Bu sütunlardaki çok sayıda yazılarımla aydınlanma gayretlerimi ortaya koymaktan yorulmamıştım. Bugün son yazımla bana verilen köşemdeki yerime vedâ ediyorum. Aynı zamanda Ekometre gazetemizin 19. yılına ulaştığını ve kamuya çok sayıda mesajlarını yaydığı açık bir gerçektir. Dilerim ki; daha nice uzun yıllarda Ekometre ailesinin insanlığa hizmetleri artsın ve aydınlatsın.
Tarih boyunca insanlık nerede hata yaptığını çok iyi biliyor fakat; niçin yaptığı konusunda nedense pek emin olamıyor. Çünkü; prensip edinemediği ve kendine söz vermediğinden, üst üste yanılgılarla ve dağ gibi sorunlarla boğuşmak zorunda kalıyor. Birkaç deneyimden sonra eğer kendine söz vermek ve bu tutarlılıkta yola çıkmak başarısını bir kere edinebilse hayatın ne kadar yaşanmaya değer olduğunu görecektir.
Kendine söz vermek bir bilinç işidir! Çok ciddi bir kararlılık ve tutarlılık vaadidir. Hele ki yaş olarak orta yaşı geçmiş ise; bu konudaki güvenirlik daima taraflarca aranacak ve istenecektir. Orta yaş öncesi veya hayata atılış döneminde bile kendine söz vermek, o kişinin toplum içerisindeki yerini ve yönünü belirleyen en etken davranıştır. Böylesi bir yüksek kültürü edinebilmek ve onu yaşatabilmek önce iyi insanlar içinde kişisel yükselmeyi ve örnek olmayı kazandıracaktır.
Toplum katmanları insan çoğunluğunun nasıl bir eğitim aldığı ve bunu nasıl uyguladığı yönünde gelişir ve ülkesel kalkınmanın temelini hazırlar. “Her fert istemeli ki ülke kalkınabilsin” böyle bir atasözü bu konuda oldukça güçlü bir ışık tutmaktadır. “İstemek yetmez yapabilmek gerekir” prensipliliği yine aynı yönde erişkin ve sorumluluk sahibi kişileri daima “kendine söz vermek” eylemini yerine getirmeye zorlar…
“Ben kendime söz verdim; şu veya bu konularda sözümü yerine getireceğim, asla sözümü bozmayacağım” diyebilen her fert, mutlak toplumun en geçerli katmanlarında yerini alır. Kendine söz verenlerin çokluğu ile kalkınan ülkelerin başında Almanlar, Japonlar ve İskandinav toplumları gelmektedir. Bu ülkelerdeki insanların farklı din ve inanışlarına ( hatta ateist olmalarına) rağmen; üst düzey başarıları kazanabilmesinin, kendilerine söz verip asla vazgeçmemeleri sayesinde olduğunu savunmaktayım.
Atalarımızın altın dönemlerindeki isabetli başarılarıyla bizler bugün övünebiliyorsak eğer; atalarımızın kendine ait verdiği sözler ve buradaki tutarlılıkları ile dönemin ilerici, akılcı ve başarmış toplumlar katmanında olmaları tesadüf olamaz. Buradaki bakış açısını kendi üzerimizde deneyip başarılar elde ettiğimizi mutlak fark edip görebileceğimizden eminim.
Kendi hayatımda yaptım mı? Evet, gururla söyleyebilirim ki yaptım. 47 yıllık iş hayatımda devlete borç takmadım, vergilerimi gerektiğinde banka kredisi kullanarak daima gününde ödedim! Affa girmiş hiçbir vergim yoktur! Kayıt dışı ekonomide olmadım! Sigortasız çalışanım olmadı!. Ayrıca; çok çalıştım, öncü ve dürüst olmayı savunup uyguladım. “ÖNCE VATAN” dedim ve asla vazgeçmedim. Mesleklere ait teknik eğitim noksanları olan ülkemizin gençlerine vakıf kültürü ve örnek projelerle ile fırsatlar oluşturdum; ülkemiz adına uluslararası ödülleri Bursa’mıza getirdim. Derin saygı ve hürmetlerimle vatan sevdalısı insansever dostlarıma içten sevgilerimle..
