Fiziksel, psikolojik ve toplumsal süreçler kişilerin ve toplumların sağlık düzeylerini etkiliyor, hatta belirliyor.
Dünya Sağlık Örgütü-DSÖ, yeryüzünün her yerinde sağlığı; sadece hastalığın olmaması değil, bedenen, ruhen ve sosyal olarak tam bir iyilik hali olarak tanımlıyor.
Klasik, evrensel bir tanımdır bu.
Çok etkenli bir alan olan sağlık ve hastalık, sadece ve sadece biyolojik süreçlerle açıklanamıyor.
Sağlık sosyolojisi
Sağlık ve hastalık, tıbbın konusu olarak görülse de sosyal bilimlerin, sosyolojinin ilgilendiği konular arasında yer alır. Bu bakımdan toplum sağlığı, günümüzde ‘sağlık sosyolojisi’yle desteklenip, geliştirilir.
Gelişmiş ülkelerin patronları, ceo’ları, yöneticileri, beyaz yakalıları bu kavramı içselleştirerek yalnızca kendi sağlıklarına değil; işyeri, iş ve işçi sağlığı ile çalışanların refahı konularına da bilinçli bir şekilde odaklanırlar.
Sağlık sosyolojisi, sağlık ve hastalıkta sosyal sebeplerin etkilerini ele alır. Buradan da ‘İş stresi, stres, hastalık ve başa çıkma yolları’ gibi bir konu çıkar karşımıza.
İş dünyasının, sanayinin, iş ortamlarının önemli problemi ve tehlike kaynağı olan stres; işverenlerin, yöneticilerin ve işçilerin fiziksel ve ruhsal sağlıklarını olumsuz yönde etkileyerek yıkıcı etkilere neden olur. Kalite, verimlilik, iş huzuru ve güvenlikle ilgili bir boyut kazanır.
Bu yeni boyutta sağlığın korunması ve geliştirilmesiyle, hastalık risklerinin azaltılmasıyla bireyin sağlık hali korunur. Böylece bireyin genel sağlık durumu, yaşam süresi ve yaşam kalitesi iyileştirilir. Toplumda veya iş ortamında olumlu sağlık davranışlarının yerleşmesi sağlanır.
Yaşam biçimi
Alışkanlıklar, değerler, tutum ve davranışlar ayrı ayrı herkese bir yaşam biçimi kazandır.
Çeşitli baskı ve yükler altında iş sürdüren, çalışma hayatının yüksek sorumluluk sahibi yöneticileri, kendi davranışlarını kontrol altında alarak, sağlıklarını olumlu olarak etkilemeli ve sağlıklı yaşam biçimi oluşturmalı.
Yaşam biçimleri kişisel özellikler, sosyo-ekonomik faktörler ve çevresel koşullar arasındaki ilişkilerden etkilenir;
Aşırı ve düzensiz yeme, sigara, alkol ve madde kullanımı, aşırı veya yetersiz fiziksel aktivite, hareketsizlik, zararlı yiyecek tüketimi, önem verilmeyen kişisel bakım ve hijyen, sağlık hizmetlerinden yetersiz yararlanım, lakayt sağlık sorumluluğu, stresle baş edememe, sorunlu ağız-diş sağlığı, aşırı ve özensiz cinsel aktiviteler, yorucu seyahatler, uzun eğlenceler, uykusuzluk, düzensiz aile ilişkileri, kendini gerçekleştirememe, kişilerarası destek yoksunluğu, manevi tatminsizlik sağlığı etkileyen davranışlar olarak karşımıza çıkar.
Bireyin yaşam biçimi, alışkanlıkları, kararları, davranışları sağlığı üzerine etkilidir, hastalıklar ve ölümlerden de sorumludur.
Kalp hastalığı, hipertansiyon ve diyabet gibi kronik hastalıklar yaşam biçimiyle ilgilidir.
Olumlu yaşam biçiminde ölümler ve hastalıklar da az olur. Örneğin DSÖ’ne göre, az gelişmiş ülkelerdeki tüm ölümlerin % 40-50’sinin sebebi yaşam biçimidir. Gelişmiş ülkelerde ise bu oran % 70’lere çıkar. Türkiye istatistikleri de buna benzer.
Öneriler
Yaşam biçiminin düzeltilmesiyle, sağlığın geliştirilmesiyle hastalıklardan korunmak mümkündür. Sağlıklı, mutlu ve uzun yaşamak için sağlık korunmalı ve geliştirilmeli. Daha dikkatli olmalı, davranış ve tutumların bazıları terk edilmeli, bazılarının ise periyodu artırmalı.
Fiziksel aktivite Kişilerarası ilişkiler Sağlık sorumluluğu Manevi gelişim Stres yönetimi BeslenmeTütün, alkol ve madde kullanımı Yaş ve cinsiyet Genetik özellikler İş ve çevre kavramları yeniden değerlendirilmeli, zihinsel ve fiziksel sağlığın olumlu etkilenmesi sağlanmalı,
yaşam biçimine uygun hale getirmeli.
