SON DAKİKA
Hava Durumu

Dönüşen dünyada eğitim

Yazının Giriş Tarihi: 16.10.2022 14:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.10.2022 14:10

Hepimiz duyuyoruz, okuyoruz “10, 20 yıl sonra yeni mezunların, %50 si bugün bilinmeyen işlerde çalışacaklar” gibi yorumlar görüyoruz. Özellikle bilişim ve internetin getirdiği esneklik inanılmaz. Bilgiye erişmek artık hem çok ucuz hem de çok kolay, parmaklarınızın ucunda her şey. Bu durumda eğitim sektörü yani formasyon ve katalog bilgiyi üreten ile bilgiyi tüketenin buluştuğu, okullar, kurslar vb. ciddi bir dönüşümle karşı karşıyalar. Gerçekten de artık her gün bir binaya gidip ders almak, ders dinlemek yük haline gelmiştir. Belki hibrit, yani okulda sadece karşılıklı tartışma ve pratik yapmak için haftada bir iki günlük okullara geçilecek. Eğitim kurumları bu yüzden rolünü hızlıca değiştirmesi gereken bir katman haline geldi.  Eğitim çağında çocukları olanlar için iki tehlike var. Birincisi bu yeni nesil bilgi kaynaklarını ve teknolojiyi ıskalamak, kullanamamak. Diğeri de bunu yanlış kullanmak. “Öğrencilere iPad dağıtmanın, ev ödevlerini YouTube videosu olarak izlettirmenin onları yüksek teknolojiye dayalı ekonomiye hazırladığını düşünmekle, oyuncak arabalarla oynayan her çocuğun ilerde iyi bir otomobil tamircisi olacağını düşünmek arasında hiçbir fark yok” diyor Cal Newport, “Deep Work” adlı kitabında (Türkçesi “Pür Dikkat” olarak basıldı.) Bugün teknolojiye ve bilgiye erişemeyenin maliyet sorunu var iken, erişebilenin ise, hangi içeriği ne şekilde tüketeceğini bilmemek gibi bir sorunu var. Internette, tüketilebilecek, nitelikli bilgiyi bulabilmek çok zor. Aslında okulların hızlı bir şekilde bu konuda iyi bir yol haritası oluşturmasını beklemeliyiz. Öyle ya, eğitimi bilenler orada, kendilerinden alınan eğitimin dışında çoklu bir kanal var, ve bu konuda bu içerikleri inceleyip, onaylayacak, önerecek, onlara destek verecek bir mekanizmaya ihtiyaç var. Eğitim sektörü bu konuya mutlaka el atmalı. Internet kullanımında bir diğer tehlike de hissettirmeden değerli zamanlarımızı çalan sosyal medya uygulamaları. Ama bu konuya burada girmek yerine, Pür Dikkat kitabının veya yine konuya doğrudan değinen,  aynı yazarın “Dijital Minimalizm” kitabının okunmasını tavsiye ederim.

 

Teknolojiye erişebilen, ve ne tüketmesi gerektiğini iyi bilenler için bir çok yazılım ve mobil uygulamalar var. Bunlar bazen bedava, bazen  de çok ucuz maliyetlerle, milyonlarca kişiye hızlıca, kişinin en uygun olduğu zaman ve mekanda kullanılabilir haldeler. Hatta Harvard bile bedava onlarca kurs sunuyor. Hani meşhur bir söz vardı, Urfalı şarkıcının okuduğu okul sorusuna bir cevap veriyordu;  “Urfa’da Oxford vardı da biz mi okumadık?” diye. Bunun mazeret olduğu dönem kapandı.  (https://www.edx.org/search ) Artık rahatlıkla bir çok Harvard eğitimine dünyanın her yerinden ücretsiz erişebiliyor herkes. Bu bilginin demokratikleşmesi ve fırsat eşitliğinin yaygınlaşması demek. Aynı zamanda “-saydı” (*) diye biten cümleleri de geçersiz kılıyor bu gelişmeler. Öyle ya, “yabancı dil dersleri iyi olsaydı”, vaktim olsaydı, benim param olsaydı, gibi onlarca mazeret artık öldü. Ben İngilizceyi, üniversiteye başladığımda, hazırlık sınıfında bir yıl boyunca sabahtan öğleye sınıfta, sonrasında kütüphanede çalışarak çok iyi öğrendim, ama üniversite sonrası kursa giderek öğrenmeye başladığım Fransızcayı DUO Lingo (www.duolingo.com)  uygulaması ile son 3-4 yılda boş vakitlerimde öğrendim. Şimdi de Rusça öğrenmeye başladım. Cüzi bir ücret ile satın aldığım (500 TL civarı, Amerika’da ise yıllık 120 dolar) Aile planı ile benimle birlikte eşim ve çocuklar da kullanıyorlar, İngilizce ve İspanyolca çalışıyorlar.

 

Biz yazılım şirketleri zaten yıllardır konuya adapte olduk, eğitim bizim sektörde hayatın içindedir, fakat dönüşen dünyada birçok sektör bu zorunluluk ile yeni tanışıyor. Ayrıca, sadece mevcut çalışanların bilgilerinin eskimesi değil, sektöre yeni katılmış genç çalışanların da okullarında aldıkları eğitim ile, girdikleri işyerlerindeki konular yeterince örtüşmeyebiliyor. Güncelleme için de tüm çalışanları kurslara vb. gönderebilmek ise her zaman mümkün değil, pratik değil ve yüksek maliyetli. Dolayısıyla işletmelerin bu tür konularda eğitim materyallerine ihtiyaçları var.

 

İŞ Fikri: Başta da bahsettiğim gibi, nasıl ki örgün eğitim sistemimizdeki öğretmenler, bugün milyarlarca dakikalık YouTube videolarını incelesin, puanlasın, tavsiyeler oluştursun diye bir öneri getirdiysek, bir diğer öneri de sektördeki yüzbinlerce KOBİ için sürekli eğitim materyallerinin oluşturulması diyebiliriz. Bugün bir çok büyük işletme, kendi eğitim setlerini oluşturmuş durumda, veya dışarıdan tedarik ettikleri eğitimler var, ama Türkiye ekonomisinin büyük bir hacmini oluşturan KOBİ’lerin böyle bir gücü ve zamanı da yok. Bu hem bir iş fırsatı hem de büyük bir ihtiyaç. Özel sektörün, eğitim sektörünün özellikle, yeni hareket alanı burası olmalı.

 

(*) “-saydı’cılar ve  rağmen’ciler” konusunda https://www.muminsekman.com/kitap/ragmenciler-akacak-azim-damarda-durmaz

https://youtu.be/bCVtu_gE4V8 linklerine göz atabilirsiniz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.