6 Şubat’ı karlı, yağmurlu soğuk ve binlerce insanımızı kaybettiğimiz acı bir gün olarak hatırlayacağız. Milletçe seferber olduk ve acıları dindirmeye, yaraları sarmaya çalıştık. Hala yapılacak çok iş var, kalıcı konutlar, yeni kentler, yeni okullar, yeni umutlar için ülkece daha çok çalışmamız gerek. Ama Mart ayında oldukça şaşırtıcı bir haber aldık bilişim sektörü olarak. Vergi affı ile ilgili bir kanunun içinde teknoloji şirketlerine sağlanan bazı istisnaların % 10 olarak geri istenmesi söz konusuydu. İlk başta mikro ölçekteki startupları da kapsadığından yaygara koptu. Sonra mikro işletmeler için küçük bir değişiklik yapıldı ve yaklaşık 22 bin firmanın yükümlülüğü haline geldi.
Gelen vergi, geçen yıl % 15 daha az vergi ödeyen bu işletmelere, sizden almadığımız % 15’in % 10’unu ödemenizi istiyoruz demekti. Halbuki geçmişe ait tahakkuklar tamamlanmış, dönem kapanmış iken böyle bir vergi hem hukuk geriye işletilemez ilkesine aykırı, hem de adil bir yükün çok üstünde bir yük olarak işletmelerin hem nakit akışını zora sokacak, hem de küçülmesine belki de kapanmasına kadar gidecek bir sürece sebep olacak.
Ayrıca, yatırım almış işletmelerde emisyon primlerine, yani sermaye yedeği olarak ayrılmış, kazanç olarak oluşmamış, ayni olarak konulmuş, vergi dışı bir kaleme vergi getirildi. Bu hareketi yerli ve yabancı yatırımcılar startuplarımıza yatırım yapsın, unicornlar için zemin hazırlansın denilen bir ülkede, maraton koşucusunun bacağına sıkılan bir kurşun olarak adlandırmak yanlış olmayacaktır.
Seçim hengamesinde sektörün bu konuda uyarıları duyulmadı, ama seçim karmaşası bu ay sonunda net olarak bitmiş olacak ve sektörün bu sorunun bir an önce çözülmesi gerekiyor. Getirilen vergiyi sektörde birçok firma zaten itirazi kayıtla yatırmakta ve dava hazırlığı yapmakta. Dolayısı ile bu konuda hala boşuna efor harcanması söz konusu. Yeni hükümetin vergide adaleti tekrar oluşturması ve bilişim ve teknoloji sektörüne tekrar sağlaması önemli bir sorunu çözecek ve sektörü tekrar rotasına sokacaktır.
Aslında sorulması gereken ilk soru, bu tür bir desteğin ilk başta neden verildiğidir. Bu destekler, ülkemizde ekonomik çarpanı çok yüksek, katma değeri yüksek ürünler üreten teknoloji şirketlerinin gelişmesi için verilmiştir. Bu sayede son 3 yılda yazılım bilişim ihracatımız 1 Milyar dolardan 3 Milyar dolara çıkmıştır. Ayrıca ilk kez bir yazılım unicornumuz da oluşmuştur. Şimdi getirilen bu vergi, “keyfilik” algısı yaratıp, özellikle yabancı fonların ülkemiz startup’larına olan ilgisini düşürecektir. Sektörün temel kaygısı bu algının kalıcı olması durumunda tüm kazanımların zora gireceğidir. Yani kısaca, nimeti külfetinden az olan bu uygulamadan bir an önce vazgeçilmelidir.
