#HollandaKrizi'ni olay gecesi 3:30 a kadar "vur emri"ni filan bilmeden yüreğim ağzımda izledim. Bakan korumalarının bir ters hareketinin Bakan'ın bile hayatını tehlikeye atabileceğini öğrenmem zaman zaman beni "keşke gitmeseydi" noktasına getirdi. Ne yazık ki olayın evvelini şöyle sakinlikle anlatan bir Ak Partili yetkili de olmadı. Olamadı, çünkü referandum öncesi herhangi bir konudaki üç cümlenin arkasından "evet deyin, hallolsun" a bağlıyorlar.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nu Abdülkadir Selvi konuşturmuş ve yazmış.. Okuyunca zıvanadan çıkmamak elde değil! Bakan Çavuşoğlu'nun Hollanda Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmelere cevabın Hollanda Başbakanı tarafından medya üzerinden verilmesi zaten siyasi nezaketsizlik ve tamamen seçim yatırımı. Hollandalı mevkidaşının Lahey'e gelin teklifine Çavuşoğlu'nun olur demesine rağmen gene köşe çıkartmaları çok çirkin.

Hele hele Almanlar'ın Bakan Sayan'ın Roterrdam'a gidişini Hollanda'ya önceden haber vermeleri ve bunu yasadışı yöntemlerle öğrenmeleri verdiğimiz tüm tepkileri haklı kılıyor..

Hollandalılar'ın ise Bakan'ın aracının ülkelerine girişine izin vermeleri, Rotterdam'a ve Büyükelçiliğimizin dibine kadar gelmesini beklemeleri ise tamamen şov amaçlı..

Zaten tüm bunları tezgahlayan Başbakan Wilders'in seçim sonrası "normalleşelim" teklifi de vaziyeti açıklıyor, her şey seçim içindi..