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Fahrettin Gülener
Kendine söz vermek
Bu sütunlardaki çok sayıda yazılarımla aydınlanma gayretlerimi ortaya koymaktan yorulmamıştım. Bugün son yazımla bana verilen köşemdeki yerime vedâ ediyorum. Aynı zamanda Ekometre gazetemizin 19. yılına ulaştığını ve kamuya çok sayıda mesajlarını yaydığı açık bir gerçektir. Dilerim ki; daha nice uzun yıllarda Ekometre ailesinin insanlığa hizmetleri artsın ve aydınlatsın.
Tarih boyunca insanlık nerede hata yaptığını çok iyi biliyor fakat; niçin yaptığı konusunda nedense pek emin olamıyor. Çünkü; prensip edinemediği ve kendine söz vermediğinden, üst üste yanılgılarla ve dağ gibi sorunlarla boğuşmak zorunda kalıyor. Birkaç deneyimden sonra eğer kendine söz vermek ve bu tutarlılıkta yola çıkmak başarısını bir kere edinebilse hayatın ne kadar yaşanmaya değer olduğunu görecektir.
Kendine söz vermek bir bilinç işidir! Çok ciddi bir kararlılık ve tutarlılık vaadidir. Hele ki yaş olarak orta yaşı geçmiş ise; bu konudaki güvenirlik daima taraflarca aranacak ve istenecektir. Orta yaş öncesi veya hayata atılış döneminde bile kendine söz vermek, o kişinin toplum içerisindeki yerini ve yönünü belirleyen en etken davranıştır. Böylesi bir yüksek kültürü edinebilmek ve onu yaşatabilmek önce iyi insanlar içinde kişisel yükselmeyi ve örnek olmayı kazandıracaktır.
Toplum katmanları insan çoğunluğunun nasıl bir eğitim aldığı ve bunu nasıl uyguladığı yönünde gelişir ve ülkesel kalkınmanın temelini hazırlar. “Her fert istemeli ki ülke kalkınabilsin” böyle bir atasözü bu konuda oldukça güçlü bir ışık tutmaktadır. “İstemek yetmez yapabilmek gerekir” prensipliliği yine aynı yönde erişkin ve sorumluluk sahibi kişileri daima “kendine söz vermek” eylemini yerine getirmeye zorlar…
“Ben kendime söz verdim; şu veya bu konularda sözümü yerine getireceğim, asla sözümü bozmayacağım” diyebilen her fert, mutlak toplumun en geçerli katmanlarında yerini alır. Kendine söz verenlerin çokluğu ile kalkınan ülkelerin başında Almanlar, Japonlar ve İskandinav toplumları gelmektedir. Bu ülkelerdeki insanların farklı din ve inanışlarına ( hatta ateist olmalarına) rağmen; üst düzey başarıları kazanabilmesinin, kendilerine söz verip asla vazgeçmemeleri sayesinde olduğunu savunmaktayım.
Atalarımızın altın dönemlerindeki isabetli başarılarıyla bizler bugün övünebiliyorsak eğer; atalarımızın kendine ait verdiği sözler ve buradaki tutarlılıkları ile dönemin ilerici, akılcı ve başarmış toplumlar katmanında olmaları tesadüf olamaz. Buradaki bakış açısını kendi üzerimizde deneyip başarılar elde ettiğimizi mutlak fark edip görebileceğimizden eminim.
Kendi hayatımda yaptım mı? Evet, gururla söyleyebilirim ki yaptım. 47 yıllık iş hayatımda devlete borç takmadım, vergilerimi gerektiğinde banka kredisi kullanarak daima gününde ödedim! Affa girmiş hiçbir vergim yoktur! Kayıt dışı ekonomide olmadım! Sigortasız çalışanım olmadı!. Ayrıca; çok çalıştım, öncü ve dürüst olmayı savunup uyguladım. “ÖNCE VATAN” dedim ve asla vazgeçmedim. Mesleklere ait teknik eğitim noksanları olan ülkemizin gençlerine vakıf kültürü ve örnek projelerle ile fırsatlar oluşturdum; ülkemiz adına uluslararası ödülleri Bursa’mıza getirdim. Derin saygı ve hürmetlerimle vatan sevdalısı insansever dostlarıma içten sevgilerimle..