Aslında bu kötü haberin yanında sektörümüze iyi haberler de geldi. Pandemi ile hayatımıza yerleşen uzaktan çalışma kültürü, bu alana en uygun teknoloji sektörünü dönüştürmeye başladı. Öyle ki, yazılım uzmanlarımız, bir anda oturdukları evden işe gitmeye gerek kalmadan, taşınmaya, vizeye vb. hiçbir ek yüke gerek kalmadan, Almanya, Hollanda, Amerika vb. ülkelerdeki başka teknoloji şirketlerinde çalışabilir hale geldiler. Dövizle ödenen maaşların cazibesi de eklenince, sektör olarak ciddi bir vakum etkisi yaşadık. Bu dönüşümde gelir beklentisini sağlayabilen teknoloji ve ARGE merkezi olarak çalışan şirketler, kanunen alınan desteklerin “yerindelik” şartı yüzünden hem bu yeni esneklikten doğan verimliliği kullanamıyor durumda hem de çalışanlarını bu özellikleri sağlayan yabancı alternatiflerden uzak tutamaz durumda idi. Mart başında getirilen yeni düzenleme ile bu konuda devletin sektör desteklerinde % 100 uzaktan çalışma desteğini 2023 sonuna kadar sunması, oluşan bu vakuma karşı bir nebze direnç artışı sağladı.
Bununla birlikte, girdisi sadece eğitimli akıl ve zaman olan, çalışma ortamı internet bağlantılı bilgisayarlar olan, çıktısı ise geleceğimizi şekillendiren yeni nesil ekonomi araçları olan yazılım sektörünün özellikle hedef olarak seçilmesi ve daha net desteklenmesi gerektiğini tekrar tekrar belirtmemiz lazım. Enerji gibi, ham madde gibi dışa bağımlılığı da olmadığından, ekonomik bağımsızlık için önemli bir destek sağlayacaktır.
Bugün geliştirilen bir yazılım uygulaması, hem yüzlerce, binlerce kere satılabildiğinden, hem üretim için neredeyse sıfıra yakın karbon ürettiğinden, ülkenin hemen her yerinde sorun olmadan üretim yapılabildiğin hemen stratejik sektör olarak belirlenmeli ve genç nüfusumuz mesleki eğitimler ile bilişim personeli, bilişim uzmanı olarak yetiştirilmelidir.
Gelecek yazılımda ve gelecek yazılım ihracatında.
Cumhuriyetin yeni yüzyılında en hızlı ve en sağlıklı büyüme modeli için çok fazla alternatif yok.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Türk’ün kural ile imtihanı
18.06.2025 12:50
2017 yılında Azerbaycan’da büyük bir süt ürünleri fabrikasında çalışmaya başlayan bir arkadaşımı ziyaret etmek, orada internet üstünden yazıştığımız partner adayı bir firmayı da yakından tanımak için 4 günlük bir seyahat yaptım Bakü’ye. Giderken, “Aman dikkat et, çıkış zor olabilir! Orada ne iş yap
Günümüzün en önemli kelimelerinden birisi “Sürdürülebilirlik”. Herhalde iş dünyasında en çok duyduğumuz kelimelerden birisi bu ve “Yapay Zekâ” ile popülerlikte yarışıyorlar. Sürdürülebilirlik denilince akla ilk gelen, gelecekte de yapmaya devam edebileceğimiz bir faaliyette olma durumu. Ama kelimen
Bilinen bir analizdir, dünya nüfusunun ve doğal olarak ülkelerin nüfusunun da aynı şekilde %2’si dahi ve üstün zekalı (IQ 130 ve üstü) olarak kabul edilir. %1’i geçmeyecek şekilde de yetenekli, yani spor, resim, sanat vb. gibi dallarda nüfusun olduğu öngörülmektedir. Dünyayı ve ülkeleri ileri götür
24 Ocak 2025 günü 15 yaşındaki bir evladımız, yine 15 ve 16 yaşındaki iki evladımız tarafından bıçaklanarak ve dövülerek öldürüldü. Eğitim sistemimiz ile ilgili kaygılarımı geçmişte belirtmiştim ama bu son olay artık külahı önümüze koyup düşünmemizi gerektiriyor.
