Son dönemde TL’nin özellikle Dolar ve Euro karşısında değer kaybında yaşanan hızlanmanın birçok nedeni var. Bunlardan bazısı bizim dışımızdaki nedenlerden kaynaklanıyor. Mesela Dolar Endeksi yükseliyor. Ayrıca Euro/Dolar paritesi de Dolar lehine değişiyor. Bu demektir ki Dolar, diğer paralara karşı değer kazanıyor. Bu değişimin etkisi diğer paralarda olduğu gibi TL’de de değer kaybı yaratıyor.
Buna ek olarak Türkiye’nin 2018 yılında (Şubat Aralık dönemi) yapması gereken dış borç geri ödemesi tutarı toplamda 93,5 milyar Dolar. Bu projeksiyona ilişkin tabloyu aşağıda sunuyorum (Kaynak: Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Dış Borç Ödeme Projeksiyonları.)
Bu tablodaki ödemelerin önemli bir bölümü Nisan ve Mayıs aylarında toplanıyor. Dolayısıyla bu dönemde yapılan döviz talebi bu dönemde kurları yükseltiyor.
Bir başka neden, kurların bu iki etki ile yükselmesinin yol açtığı ek talep artışları. Şubat ayı itibariyle reel kesimin (finans kuruluşları dışında kalan özel kesim kuruluşları) döviz açık pozisyonu toplamı 222,7 milyar Dolar. Kurların yükseldiğini gören reel kesim kuruluşları, kurlar daha fazla yükselmeden döviz alıp açık pozisyonlarını kapatmak istiyorlar. Böylece ortaya çıkan ek döviz talebi kurların daha da yükselmesine yol açıyor.
Benzer biçimde hane halkları da kurlardaki yükselmeyi görerek dövize talep yaratıyor ve kurların daha da yükselmesine neden oluyor. Eskiden hane halkları kurlar yükseldiğinde Merkez Bankası’nın faiz artıracağını ve dolayısıyla kurların daha fazla yükselmeyeceğini düşünürler, o aşamada ellerindeki dövizi satar ve bu kez kur düşüşüne yol açarlardı. Bu kez Merkez Bankası’nın faiz artırımı yoluyla müdahale etmemesi bu tür bir otomatik dengelemenin işlemesini de tıkıyor.
Bütün bu nedenlerle TL, dış değer kaybına uğruyor. Yılbaşından bugüne kadar değer kaybı yüzde 22’nin üzerine çıkmış bulunuyor. Bu, son yıllarda bu kadar kısa sürede yaşanmış en büyük değer kaybına işaret ediyor.
Merkez Bankası, bankaları, geç likidite penceresinden gecelik yüzde 13,5 faizle fonluyor. Piyasada 2 yıllık gösterge tahvilin faizi yüzde 17,05. Merkez Bankası faizi artırıp kuru düşürse yabancı fonların bir kısmı düşük kurdan dövizi alıp gidecekler, faizi artırmazsa, piyasada yüzde 17’yi aşmış faize karşılık bankaları yüzde 13,5 ile ucuza fonlamaya devam edecek.
Karar almakta geç kalmak çoğu kez böyle ‘iki arada bir derede kalmakla’ sonuçlanır.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Değişen koşullar, değişen yaklaşımlar
25.03.2019 07:13
2018 yılının son çeyreğinde dünyada farklı bir görünüm vardı. ABD neredeyse artık krizden çıkmış, Avrupa benzer aşamaya geçişte epey bir yol almış, Japonya neredeyse 30 yıl sonra tünelin ucunda ışığı görmüş gibiydi. Gelişmiş ülkeler kategorisinde tek sorun Brexit olarak duruyor onun da çözümü yolund
Ekonomi bilimi, üretimi kimin yapacağı, kimin için yapacağı, ne kadar üretileceği, kaça üretileceği ve kaça satılacağı sorularının yanıtını arar. Bu soruların yanıtı bizi eldeki sınırlı kaynağın nasıl kullanılacağı sorusunun yanıtına götürür ki ekonomi biliminde buna ‘tahsis sorunu’ deniyor. Tahsis
Merkez Bankası nasıl kâr eder ve bu kârı niçin hazineye devreder?
21.01.2019 20:57
Merkez Bankası’nın 2018 yılında 37 milyar TL kâr ettiği Hazine ve Maliye Bakanı tarafından açıklandı. Merkez Bankası, normal olarak Nisan ayında yapacağı genel kurul toplantısını 18 Ocak’ta yapacak. Banka ana sözleşmesinde yer alan "Genel Kurul toplantıları her yılın nisan ayı içinde ve banka meclis
Yunan mitolojisinin en ilginç öykülerinden birisidir Kassandra’nın öyküsü.
Kassandra, Troya kralı Priamos ve kraliçe Hekabe’nin kızı, Hektor ve Paris’in kız kardeşidir. Tek isteği geleceği görebilen bakire bir rahibe olmaktır.
Zeus ile Leto’nun çocukları olan Apollon, mitoloji kaynaklarında tü
1970’lerde Fiyat belirlemek serbest değildi. Fiyat artırmak isteyenler çeşitli bakanlık temsilcilerinden oluşan Fiyat Tespit Komitesi adlı bir komiteye başvurup oradan onay almak zorundaydı. O dönemde bu izinleri almadan fiyat artıranlarla kolluk kuvvetleri uğraşırdı. Faizler de serbest değildi. Mer
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Ekometre
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Dr. Mahfi Eğilmez
Kurlar niçin yükseliyor?
