SON DAKİKA
Hava Durumu

Paranın ne önemi var, mühim olan insanlık!

Yazının Giriş Tarihi: 19.11.2022 12:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.11.2022 11:33

Sosyal İnovasyon

 

Luis Von Ahn, Guatemala 1978 doğumlu, Amerikan Carnegie Mellon üniversitesinde bir yazılım akademisyeni. İlk araştırmaları internet sitelerine şifre denemeleri ile giriş yapan robot yazılımları eleyip, siteye gerçek insanların giriş yaptığından emin olunmasını sağlayan, hemen hepimizin gördüğü güvenlik giriş adımlarından reCAPTCHA idi. Geliştirdiği yazılım ile, sadece bir insanın ayırdına varacağı bir görselin içindeki rakam ve harfleri yaratıyor ve kullanıcı bunları doğru girebilirse, gerçek kişi olduğunu kanıtlayıp sisteme erişebilir hale getirdi. Google, Captcha’yı 2003, reCAPTCHA’yı 2009 yılında satın aldı. Luis Von Ahn, bu aşamadan sonra, hayatına amacı sadece para kazandırmak olmayan, insanların hayatlarında iyileştirmeler yapacak işlere kafa yormaya başladı. Yeni dönemde buna sosyal inovasyon diyoruz. “Bunlar, örneğin - çalışma koşulları, eğitim, toplum gelişimi veya sağlıktan kaynaklanan, sosyal ihtiyaçları mevcut çözümlerden daha iyi bir şekilde karşılamayı amaçlayan yeni sosyal uygulamalardır. Bu fikirler, sivil toplumu genişletmek ve güçlendirmek amacıyla oluşturulmuştur.” (Wikipedia)  

 

Luis Von Ahn, tüm insanların gelişimine katkıda bulunmanın yanında, bunun aynı zamanda insanları da birbirine yakınlaştırmasını istiyordu. Eline geçen para ile, doktora öğrencilerinden 1984 İsviçre doğumlu, Severin Hacker ile Duolingo üzerinde çalışmaya başladı. Hacker, doktora tezinde, yazılımların oyunlaştırılması üzerine çalışıyordu. 2012 yılında bir şirket haline gelerek ilk versiyonu piyasaya sürülen Duolingo fikri bu şekilde ortaya çıktı. Amaçları insanların birbirini daha iyi anlayabilmesi için yabancı dil bariyerinin ortadan kaldırılması idi. Duolingo’nun şu anda 500 milyon civarında (dünya nüfusunun %6.25’i) kayıtlı kullanıcısı var ve 40 milyona yakın kişi de her gün sistemi kullanmakta. Gerçekten de, Von Ahn, hedeflediğini gerçekleştirmiş görünüyor. Sistemde Türkçe öğrenmek isteyenler için Türkçe de dahil olmak üzere 40 dan fazla dil var ve son yazımda belirttiğim gibi ben de 5 yıldır düzenli bir şekilde Duolingo kullanmaktayım. Fransızca kursunu tamamladım,  orta üst seviyeye gelmemde çok yardımı oldu. Şimdi de Bulgarca ve Rusça öğrenmeme yardımcı oluyor.

 

Yazılım, ücretsiz versiyonu ile istediğin kadar dil seçeneği ile günlük belli sayıda hataya izin veriyor, sınırı geçenler ek alıştırma yaparak tekrar devam edebiliyorlar. Ücretli versiyonunda bu tür bir sınırlama bulunmuyor. An itibarı ile ücretli versiyon ülkemizde bireysel kullanıcı için yıllık 330 TL, aile versiyonu da 500TL (6 kişiye kadar sınırsız kullanım sunuyor) Amerika’da ise bu rakamlar 84 dolar ve 120 dolar. Türkiye için sunulan fiyatlar bu durumda çok uygun. İşin şirket geliri boyutuna gelince, şirket bir kaç seride, Google dahil bir çok yatırımcıdan yatırım almış durumda ve bugün  zarar ediyor olmasına rağmen 3,5 Milyar dolarlık bir piyasa değerine de ulaşmış durumda. Tahminim Duolingo, yazılım sektörünün çevirim içi, çok hızlı çeviri yaparak insanların artık doğrudan görüşebileceği zamanlar yakınlaşmış olsa da, değeri ve kullanıcı sayısı artmaya devam edecek şeklinde. Yakın zamanda daha ilginç bir adımla, matematik öğreten modülünü (Duolingo Math) de çıkartan firma, geleceğin eğitim sektöründe yıkıcı bir etki yaratacak ve bir çok ezberi bozacak görünüyor.

 

İki akademisyenin bu girişimi aslında bizlere büyük mesajlar vermekte, yaptığınız işin size, yatırımcılarınıza ve çalışanlarınıza ne kadar gelir yarattığı bir başarı kriteri olmakla birlikte, kullanıcılarınızın hayatında yarattığınız pozitif katkının da çok kritik olduğu zamanlar geliyor. Aslında uzun zamandır birçok uluslararası firma, doğaya daha az zarar vererek üretim yaptıklarını, çocuk işçi çalıştırmadıklarını, çalışanlarını insani koşullarda çalıştırıp, onları istismar etmediklerini anlatmaya çalışıyorlar, çünkü tüketiciler, ürünlerini alarak artık bu tür suçlara ortak olmak istemediklerini belirtiyorlar. Kötü, yağmacı, istismarcı mekanizmalarla iyi ürünler üretip satabilir olmanın sonu geliyor. Bir sonraki evrede ise, daha da bilinçlenen kullanıcılar, kullandıkları ürünleri üreten firmaların sosyal sorumluluklarını, yarattıkları değerleri toplumla ne kadar paylaştıklarını da sorgular hale gelecekler. Bu özelliklere sahip ürün ve şirketler daha çok öne çıkacaklar.

 

Bizde durum nasıl derseniz, ülke olarak alınacak çok yolumuz var daha. Etik çalışmayan, rüşvet, doğayı kirletme, insan haklarına uymama gibi özellikleri olan firmalar ile etik çalışan, doğayı koruyan, insan haklarına uyan firmaları ayırt edebilen, bunları ortaya koyabilen mekanizmalarımız neredeyse yok denecek kadar az. Bu durumda, özellikle ihracat ağırlıklı çalışan firmalarımız sadece yabancı müşterilerinden gelen yaptırımları görecek ve hissedecekler, ama yerel tüketicilerden bu tür bir yaptırımı görmekte şimdilik zorlanacaklar. Burada basına önemli görevler düşüyor. Kötü örnekleri ortaya koyamasak bile iyi örnekleri öne çıkartabiliriz değil mi?

 

Meraklısına :

https://www.youtube.com/watch?v=ri-tzZcGYk0

https://twitter.com/LuisvonAhn

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.