Zorunlu Eğitim nüfusumuz, 21 AB
Artık bir hayal daha gerçek oluyor. Arabamıza nereye gideceğini söyleyeceğiz ve tüm yolu araç bilgisayar sistemi sayesinde hiçbir şeye dokunmamıza gerek kalmadan gideceğiz. Bu hayal artık Amerika’da Tesla kullanıcıları için gerçek. Ben de yaklaşık 1,5 yıldır Türkiye sınırları içerisinde Tesla Model
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Ekometre
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Alim Küçükpehlivan
Nimet külfete göredir
6 Şubat’ı karlı, yağmurlu soğuk ve binlerce insanımızı kaybettiğimiz acı bir gün olarak hatırlayacağız. Milletçe seferber olduk ve acıları dindirmeye, yaraları sarmaya çalıştık. Hala yapılacak çok iş var, kalıcı konutlar, yeni kentler, yeni okullar, yeni umutlar için ülkece daha çok çalışmamız gerek. Ama Mart ayında oldukça şaşırtıcı bir haber aldık bilişim sektörü olarak. Vergi affı ile ilgili bir kanunun içinde teknoloji şirketlerine sağlanan bazı istisnaların % 10 olarak geri istenmesi söz konusuydu. İlk başta mikro ölçekteki startupları da kapsadığından yaygara koptu. Sonra mikro işletmeler için küçük bir değişiklik yapıldı ve yaklaşık 22 bin firmanın yükümlülüğü haline geldi.
Gelen vergi, geçen yıl % 15 daha az vergi ödeyen bu işletmelere, sizden almadığımız % 15’in % 10’unu ödemenizi istiyoruz demekti. Halbuki geçmişe ait tahakkuklar tamamlanmış, dönem kapanmış iken böyle bir vergi hem hukuk geriye işletilemez ilkesine aykırı, hem de adil bir yükün çok üstünde bir yük olarak işletmelerin hem nakit akışını zora sokacak, hem de küçülmesine belki de kapanmasına kadar gidecek bir sürece sebep olacak.
Ayrıca, yatırım almış işletmelerde emisyon primlerine, yani sermaye yedeği olarak ayrılmış, kazanç olarak oluşmamış, ayni olarak konulmuş, vergi dışı bir kaleme vergi getirildi. Bu hareketi yerli ve yabancı yatırımcılar startuplarımıza yatırım yapsın, unicornlar için zemin hazırlansın denilen bir ülkede, maraton koşucusunun bacağına sıkılan bir kurşun olarak adlandırmak yanlış olmayacaktır.
Seçim hengamesinde sektörün bu konuda uyarıları duyulmadı, ama seçim karmaşası bu ay sonunda net olarak bitmiş olacak ve sektörün bu sorunun bir an önce çözülmesi gerekiyor. Getirilen vergiyi sektörde birçok firma zaten itirazi kayıtla yatırmakta ve dava hazırlığı yapmakta. Dolayısı ile bu konuda hala boşuna efor harcanması söz konusu. Yeni hükümetin vergide adaleti tekrar oluşturması ve bilişim ve teknoloji sektörüne tekrar sağlaması önemli bir sorunu çözecek ve sektörü tekrar rotasına sokacaktır.
Aslında sorulması gereken ilk soru, bu tür bir desteğin ilk başta neden verildiğidir. Bu destekler, ülkemizde ekonomik çarpanı çok yüksek, katma değeri yüksek ürünler üreten teknoloji şirketlerinin gelişmesi için verilmiştir. Bu sayede son 3 yılda yazılım bilişim ihracatımız 1 Milyar dolardan 3 Milyar dolara çıkmıştır. Ayrıca ilk kez bir yazılım unicornumuz da oluşmuştur. Şimdi getirilen bu vergi, “keyfilik” algısı yaratıp, özellikle yabancı fonların ülkemiz startup’larına olan ilgisini düşürecektir. Sektörün temel kaygısı bu algının kalıcı olması durumunda tüm kazanımların zora gireceğidir. Yani kısaca, nimeti külfetinden az olan bu uygulamadan bir an önce vazgeçilmelidir.
Aslında bu kötü haberin yanında sektörümüze iyi haberler de geldi. Pandemi ile hayatımıza yerleşen uzaktan çalışma kültürü, bu alana en uygun teknoloji sektörünü dönüştürmeye başladı. Öyle ki, yazılım uzmanlarımız, bir anda oturdukları evden işe gitmeye gerek kalmadan, taşınmaya, vizeye vb. hiçbir ek yüke gerek kalmadan, Almanya, Hollanda, Amerika vb. ülkelerdeki başka teknoloji şirketlerinde çalışabilir hale geldiler. Dövizle ödenen maaşların cazibesi de eklenince, sektör olarak ciddi bir vakum etkisi yaşadık. Bu dönüşümde gelir beklentisini sağlayabilen teknoloji ve ARGE merkezi olarak çalışan şirketler, kanunen alınan desteklerin “yerindelik” şartı yüzünden hem bu yeni esneklikten doğan verimliliği kullanamıyor durumda hem de çalışanlarını bu özellikleri sağlayan yabancı alternatiflerden uzak tutamaz durumda idi. Mart başında getirilen yeni düzenleme ile bu konuda devletin sektör desteklerinde % 100 uzaktan çalışma desteğini 2023 sonuna kadar sunması, oluşan bu vakuma karşı bir nebze direnç artışı sağladı.