Son dönemde TL’nin özellikle Dolar ve Euro karşısında değer kaybında yaşanan hızlanmanın birçok nedeni var. Bunlardan bazısı bizim dışımızdaki nedenlerden kaynaklanıyor. Mesela Dolar Endeksi yükseliyor. Ayrıca Euro/Dolar paritesi de Dolar lehine değişiyor. Bu demektir ki Dolar, diğer paralara karşı değer kazanıyor. Bu değişimin etkisi diğer paralarda olduğu gibi TL’de de değer kaybı yaratıyor.
Buna ek olarak Türkiye’nin 2018 yılında (Şubat Aralık dönemi) yapması gereken dış borç geri ödemesi tutarı toplamda 93,5 milyar Dolar. Bu projeksiyona ilişkin tabloyu aşağıda sunuyorum (Kaynak: Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Dış Borç Ödeme Projeksiyonları.)
Bu tablodaki ödemelerin önemli bir bölümü Nisan ve Mayıs aylarında toplanıyor. Dolayısıyla bu dönemde yapılan döviz talebi bu dönemde kurları yükseltiyor.
Bir başka neden, kurların bu iki etki ile yükselmesinin yol açtığı ek talep artışları. Şubat ayı itibariyle reel kesimin (finans kuruluşları dışında kalan özel kesim kuruluşları) döviz açık pozisyonu toplamı 222,7 milyar Dolar. Kurların yükseldiğini gören reel kesim kuruluşları, kurlar daha fazla yükselmeden döviz alıp açık pozisyonlarını kapatmak istiyorlar. Böylece ortaya çıkan ek döviz talebi kurların daha da yükselmesine yol açıyor.
Benzer biçimde hane halkları da kurlardaki yükselmeyi görerek dövize talep yaratıyor ve kurların daha da yükselmesine neden oluyor. Eskiden hane halkları kurlar yükseldiğinde Merkez Bankası’nın faiz artıracağını ve dolayısıyla kurların daha fazla yükselmeyeceğini düşünürler, o aşamada ellerindeki dövizi satar ve bu kez kur düşüşüne yol açarlardı. Bu kez Merkez Bankası’nın faiz artırımı yoluyla müdahale etmemesi bu tür bir otomatik dengelemenin işlemesini de tıkıyor.
Bütün bu nedenlerle TL, dış değer kaybına uğruyor. Yılbaşından bugüne kadar değer kaybı yüzde 22’nin üzerine çıkmış bulunuyor. Bu, son yıllarda bu kadar kısa sürede yaşanmış en büyük değer kaybına işaret ediyor.
Merkez Bankası, bankaları, geç likidite penceresinden gecelik yüzde 13,5 faizle fonluyor. Piyasada 2 yıllık gösterge tahvilin faizi yüzde 17,05. Merkez Bankası faizi artırıp kuru düşürse yabancı fonların bir kısmı düşük kurdan dövizi alıp gidecekler, faizi artırmazsa, piyasada yüzde 17’yi aşmış faize karşılık bankaları yüzde 13,5 ile ucuza fonlamaya devam edecek.
Karar almakta geç kalmak çoğu kez böyle ‘iki arada bir derede kalmakla’ sonuçlanır.
Değişen koşullar, değişen yaklaşımlar
25.03.2019 07:132018 yılının son çeyreğinde dünyada farklı bir görünüm vardı. ABD neredeyse artık krizden çıkmış, Avrupa benzer aşamaya geçişte epey bir yol almış, Japonya neredeyse 30 yıl sonra tünelin ucunda ışığı görmüş gibiydi. Gelişmiş ülkeler kategorisinde tek sorun Brexit olarak duruyor onun da çözümü yolund
Piyasa sisteminde fiyatlara müdahale
24.02.2019 18:41Ekonomi bilimi, üretimi kimin yapacağı, kimin için yapacağı, ne kadar üretileceği, kaça üretileceği ve kaça satılacağı sorularının yanıtını arar. Bu soruların yanıtı bizi eldeki sınırlı kaynağın nasıl kullanılacağı sorusunun yanıtına götürür ki ekonomi biliminde buna ‘tahsis sorunu’ deniyor. Tahsis
Merkez Bankası nasıl kâr eder ve bu kârı niçin hazineye devreder?
21.01.2019 20:57Merkez Bankası’nın 2018 yılında 37 milyar TL kâr ettiği Hazine ve Maliye Bakanı tarafından açıklandı. Merkez Bankası, normal olarak Nisan ayında yapacağı genel kurul toplantısını 18 Ocak’ta yapacak. Banka ana sözleşmesinde yer alan "Genel Kurul toplantıları her yılın nisan ayı içinde ve banka meclis
Kassandra Laneti ve İktisatçılar
25.12.2018 13:40Yunan mitolojisinin en ilginç öykülerinden birisidir Kassandra’nın öyküsü. Kassandra, Troya kralı Priamos ve kraliçe Hekabe’nin kızı, Hektor ve Paris’in kız kardeşidir. Tek isteği geleceği görebilen bakire bir rahibe olmaktır. Zeus ile Leto’nun çocukları olan Apollon, mitoloji kaynaklarında tü
Faizler nasıl düşürülür?
23.11.2018 19:031970’lerde Fiyat belirlemek serbest değildi. Fiyat artırmak isteyenler çeşitli bakanlık temsilcilerinden oluşan Fiyat Tespit Komitesi adlı bir komiteye başvurup oradan onay almak zorundaydı. O dönemde bu izinleri almadan fiyat artıranlarla kolluk kuvvetleri uğraşırdı. Faizler de serbest değildi. Mer