilde düşürebileceği beklentiler arasında yer alıyor. Fed’in ise çarşamba günkü toplantısında faiz oranlarında bir değişikliğe gitmesi beklenmezken, genel olarak şahin tavrını korumaya devam edeceği değerlendiriliyor. Bununla birlikte faiz artırımları konusunda verilecek mesajlar piyasaların yakın takibinde yer alacak. Son olarak İngiltere Merkez Bankası’nın faiz oranlarını 25 baz puan artırabileceği piyasadaki beklentiler arasında. Ancak bu tarafta son dönemdeki gelişmeler ile birlikte belirsizliklerin artış kaydettiği Brexit süreci BoE’nin faiz kararı üzerinde risk unsuru olarak takip edilebilir. Bankanın Brexit ile ilgili değerlendirmeleri piyasaların takip ettiği mesajlar arasında yer alacak.