Gönül, Türkçemizin zenginliğine örnek gösterilebilecek güzel kelimelerimizden birisi. Annemle konuştuğumda, uzun zamandır görmediğimiz bir akraba veya tanıdığımızdan bahsedince gönüller bir olsun deriz. Görüşemesek te, aynı şeylere dertlenen, aynı şeylere sevinen olmayı kastederek, en azından aramızın iyi olduğunu söyleriz.

İşte Prof. Dr. Yakup Kaska hocamız ile de gönüllerimiz bir bizim. Ortaokulu yatılı olarak Denizli’nin Yeşilköy (Gerzele), şimdi artık şehirle birleşen küçük bir köyünde, birlikte okuduk Yakup ile. (https://www.yakupkaska.com/ozgecmis.html) Arada aynı kaderi, aileden o küçük yaşta ayrılarak paylaşan arkadaşlarımızla buluşur, hasret gideririz. Okul yıllarını, hocalarımızı, arkadaşlarımızı, anarak gönül birlikteliğimizi sağlam tutarız.

Gönlünü ver

Yakup Hoca Denizli’den kopamadı, Pamukkale Üniversitesi, Fen Fakütesi’nde Biyoloji bölümünde öğretim görevlisi uzun yıllardır. Hiçbir şeye bulaşmasa, derse girip çıksa emekli edilinceye kadar Profesör maaşı ile rahat bir hayat yaşar, ama Yakup Hoca işine gönlünü vermiş kıymetli bir akademisyen. AB fonları ve Ulusal fonlar ve kaynakları bir araya getirip, Akdeniz ve Ege’de çokça gördüğümüz, Caretta Caretta adıyla bildiğimiz, deniz kaplumbağalarının soyunun zarar görmemesi için Muğla Dalyan’da İztuzu Plajı’nda bir merkez kurulmasını sağlamış. 2009 yılında resmiyet kazanan DEKAMER – Deniz Kaplumbağaları Merkezi (www.dekamer.org.tr) inin başında hâlâ. Gelenekselleşen buluşmalarımızdan birisi için bizi 20-21 Temmuz’da İztuzu’na DEKAMER’e davet etti. Yeşilköy’deki yatakhane ve sıra arkadaşlarından kalabalık bir grup olarak iki gün ve bir gece merkezde çalışmaları bizzat görme imkânı bulduk. Eski bir bankacı, çiçeği burnunda bir emekli olan Şahin Alpay arkadaşımız, karavanı ile gezerken Seferihisar sahillerinde gördüğü bir yaralı Caretta Caretta’nın birkaç ay önce merkeze ulaştırılmasına vesile olmuştu. “Alpay” adı verilen kaplumbağanın tedavisi tamamlanmış ve artık doğal ortamına geri dönmesinin zamanı gelmiş ve biz de bu ana şahit olmak için orada toplanmıştık. Toplamda dört kaplumbağanın denize salınması planladığı için bu büyük bir an idi ve basın da orada idi. (https://www.anadoluimages.com/p/mugla-tedavileri-tamamlanan-4-deniz-kaplumbagasi-denize-salindi/28493670) Hatta bir tanesine de Yakup Hoca’nın ekibi uydu vericili GPS alıcısı yapıştırdı ki, kaplumbağanın doğal hayatına adapte olup olamadığını da kontrol edecekler. Denizlerin dibindeki yosunlarla beslenen bu güzel yaratıkların, balıkçı ağları, oltalar, plastik atıklar gibi birçok doğal olmayan yollarla nesli tehlikeye girerken, DEKAMER’in bu alanda yarattığı fark inanılmaz. Yakup hoca bu konuda büyük bir alkışı ve desteği hak ediyor.

Gönüllü ol

Gece olunca, kaplumbağaların rahatsız edilmeden yumurtalarını bırakabilmesi, bırakılan yumurtaların, tilki vb. gibi vahşi hayvanların ulaşamaması için demir ızgaralarla korumaya alınması, yuvadan çıkamamış zayıf yavruların hayatlarını kaybetmeden denize ulaştırılması gibi rutin önlem işlerini yapan DEKAMER’in gönüllülerine katıldık. Gönüllü derken, yaptıkları işi para vererek yaptırmanız bile çok zor. Hava karardıktan sonra, sabaha kadar süren bu vardiyada, ellerinde kaplumbağaları rahatsız etmeyen kırmızı ışıklı lambalarla dört kilometrelik plajı boydan boya turlayan bu gençler, dünyanın değişik yerlerinden bilimsel çalışmalara gelen genç akademisyenler olduğu gibi, bizim üniversitelerimizde okuyan biyoloji bölümüne yakın ve ilgili bölümlerde okuyan gençler. Temmuz ve Ağustos ayında yumurtlama sezonunu, Eylül ve Ekim ortasına kadar da yavruların denize geri dönüşünü yöneten bu ekibin önünde saygıyla eğiliyorum. Sıcak, sivrisinek, basit yurt yatakhanesi ve gönüllülerin pişirdikleri yemeklerle özetlenebilecek temel imkanlarla mucize işler yaptıklarını gördük. Hatta o kadar işlerinin arasında bizi bile kumanyalarına dahil ettiler.

Lütfen çocuklarımızın bu tür mutlulukları genç yaşta yaşamalarına destek olalım. Onları gönüllülük ile tanıştıralım. Toplumun ferahı ve geleceğin garantisini bu tür sorumlulukları alabilenlerin sayesinde olacak. Gönüllerimiz bir olsun.