SON DAKİKA
Hava Durumu

Güçlü kadın, güçlü Türkiye!

Yazının Giriş Tarihi: 17.03.2022 07:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.03.2022 07:18
Kadınlar günü kapsamında yapılan birçok aktiviteyi heves ve merakla takip ettim. Takip ettiğim bu organizasyonların içinde bu senenin bana göre en özel organizasyonu, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından “Güçlü Kadın, Güçlü İhracat, Daha Güçlü Türkiye” hedefiyle oluşturulan kadın konseyinin yürüttüğü ihracatın güçlü kadınlarının ödüllendirildiği organizasyon oldu.

Ödül töreninde 27 sektörden başarılı kadın ihracatçıları ödüllerine kavuştu. Bu ay sizlerle ödül törenini izlerken aklımdan neler geçtiğini paylaşmak istiyorum. Dilerim ki kadın okuyucularım için bir “ah ya! Işte tam da bunu hissediyorum” ortaklığını yakalarken; erkek okuyucularım için “kadın” olmanın gizli zorluklarına dair bir farkındalık yaratırım.

Ben kadın olarak karşılaştığım zorlukları, hemcinslerimin tecrübeleriyle kıyasladığımda şanslı azınlıkta olduğumu fark ediyorum. Hamile olduğu için işten atılan, mobbinge maruz kalan, çocuğu olduğu için projeden el çektirilen, pandemi döneminde çocuğu ile birlikte home office yapamayacağı düşünüldüğü için “zorunlu” ücretsiz izne zorlanan kadınların olduğu dünyada ben, iki hamileliğinde de terfi alan bir profesyonel olarak tecrübelerimin iş hayatının iyi örneklerinden olduğunu biliyorum.

İlk hamileliğimde mevcut pozisyonumdan daha fazla sorumluluk gerektiren başka bir pozisyona aday oldum. Eşim de benimle eş zamanlı olarak seri iş görüşmeleri yapıyor o da benzer şekilde sorumluluğunu genişleteceği konfor alanından çıkacağı pozisyon arıyordu. Ben hamileydim anne olacaktım; onun da eşi hamileydi baba olacaktı. Çevremdeki hatta ailemdeki herkes anne olacaksın yeni görevin yükünü nasıl kaldıracaksın derken, kimse eşime baba olacaksın yeni görevin yükünü nasıl kaldıracaksın diye sormadı. Kalbime ve beynime “yetersizlik” hissi ister istemez kazınmaya başladı. Anne olacak bir kadın olarak, kariyerim için heyecan verici bir pozisyona başvurmak ile yetersiz anne olmak arasında seçim yapmam gerekiyormuş gibi hissettim. Anneliğe başlamadan yetersiz anne olmanın gönülde yarattığı sızı ile tanışmak zorunda kaldım. Peki siz değerli erkek okurlarım hiç kariyerinizde size bir adım öteye taşıyacak bir pozisyona aday olduğunuzda kendinizi yetersiz baba gibi hissettiniz mi? Şanslıydım özel insanlarla çalışıyordum desteklendim pozisyonu aldım. Çok da başarılı oldum, mutlu oldum. Mutlu bir insan olarak, mutlu huzurlu bir anne oldum.

İş hayatında kadın olmak konularına kafa yorduğumdan mıdır bilinmez hayat beni buradan test etmeye devam etti. İkinci hamileliğimin çok başlarında hayatımızda ciddi değişiklik yapmamız gereken bir teklif geldi. Otomatik olarak zihnimden “beni istemeyebilirler çünkü hamileyim” fikri geçti ve bu fikri günlerce durduramadım. Görüşme başlar başlamaz hiç profesyonel olmayan bir şekilde hamile olduğumu söyledim. İçten içe görüşmenin orada bitecek olmasına bile razıydım çünkü hamileydim. Ancak karşıdan aldığım tepkinin ruhumda yarattığı ferahlığı anlatamam. Ne kadar acı değil mi? Beni bu konuda üzmediler ve görüşmede hamile olmanın olumsuz etki yaratmamasına sevindim. Dünyanın beni ikna ettiği ön yargıya bakar mısınız? Kendim bile, pozisyon yeterliliğime tamamen inanmış olmama rağmen, hamileyim diye görevi alamayacağıma ikna olmuş durumdaydım. Bir erkek için ne kadar uzak bir hikaye değil mi?

Cinsiyet eşitliği ile ilgili konuştuğumuz zaman her zaman belirtirim. Kadın olmanın zor olması demek erkek olmanın kolay olduğu anlamına gelmiyor. Cinsiyete yüklenen her türlü rol, omuzlara yüklenmiş bir rol oluyor. Bir müddet sonra taşınamaz, taşınsa dahi insanın renginin solmasına sebep olan roller halini alıyor.

Hayattaki ön yargılarımız cam tavanlara sebep oluyor. Ön yargılarımızı referans alarak davranışımızı geliştiriyoruz. Yeri geliyor başarısızlığa, yeri geliyor yetersizliğimize ikna oluyoruz. Bu ön yargılardan mı sebep bilmiyorum ama ben ödül törenin izlerken bir yandan da şunu düşünmeden edemedim; bu özel kadınların acaba kaç tanesi evine döndüğünde o günden kalan bulaşıkları toparlarken bir yandan ertesi günün yemeği için hazırlık yapacak. Geç bir vakitte korkmadan toplu taşımaya binebilecek? Anneliğin, kadınlığın omuzlarına yüklediği sorumluluk sebebiyle uykusundan fedakârlık edecek, ertesi gün işine döndüğünde yorgunluğundan hiç bahsetmeden erkek iş arkadaşlarından daha fazla performans göstermek zorunda hissedecek? Beynim hızlı hızlı bunları düşünürken bir anda nefesim kesildi ve şunu düşündüm acaba kaç çocuğumuz yüksek potansiyeli olmasına rağmen kız çocuğu olduğu için okutulmayacak, evlenmeye zorlanacak, yaşam hakkı elinden alınacak? Kaç kadın hayatındaki erkek tarafından katledilecek… 

Ön yargılarımızdan arındığımız, inançlarımızın, heveslerimizin, öğrenilmiş çaresizliklerimizle törpülenmediği sadece insan olarak değer göreceğimiz; kadına ait farkındalığın arttırılmasına ihtiyaç duymayacağımız bir dünya diliyorum. Güçlü Kadın, Güçlü Türkiye inancını paylaşıyor 8 Mart dünya emekçi kadınlar gününü kutluyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.