İş dünyası, işvereniyle, yönetenleri ve çalışanlarıyla bir bütün olarak, sağlıklı yaşam biçimiyle ilgili yeni yaklaşımlar doğrultusunda; Eğitimler almalı, bilgiler edinmeli, tutum ve davranışlar geliştirmeli. Konunun önemi kavranmalı. Farkındalık oluşturulmalı. Günlük hayatta uygulanmalı. Toplumsal alışkanlık kazanılmalı. Tutum ve davranışlarda devamlılık sağlanmalı. Sağlıklı yaşam davranışlarına başlatmak ve sürdürülmesine katkı veren faaliyetler oluşturmalı.
İş, sosyal yaşam ve aileyle ilgili stresi azaltmak için; Kısa süre için bile olsa ortamdan uzaklaşmak, dinlenmek. Akraba ve arkadaşlarla daha çok vakit geçirmek. Kendine ve aileye daha fazla zaman ayırmak. İş çevresindeki arkadaş toplantılarına katılmak. Toplum yararlı gönüllü faaliyetlerde bulunmak. Müzik, folklör, spor, resim, fotoğraf, sanat faaliyetleri gibi hobilere yönelmek, el becerileri geliştirmek. Çevre ve doğa yürüyüşlerine iştirak etmek. Yaşam ve iş alanıyla ilgili iyileştirme ve tasarımlar yapmak.
BİRŞEYLER YAPMALI
Ülkemizin sosyo-ekonomik şartları ortada!
Bugünlerde enflasyon ve hayat pahalılığı kadar, kadın cinayetlerini, hekimlerin, avukatların ve veteriner hekimlerin öldürülmelerini, sağlık çalışanlarına yönelen silahlı saldırıları, intiharları, katliam boyutuna varan cinayetleri, iş kazalarını, hayatlarını kaybeden işçileri, fabrika yangınlarını konuşuyoruz.
Bütün dikkatimizle sağlığa, psikososyal tehlike ve risklere odaklanmalıyız.
Stres yönetimine yönelik eğitim programlarını önemsemeli, işyerinde, fabrikada, ailede, hastanede, toplumun her kesiminde stresi azaltan uygulamalar geliştirmeliyiz.
Birşeyler yapmalı;
Öncelikle, ülke yöneticileri ile siyasetçileri dillerini yumuşatmalı, tutum, davranış ve üsluplarını düzeltmeli, gerginlikleri azaltmalılar.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Dr.Hüseyin H.Serdar
Sağlıklı yaşam biçimi
Fiziksel, psikolojik ve toplumsal süreçler kişilerin ve toplumların sağlık düzeylerini etkiliyor, hatta belirliyor.
Dünya Sağlık Örgütü-DSÖ, yeryüzünün her yerinde sağlığı; sadece hastalığın olmaması değil, bedenen, ruhen ve sosyal olarak tam bir iyilik hali olarak tanımlıyor.
Klasik, evrensel bir tanımdır bu.
Çok etkenli bir alan olan sağlık ve hastalık, sadece ve sadece biyolojik süreçlerle açıklanamıyor.
Sağlık sosyolojisi
Sağlık ve hastalık, tıbbın konusu olarak görülse de sosyal bilimlerin, sosyolojinin ilgilendiği konular arasında yer alır. Bu bakımdan toplum sağlığı, günümüzde ‘sağlık sosyolojisi’yle desteklenip, geliştirilir.
Gelişmiş ülkelerin patronları, ceo’ları, yöneticileri, beyaz yakalıları bu kavramı içselleştirerek yalnızca kendi sağlıklarına değil; işyeri, iş ve işçi sağlığı ile çalışanların refahı konularına da bilinçli bir şekilde odaklanırlar.
Sağlık sosyolojisi, sağlık ve hastalıkta sosyal sebeplerin etkilerini ele alır. Buradan da ‘İş stresi, stres, hastalık ve başa çıkma yolları’ gibi bir konu çıkar karşımıza.
İş dünyasının, sanayinin, iş ortamlarının önemli problemi ve tehlike kaynağı olan stres; işverenlerin, yöneticilerin ve işçilerin fiziksel ve ruhsal sağlıklarını olumsuz yönde etkileyerek yıkıcı etkilere neden olur. Kalite, verimlilik, iş huzuru ve güvenlikle ilgili bir boyut kazanır.
Bu yeni boyutta sağlığın korunması ve geliştirilmesiyle, hastalık risklerinin azaltılmasıyla bireyin sağlık hali korunur. Böylece bireyin genel sağlık durumu, yaşam süresi ve yaşam kalitesi iyileştirilir. Toplumda veya iş ortamında olumlu sağlık davranışlarının yerleşmesi sağlanır.
Yaşam biçimi
Alışkanlıklar, değerler, tutum ve davranışlar ayrı ayrı herkese bir yaşam biçimi kazandır.
