SON DAKİKA
Hava Durumu

Rahat batmaz, batırır!

Yazının Giriş Tarihi: 23.09.2022 12:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.09.2022 12:48

 

“Ekometre, kulvarında uzun soluklu bir yolculukta ve her geçen yıl daha fazla kişiye daha güncel bilgiler, daha ilerici vizyoner analizler sunmaya devam ediyor.

22. yılına girerken, ekibe dahil olmaktan büyük mutluluk duyuyorum ve Ekometre’ye nice başarılı yıllar diliyorum.”

 

 

Murat Ülker’in çok sevdiğim bir metodu var, GOYA : Gez Oturma Yeter Artık diye ifade ediyor kendisi. Ben de yıllardır tüm tanıdıklarıma, “Gezen tilki yatan aslandan yeğdir” ata sözünü anlatırım. Ülker bu ülkedeki lider konumunun rahatlığına kapılmadı, sınırlarını hep test etti ve bunu yaparken de hem yereli hem globali göz önünde bulundurdu. Herhalde devlet parasız yatılı okullarında geçen yıllarımdan olsa gerek, konfor seviyem çok yüksek değil, düz halıda bir kazağı ya da havluyu yastık yaparak uyuyuveririm. Beni en çok şaşkınlığa sürükleyen ilk anılarım, yaz tatillerinde Pamukkale de hediyelik eşya dükkanlarında, büfelerde çalışırken tanıdığım Alman, Amerikalı, Avusturyalı, Japon, envai çeşit insanlardan duyduklarım olmuştu. Türkiye’den çok çok büyük bir başka dünya vardı. O yıllarda aklıma kazınan şey, ilerde yeni insanlar ve yeni ülkeler görmek ve tanımak istediğim ve bunun için de yabancı dil bilmenin, İngilizceyi ana dil gibi konuşmanın olmazsa olmaz olduğuydu.

 

 Bu ay Amerika biletini Polonya havayollarından aldım, Varşova aktarmalı uçak sayesinde ilk ayakta genç ve başarılı bir Türk hekimi ile tanıştım. Yok, ülkeyi terk etmiyordu, daha hesaplı ve değişik bir rota olsun diye Amerika’daki kardeşini ziyarete ve gezmeye gidiyordu. Kendisinden anestezi hakkında bilmediğim şeyler dinledim, ben de ona, pek bilmediği yazılım ve teknoloji konuları anlattım. İkinci ayakta ise, Amerika’daki eşine giden Ukraynalı bir kadın ve 6 yaşındaki oğlu Evan ile yolculuk yaptım. Evan İngilizce ve Rusça konuşuyordu, yol boyu uyanık olduğumuz anlarda güzel oyunlar oynadık. Üç beş cümle Rusça pratiği bile yaptım.  Geçen ay da Benin deki bir ihale için apar topar Batı Afrika’ya gittiğimde Sarı humma aşısı olmak ve sıtma ilaçları almak için ülkemizdeki sağlık altyapısının bir başka boyutu ile tanışmış oldum. Kurban Bayramı yani resmî tatil olduğu için sadece Yeni İstanbul havalimanında olabilmiştim aşımı. Türk Hava Yolları’nın Cotonou, Benin’deki görevlisi arkadaşın da desteği ile bayramda zorlu olabilecek bir yolculuğu keyifli hale getirmiştik olabildiğince. Allah’tan, üniversitede çözmüş olduğum İngilizce konusundan sonra, askerde başladığım Fransızca sayesinde Kuzey Afrika’da sorun yaşamadan iş takip edebilir hale geldik. Tüm bunlar, aslında 8 Milyarlık bir dünyaya 80 milyonluk bir ülke gözlüğü ile bakma miyopluğundan düzenli olarak çıkmayı sağlıyor. Kapıkule’den öteye geçince, Türkçeyi hiç duymamış, Türkiye’nin yerini zar zor bilen milyarlarca insan var. Maalesef içerden bakınca da biz öyleyiz!  Hiç Bulgarca duymamış, hiçbir Portekizliyle sohbet etmemiş, onu bırakın bir Suudi ile İslamiyet’i konuşmamış milyonlarımız var. 

