SON DAKİKA
Hava Durumu

Polis ve suçla savaş

Yazının Giriş Tarihi: 21.10.2025 11:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.10.2025 11:10

2001 Yılında Başarsoft daha 4-5 çalışanı olan küçük bir şirket iken, Coğrafi Bilgi Sistemleri konusunda Birleşmiş Milletlerde danışmanlık hizmeti ve ODTÜ’de ders veren, aynı zamanda başbakanlık danışmanlığı da yapan Dr. Kâmil Eren’in referansı ile Medine Belediyesi’nde bir kent bilgi sistemi pilot projesi aldık. 6 aydan kısa sürede yaptık, elimizde başka ciddi bir iş yoktu zaten.

Ardından mutlu müşteri bize daha büyük işler verdi ve Medine Belediyesi’nde 30’dan fazla modülü olan uzun yıllar kullandıkları çok yetkin bir bilgi sistemi kurduk. Bu sayede, 2006 yılına kadar Suudi Arabistan’a birçok seyahatler yaptım ve toplamda 1,5 yıl kadar da orada yaşadım. Proje Medine’de idi ama, başka işler de almak yapmak üzere bütün büyük şehirlerini gezmek ve görmek imkânımız oldu. Bu süreçte beni en çok şaşırtan şeylerden biri de şehirlerin giriş ve çıkışlarındaki Polis Kontrol Noktaları idi. Ülkeye girerken yapılan polis kontrolleri gibi, şehirlere de girerken, polis tek tek herkesin pasaport/kimlik, çalışma izni vb. bilgilerini sorardı. Ülkenin asayişi ile ilgisinden çok, burası çok korkman gereken derecede kontrol edildiğin bir ülke mesajıydı açıkça. Araçların yavaşlatıldığı, büyük beton bloklar ile kenara yönlendirildiği kontrol noktaları sanırım hala var Suudi Arabistan’da. Benzer bir tedirginliği, İsrail’de 2010 ve 2016 yıllarında yaşamıştım.

Türkiye ise, son yıllarda gittikçe artan bir şekilde bu tür polis kontrol noktası uygulaması yapmaya başladı. 50’den fazla ülkeye gerek iş gerek turizm amaçlı gittiğim için bu konu gittikçe daha çok dikkatimi çekmeye başladı. Bir yandan da basında çok daha fazla suç ve suçlular ile ilgili haberler görmeye başladık. Bunun üzerine polis sayısı ve suç oranlarına bir bakmak istedim.

2023 yılı Eurostat verilerine göre:

Ülke

100 bin kişi başına cinayet

100 bin kişi başına polis

Almanya

0,9

307

İspanya

0,7

376

Yunanistan

0,8

520

Türkiye

3,2

568

Tabloda gösteriyor ki, kişi başına polis miktarımız Almanya’nın neredeyse iki katı, ama cinayet oranı ise 3 katın üstünde yani yaklaşık 6 kat bir fark söz konusu mevcut polis başına. Demek ki, polisin çok olması, çok işe yaradığı anlamına gelmiyor. Ayrıca son yıllarda bu rakamın da gittikçe arttığını görüyoruz. (https://tr.euronews.com/2023/07/10/kisi-basina-dusen-polis-sayisinda-turkiye-avrupada-ucuncu-5-yilda-yuzde-21-artis) Türkiye’de kişi başına polis sayısı AB ortalamasının yaklaşık iki katı.

Dolayısıyla nitelikte bir düzelmeden çok nicelikte bir artış söz konusu. Diğer üzücü nokta ise, polislerimizin de hallerinden memnun olmadıkları. Sosyal medyada birçok platformda polisler,

  • Özlük haklarından,
  • Aşırı çalışma saatlerinden,
  • Yetki ve sorumluluk sınırlarına saygı gösterilmemesinden

Şikayetlerde bulunuyorlar.

Yolda rastgele insan ve araçlara güvenlik sorgusu yapılması vatandaşın polise olan güvenini de zedelemekte. Öyle ya, rastgele kontrollerle kimlik ve suçlu kontrolü yaparak birçok sıradan kişiyi de işinden, yolundan alıkoyan bir sistem. Her ne kadar ellerindeki tabletler ile kimlik kartlarındaki karekodları okuyarak veya TC no girerek merkezi veri tabanlarından sorgu yapıyor olsalar da teknoloji, bilgi ve elektronik çağında polisi çok geri kalmış gösteriyor. Öyle ya, aynı zamanda herkesin bir resmi adresi var, yerli ve yabancı tüm turistler de kaldıkları otellerde konaklama yaparken TC kimlik bildiriyorlar. Suçluların ev adresleri veya konakladıkları otel bilgileri zaten sisteme düşüyor olması gerekli değil mi? Zaten, o polislerin de mesleki olarak tatmin edici olmayan bu aktiviteyi ellerinin ucuyla yaptıkları da net bir şekilde gözlemleniyor.

Bunun yerine, 2000’li yılların başında başlatılan polisin teknoloji ile buluşturulduğu projeler devam ettirilse, hem polis sadece suç ve suçluyu engelleyebilir hale gelir, hem de polise ve polislik mesleğine olan güven güçlendirilir. Aşırı sayıda polis ve bekçi istihdamı yerine, etkin polislik yapan teknik gücü yüksek bir polis, ülkemizin de şu anda ihtiyacı olan şey gibi görünüyor. Çünkü son on yıl içerisinde suç oranları %100’den fazla artmış görünüyor.

Dr. Berat Dağ 25 Eylül 2025’te yaptığı açıklamada:

“Somut olarak Adalet Bakanlığı’nın verilerine bakılırsa 2011’de toplam 128 bin 253 kişi cezaevine girerken bu sayının 2020’ye gelindiğinde 266 bin 831’e ulaştığı görülmektedir. Bu da 10 yıl içinde suç oranlarında %108’lik bir artışın olduğunu göstermektedir” demektedir.

(https://uskudar.edu.tr/haber/turkiyede-son-10-yilda-suc-oranlari-yuzde-108-artti/62794 - 25 Eylül 2025)

Performans girdilerle değil, çıktılarla ölçülür.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.