Çeşitli baskı ve yükler altında iş sürdüren, çalışma hayatının yüksek sorumluluk sahibi yöneticileri, kendi davranışlarını kontrol altında alarak, sağlıklarını olumlu olarak etkilemeli ve sağlıklı yaşam biçimi oluşturmalı.
Yaşam biçimleri kişisel özellikler, sosyo-ekonomik faktörler ve çevresel koşullar arasındaki ilişkilerden etkilenir;
Aşırı ve düzensiz yeme, sigara, alkol ve madde kullanımı, aşırı veya yetersiz fiziksel aktivite, hareketsizlik, zararlı yiyecek tüketimi, önem verilmeyen kişisel bakım ve hijyen, sağlık hizmetlerinden yetersiz yararlanım, lakayt sağlık sorumluluğu, stresle baş edememe, sorunlu ağız-diş sağlığı, aşırı ve özensiz cinsel aktiviteler, yorucu seyahatler, uzun eğlenceler, uykusuzluk, düzensiz aile ilişkileri, kendini gerçekleştirememe, kişilerarası destek yoksunluğu, manevi tatminsizlik sağlığı etkileyen davranışlar olarak karşımıza çıkar.
Bireyin yaşam biçimi, alışkanlıkları, kararları, davranışları sağlığı üzerine etkilidir, hastalıklar ve ölümlerden de sorumludur.
Kalp hastalığı, hipertansiyon ve diyabet gibi kronik hastalıklar yaşam biçimiyle ilgilidir.
Olumlu yaşam biçiminde ölümler ve hastalıklar da az olur. Örneğin DSÖ’ne göre, az gelişmiş ülkelerdeki tüm ölümlerin % 40-50’sinin sebebi yaşam biçimidir. Gelişmiş ülkelerde ise bu oran % 70’lere çıkar. Türkiye istatistikleri de buna benzer.
Öneriler
Yaşam biçiminin düzeltilmesiyle, sağlığın geliştirilmesiyle hastalıklardan korunmak mümkündür. Sağlıklı, mutlu ve uzun yaşamak için sağlık korunmalı ve geliştirilmeli. Daha dikkatli olmalı, davranış ve tutumların bazıları terk edilmeli, bazılarının ise periyodu artırmalı.
Fiziksel aktivite Kişilerarası ilişkiler Sağlık sorumluluğu Manevi gelişim Stres yönetimi Beslenme Tütün, alkol ve madde kullanımı Yaş ve cinsiyet Genetik özellikler İş ve çevre kavramları yeniden değerlendirilmeli, zihinsel ve fiziksel sağlığın olumlu etkilenmesi sağlanmalı,yaşam biçimine uygun hale getirmeli.
İş dünyası, işvereniyle, yönetenleri ve çalışanlarıyla bir bütün olarak, sağlıklı yaşam biçimiyle ilgili yeni yaklaşımlar doğrultusunda; Eğitimler almalı, bilgiler edinmeli, tutum ve davranışlar geliştirmeli. Konunun önemi kavranmalı. Farkındalık oluşturulmalı. Günlük hayatta uygulanmalı. Toplumsal alışkanlık kazanılmalı. Tutum ve davranışlarda devamlılık sağlanmalı. Sağlıklı yaşam davranışlarına başlatmak ve sürdürülmesine katkı veren faaliyetler oluşturmalı.
İş, sosyal yaşam ve aileyle ilgili stresi azaltmak için; Kısa süre için bile olsa ortamdan uzaklaşmak, dinlenmek. Akraba ve arkadaşlarla daha çok vakit geçirmek. Kendine ve aileye daha fazla zaman ayırmak. İş çevresindeki arkadaş toplantılarına katılmak. Toplum yararlı gönüllü faaliyetlerde bulunmak. Müzik, folklör, spor, resim, fotoğraf, sanat faaliyetleri gibi hobilere yönelmek, el becerileri geliştirmek. Çevre ve doğa yürüyüşlerine iştirak etmek. Yaşam ve iş alanıyla ilgili iyileştirme ve tasarımlar yapmak.
BİRŞEYLER YAPMALI
Ülkemizin sosyo-ekonomik şartları ortada!
Bugünlerde enflasyon ve hayat pahalılığı kadar, kadın cinayetlerini, hekimlerin, avukatların ve veteriner hekimlerin öldürülmelerini, sağlık çalışanlarına yönelen silahlı saldırıları, intiharları, katliam boyutuna varan cinayetleri, iş kazalarını, hayatlarını kaybeden işçileri, fabrika yangınlarını konuşuyoruz.
Bütün dikkatimizle sağlığa, psikososyal tehlike ve risklere odaklanmalıyız.
Stres yönetimine yönelik eğitim programlarını önemsemeli, işyerinde, fabrikada, ailede, hastanede, toplumun her kesiminde stresi azaltan uygulamalar geliştirmeliyiz.
Birşeyler yapmalı;
Öncelikle, ülke yöneticileri ile siyasetçileri dillerini yumuşatmalı, tutum, davranış ve üsluplarını düzeltmeli, gerginlikleri azaltmalılar.