Beni yargılamanız için bin tane sebebiniz olabilir; kendinizce haklı da olabilirsiniz... Beni anlamak için ise; elinizde tek çözüm var...? Benim hayatımı empati yoluyla şöyle bir hayal ederek yaşayınız. Acele etmeden (günlerce kızmak pahasına) tekrar ediniz ve madde madde not alınız...
Bu araştırmanın sonunda bir gün; gene kızgın ve kırgın iseniz hiç kimsenin çıkış yolu açık değil demektir.. Bu durumda bireyler bir çıkış yolu bulamadığından, kendine yeni bir yol yapabilirler mi? Bilinmez ama, genede mümkündür.. Örnek; Bir tanıdığım, eski tarihte babasının aşırı ciddi duruşları ve sert tutumundan hiç memnun değildi.. Buna mukabil üniversite tahsilinin masraflarını babasına yüklemeyi uygun bulmadı. Hemen bir iş bulup, gündüz çalışıp gece programında mühendislik tahsilini yürütmeyi seçti. Öyle hırslı ve azim doluydu ki; tahsilini ön lisans seviyesinde belgelendirip hemen hayata atıldı.. Babasına medeni bir cevap verebilmesi ve bir çeşit ispat gerekliliğini yerine getirdi. İlerleyen zamanlarda babasına daima hayırdua ettiğine de herkes şahit oldu… (Çünkü Baba ile kavga edilmez; ancak yarışılabilir! aynı kuralın içinde Annede vardır.)
Fakat; empati yoluyla, içinizden dostça ve Allah rızası için anlayışlı bir yaklaşım hissi doğuyorsa; tüm aileniz kurtuldu demektir.. En kolay şey yargılamak, zor olanı ise; anlamaktır.! Kişileri anlayabilmek için ise; yanında olmak gerekir!! Yanında problemi çözmek için ise; aynı olayların akışında durduğun kişiye rehberlik edebilmendir esas olan..
İnsan olmak kolay mı..? Hamdım; piştim, oldum diyen Yunus boşuna dememiş olsa gerek.. Yada; Toprağ idik taş olduk, ayağ idik baş olduk, çoşduk taşdık elhamdülillah…!? Haydi kürek başına..
Evlat der ki;
Baba sen bizi anlamıyorsun, sevmiyorsun, ilgilenmiyorsun bile.. Varmısın yokmusun belli değil; işlerinin peşinde olmaktan bizlere zaman ayıramıyorsun. Bak; torunların bile büyümeye başladı, sen farkında değilsin. Bu dünyada her şey iş mi yani? Ömür gelip geçiyor hep beraberce bir tatil yapamıyoruz. Arkadaşların ve sosyal faaliyetlerinle o kadar dolusun ki artık seni tanıyamıyoruz.
Arkadaşlarımızın babası ne tatlı, ne şeker şey.. Hep beraber gülüş cümbüş içindeler, öyle mutlular ki, kıskanıyoruz! İşlerini bu kadar büyütmenin gereği var mıydı yani? Herkesin babası gibi işini büyütmeyip ailene zaman ayırsaydın keşke…!
Hem zaten, artık senin yönetim modeli anlayışın çoook gerilerde kalmadı mı? Şöyle kenara çekilsen de; biz kardeşler olarak her şeyi ele alsak ne dersin. Biz senin evlatlarınız ama ne zaman patron olacağız? Neden bize patron olma fırsatı vermiyorsun? Bizimde kasamızda desteler dolusu paramız olmasına izin vermek aklından hiç geçmiyor mu? Bizler senin gibi ünlü ve zengin olmak istiyoruz ama sen galiba hiç farkında değilsin ya da; bize güvenmiyor musun?
…anne ne desin ki;
Hey gençler koro halindesiniz; kime bu sözleriniz? Kocam olmasaydı, ben sizin anneniz olamazdım! Sizin de kafa tutacağınız böyle bir babanız olamazdı… Haydi dağılın bakayım! Tarlayı sürmeye…!!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Fahrettin Gülener
Baba der ki;
Evlat der ki;
…anne ne desin ki;
Hey gençler koro halindesiniz; kime bu sözleriniz? Kocam olmasaydı, ben sizin anneniz olamazdım! Sizin de kafa tutacağınız böyle bir babanız olamazdı… Haydi dağılın bakayım! Tarlayı sürmeye…!!