 

Ama bir Avrupalı genç bizim gençlerden daha şanslı. Zamanında sömürgeciliklerinden gelen bir kültür de olabilir, Avrupalılar, gençlerin lise ya da üniversiteyi bitirdiklerinde 6 ay, bir yıl dünyayı gezmelerini ve gezegen içinde kendi dilini konuşan insanlardan başka çok büyük bir coğrafya olduğunu birinci elden görmelerini sağlıyor. O yüzden bir iş yaparken, bir ürün üretirken, akıllarında ve hedeflerinde sadece kendi vatandaşları değil, tüm dünya oluyor. Bir Alman ürettiği arabayı bir Çinli, bir Amerikalı kullanacak bilinciyle üretiyor, bir İtalyan tasarladığı bir çantayı bir Amerikalı, bir İngiliz alıp kullansın diye çalışıyor.

 

Başarsoft’u kurduğumuz yıllarda hedefimizin yurtdışı olmadığını, hatta hiç bu konuda düşünmemiş olduğumuz şirketin adındaki “ş” karakterinden anlaşılıyor sanırım. Hatta ilk kurduğumuzda adımız Başar Bilgisayar idi, Başarsoft’u sonradan düşündük, arayıp bilgisayar fiyatı soranlar arttığı için. Bu yüzden hala Amerika için bir demo hazırladığında km/saat değil, mil/saat birim kullanmalısın diye uyarıyoruz arkadaşlarımızı. Dünya küçülürken, bizlerin yurtdışına gitme hedefimiz olmasa bile artık oturduğumuz yerde rahat oturma şansımız yok, çünkü dünyanın bir başka ülkesinde bizim yaptığımız işi bizden daha iyi yapan biri ile tanışmak üzere müşterilerimiz. Yani rahat rahat oturup kapalı bir pazarda iş yapan 80 öncesi Türkiye’den sonra, 80 sonrası dışa açılarak da rahat rahat işini yapan işletmelerimiz için, mesela Bursa veya Kayseri’deki bir otomotiv yedek parçacısı için artık Romanya’daki, Polonya’daki bir fabrika rakip. Otellere yaptığı yazılımla rahat rahat yaşayan bir yazılım firması için artık global yazılımlar birer rakip.

 

Dolayısıyla hem yeni iş kuracak girişimcilere hem de mevcut işletme sahiplerine, artık rahatlığın, işi yoluna koyup bir köşeye çekilerek olmadığını, rahat etmek istiyorsa, devamlı olarak sektörünü takip etmesi, yerli ve yabancı rakipleri ve sektöründeki teknolojileri düzenli olarak gözden geçirmesi gerektiğini söyleyebiliriz.  Hatta bu sayede yepyeni pazarlar ve yepyeni müşteriler bulabilmesi bile mümkün. Başarsoft olarak 2018 yılında, Amerika’da yapılan “Utility Week” adlı, altyapı şebekeleri ile ilgili teknoloji fuarında tanıştığımız partnerimiz ile geliştirdiğimiz ilişki sayesinde, GPS’i, sayısal haritayı ve coğrafi bilgi sistemleri sektörünü yaratan Amerika’da, onlarca elektrik şirketine, tamamen kendi geliştirdiğimiz harita tabanlı şebeke izleme yazılımı vermeye başladığımızı ve bu yazıyı yine bir potansiyel müşteri ziyareti için Colorado Denver’dan Florida’ya döndüğümde bitirdiğimi belirtmeliyim.

 

Özetle;  “Rahat mı battı? Otur oturduğun yerde!” sözü artık geçersiz,

“Rahat batmaz, batırır” sözü geçerli.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.