Bununla birlikte, girdisi sadece eğitimli akıl ve zaman olan, çalışma ortamı internet bağlantılı bilgisayarlar olan, çıktısı ise geleceğimizi şekillendiren yeni nesil ekonomi araçları olan yazılım sektörünün özellikle hedef olarak seçilmesi ve daha net desteklenmesi gerektiğini tekrar tekrar belirtmemiz lazım. Enerji gibi, ham madde gibi dışa bağımlılığı da olmadığından, ekonomik bağımsızlık için önemli bir destek sağlayacaktır.
Bugün geliştirilen bir yazılım uygulaması, hem yüzlerce, binlerce kere satılabildiğinden, hem üretim için neredeyse sıfıra yakın karbon ürettiğinden, ülkenin hemen her yerinde sorun olmadan üretim yapılabildiğin hemen stratejik sektör olarak belirlenmeli ve genç nüfusumuz mesleki eğitimler ile bilişim personeli, bilişim uzmanı olarak yetiştirilmelidir.
Gelecek yazılımda ve gelecek yazılım ihracatında.
Cumhuriyetin yeni yüzyılında en hızlı ve en sağlıklı büyüme modeli için çok fazla alternatif yok.
Türk’ün kural ile imtihanı
18.06.2025 12:502017 yılında Azerbaycan’da büyük bir süt ürünleri fabrikasında çalışmaya başlayan bir arkadaşımı ziyaret etmek, orada internet üstünden yazıştığımız partner adayı bir firmayı da yakından tanımak için 4 günlük bir seyahat yaptım Bakü’ye. Giderken, “Aman dikkat et, çıkış zor olabilir! Orada ne iş yap
Sürdürülebilir miyiz?
20.05.2025 11:02Günümüzün en önemli kelimelerinden birisi “Sürdürülebilirlik”. Herhalde iş dünyasında en çok duyduğumuz kelimelerden birisi bu ve “Yapay Zekâ” ile popülerlikte yarışıyorlar. Sürdürülebilirlik denilince akla ilk gelen, gelecekte de yapmaya devam edebileceğimiz bir faaliyette olma durumu. Ama kelimen
Dahiler ve Üstün Yetenekliler
17.04.2025 15:54Bilinen bir analizdir, dünya nüfusunun ve doğal olarak ülkelerin nüfusunun da aynı şekilde %2’si dahi ve üstün zekalı (IQ 130 ve üstü) olarak kabul edilir. %1’i geçmeyecek şekilde de yetenekli, yani spor, resim, sanat vb. gibi dallarda nüfusun olduğu öngörülmektedir. Dünyayı ve ülkeleri ileri götür
Katil yetiştiren “Zorunlu” eğitim
19.03.2025 10:3824 Ocak 2025 günü 15 yaşındaki bir evladımız, yine 15 ve 16 yaşındaki iki evladımız tarafından bıçaklanarak ve dövülerek öldürüldü. Eğitim sistemimiz ile ilgili kaygılarımı geçmişte belirtmiştim ama bu son olay artık külahı önümüze koyup düşünmemizi gerektiriyor. Zorunlu Eğitim nüfusumuz, 21 AB
Çek Sarıyer’e sahilden gidelim
17.02.2025 13:17Artık bir hayal daha gerçek oluyor. Arabamıza nereye gideceğini söyleyeceğiz ve tüm yolu araç bilgisayar sistemi sayesinde hiçbir şeye dokunmamıza gerek kalmadan gideceğiz. Bu hayal artık Amerika’da Tesla kullanıcıları için gerçek. Ben de yaklaşık 1,5 yıldır Türkiye sınırları içerisinde Tesla Model