SON DAKİKA
Hava Durumu

Amerika’nın içi ve dışı

Yazının Giriş Tarihi: 06.05.2019 14:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.05.2019 14:05

Amerika, o gençliğimizden beri beynimize yerleşmiş ‘emperyalist’ kimliği, yanıbaşımızdaki ülkelere başarısız yersiz ve kanlı müdahaleleri, benim tabirimle ‘dünyanın kabadayısı’ imajıyla çağrışım yapıyor. İkide bir ülkemizin menfaatlerine aykırı kararları, hele Trump döneminde artan  açıkça tehditleri özgürlük alanımıza müdahale olarak bizi kızdırıyor. Peki Amerika kendi içinde yaşayanlara ne kadar özgürlük, nasıl bir hayat sunuyor?

Giden, orada uzun süre yaşayanlar ve hatta yerleşip iş güç sahibi olan dostlarınız vardır. Belki siz de gitmiş, görmüş yaşamışsınızdır. Hiç birinden kafamızdaki imaja benzer bir hikaye dinlediğinizi sanmıyorum.. Aksine ülkemizde yüzbinlere varan vize talebi, green card için dünyadan milyonlarca insanın müracaatı sık sık medyada yer alıyor. Peki neden?

Nedenini daha önce kısa süreli son olarak da bir ayı bulan ve çeşitli eyaletleri kapsayan Amerika gezimde ben de aradım. Tek cümle ile teşhisimi söyleyeyim, Amerika dışarıdaki tavrının tam aksine ve Avrupa’yı da sollayacak bir şekilde özgürlükler ülkesi..

Avrupa’da vatandaşlarımızı da sürekli tedirgin eden ırkçılık, Amerika’da hiç yok. Nedeni, dünyanın dört bir tarafından ama çoğunluğu kuzey ve doğu Avrupa’dan gelen göçmenlerin oluşturduğu bir karma millete sahip oluşu. İspanyolca konuşan orta ve güney Amerika ülkelerinden göçmenler ise Florida’da oldukça yoğun bir nüfusu oluşturuyor. New York’ta ise nereye başınızı çevirseniz Çinli’ye rastlıyorsunuz..

Bu karmakarışık demografik yapı, bizdekinin aksine tek vücud olmuş, “First Amerika” diyor. Nerede yaşıyorsa oranın tanınması, turist ve yatırımcı çekmesi, gelenin memnun dönmesi için çabalıyor.. Geldikleri köylerin, kasabaların, illerin değil, ülkelerin derneklerini kurup politikaya göz kırpmıyorlar (bunu bir yerlerden gözünüz ısırıyor değil mi?)

Geldikleri yöredeki yaşam tarzlarını taşıyıp, oradaki gibi yaşamak yerine hayret edilecek bir uyumla Amerika’daki yaşam kültürüne adapte olmuşlar.. Sokakta, işyerinde, evinde, trafikte, restoranda.. her yerde anında farkedeceğiniz bir uyum, saygı, sessizlik, nezaket hakim. Kurallara, çalışanlara, çevreye, hayvanlara ve özellikle diğer insanlara sınırsız bir saygıyı görüyor, yaşıyorsunuz.

Bir Amerikalı bir günde en çok şu üç kelimeyi kullanıyor: “sorry, thank you, how are you” Karşılaştığınız herkes olabildiğinice güler yüzle “merhaba, nasılsınız” demeden geçmiyor. Çalışanlar, market kasasında, havaalanındaki polis de dahil.. Yanınızdan geçerkerken sizi rahatsız etmemek için azami dikkat gösteriyor, hiçbir şekilde eli, kolu temas etmiyor, yol ortasında durmuyor ve biraz yaklaşacaksa mutlaka “sorry” diyor..

Caddeler olabildiğince geniş ve dimdik.. Bizimki gibi yılanvari kıvrılmıyor. Sokaklarda her kesişme noktasında lamba, eğer yoksa STOP levhası var. O levhanın dibinde yolun boş olduğunu rahat görebilse de durmak gerekiyor. Ve geçeni hiç görmedim. Epey araç da kullandım, yavaşlıyordum meğer tekerleklerin durduğunu göstermen gerekiyormuş, zor da olsa alıştım. Yayaları kenarda görünce 50 m. öncesinde durup bekliyorlar, bizde de başladı ama uyan az.. Epey araba kullandım ve sürekli her gün gezdim ama korna sesi yok denecek kadar az duydum. Sakin, ani dalışlar yapmadan araba kullanıyor ve sabırla bisikletliye, yayaya ve birbirlerine yol veriyorlar.. Ne dersiniz bizim kadar acele işleri yok mu acaba?

Hülasa, huzurlu, gülümseyen ve mutluluk hormonu aşılayan insanlara karşın sabahtan beri karşılaştığınız asık suratlı, dik dik bakan, en ufak bir şeye sinirlenip bağıran, trafikte her gün birkaç kavgaya rastladığınız insanlara siz olsanız ne öğütlerdiniz?

ABD ve Dünya ekonomisinin kalbi Wall Street / Manhattan

Dünyanın en önemli şirketlerinin merkezleri, Amerikan ekonomisinin resmi kurumlarının yer aldığı kalp atışlarının izlendiği yer Wall Street’e, Manhattan’a defalarca gittim. Ekonomi medyasının devleri; Bloomberg, Forbes, Thomson Reuters gibi medya kuruluşlarını ziyaret ettim. New York Borsası (New York Stock Exchange NYSE), Nasdaq Federal Reserve Bank, Moody’s, JP Morgan gibi ekonomi gündemini belirleyen devleri ziyaret ettim. Google gibi hayatımızın her anına giren bir teknoloji devinin iş ortamına girdim.

Hepsinde sözleşmişçesine resim ve isim paylaşmak kesinlikte yasaktı. Ve neredeyse hepsinde sözleşmişçesine; “Türkiye’nin ekonomik krizden nasıl çıkacağı” “Türkiye’de demokratik ortam” “Gazetecilerin ne kadar özgür olduğu” “İşsizlik oranının yüksekliği” ve halen bitmeyen “seçim sonuçları tartışması” soruldu.. Ben de onların nasıl bir Türkiye gördüğünü hem bu soruları cevaplarken hem de karşı sorularla anlamaya çalıştım..

Buraya kadar okuduysanız ve sizi ilgilendiriyor ise instagram.com/kenansertalp hesabıma davet edeyim, yaklaşık 50 bin görüntüleme alan Amerika maceramın detaylarını hikayeler bölümünde bulabilirsiniz.

Yerim bu kadar.. Amerika ile ilgili ticari hayat, Türklerin Amerika’daki ticari faaliyetleri ve diğer izlenimlerimi bir sonraki sayıya yazacağım.

New York Başkonsolosumuz Alper Aktaş'ı ziyaret ettim. Ticari Ateşe Özgür Çelikel'in de katıldığı görüşmede Türk işinsanlarının #ABD deki ticari faaliyetlerini, #Amerika'da iş yapmanın olmazsa olmazlarını konuştuk. #Manhattan'da BM karşısında yapımı süren yeni Türkevi (Turkish Center) hakkında bilgilendik. Ülkemi yurtdışında temsil eden genç, dinamik ve en önemlisi güler yüzlü diplomatlarını, gayretli ticari ateşelerini tanıdıkça geleceğe dair umutlarım artıyor..

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.