SON DAKİKA
Hava Durumu

Dijital otoyollar dijital köyler

Yazının Giriş Tarihi: 20.04.2024 13:40
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.04.2024 13:40

12 Nisan 1993 yılında ilk “internet” bağlantısı, ODTÜ ile Amerika’daki NSFNet arasında yapılan 64 KBps bir bağlantı ile 31 yıl önce yapıldı. Ama gerçek anlamda Türkiye’nin benzeri ilk bilgisayarlar arası bağlantısı EARN (European Academic Research Network) arasında 1984 yılında yapılmıştı. 1990 yılına gelindiğinde, benim de mezunu olmakla övündüğüm Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümü, çoktan Türkiye’deki bir çok üniversite ve araştırma kurumunu bu bilimsel ağa bağlamış idi.  (https://www.bthaber.com/prof-dr-oguz-manas-1934-2017/)  İnternet bu bağlantının ticari ve kişisel dünyaya uygun kullanıma getirilmiş ve açılmış haline verilen isimdir. 

Rahmetli Turgut Özal’ın önem verdiği desteklerle 1990’lı yıllarda Türkiye Telekom ve bilişimde çok hızlı bir gelişme yaşandı. İnternet’le tanışmamızdan bu yana geçen 30 yıl içerisinde ise, maalesef lider konumumuz gittikçe gerilere gitti. Bugün Türkiye’de mobil ve sabit internette ortalama indirme hızı yaklaşık 32 MBps. Bu, Avrupa ve eski doğu bloku ülkeleri de dahil en geri hız. Hatta Amerika 2023 yılında, indirme hızı 25MBps den az olan yerleri geri kalmış statüsüne alıp, yüzde 50 hibe desteği başlattı.  Almanya, ki güçlendirilmiş fiber programını yeni başlattı, Mobil telefonlarda 57 MBps ve Sabit hatlarda 80 Mbps indirme hızına sahip.

Nüfus olarak Almanya’dan bir miktar büyüğüz, ama GSYİH rakamları ile bakarsak, Almanya 4 Trilyon 730 milyar dolar, Türkiye ise 1 Trilyon 340 Milyar dolar hacme sahip. Geleneksel ekonomi metotları ile yani endüstriyel üretim ile bu tür bir açığı kapatmak mümkün görünmüyor.  Çünkü bu tür bir üretimde gerekli sermaye büyüklüğü bizde bulunmuyor.

Halbuki yeni ekonomide, bilişsel sermaye gerekiyor, yani iyi eğitimli bir nesil, kısa sürede bu konuda gerekli olan seviyeye gelebilir ve üretmeye başlayabilir. Bugün Forbes 500 listesindeki ağırlık artık tamamen bilişim şirketleri yönünde değişiklik göstermiştir. Geleceğin de bu yönde ilerleyeceği barizdir.

Lakin, mevcut altyapısı içinde internete ve bilgiye erişim tüm toplumumuz için olabildiğince eşit bir şekilde kolaylaşmış iken, internet kullanım alışkanlıklarımıza baktığımızda karamsar bir tablo ile karşılaşmaktayız. (Bilgiler: “We are social digital 2023” raporundan derlenmiştir.) Ülke olarak, 2013 yılında 35 milyon olan internete erişebilen nüfusumuz 2023 sonunda 71,5 milyona ulaşmış durumda. Yani bir Alman kadar hızlı olmasa da okuyabilir ve üretebilir çağdaki büyük bir çoğunluk internete erişebilmekte. Bununla birlikte, internette geçirilen zamana baktığımızda;

Türkiye: günde 7,5 saat (dünya genelinde 15. Sıradayız)

Almanya: günde 5 saat 12 dk.

Japonya: günde 3 saat 45 dk.

Süreyi internette geçirmekte. Günde  7,5 Saat’in ortalama 3 saati ise sosyal medya uygulamalarında geçirilmekte. Yani herhangi bir üretken işlev için kullanılmamakta.  4,5 saat mobil telefonlar üzerinde (Almanya 2,5 saat) 3 saat ise Bilgisayar ve Tablet üzerinde geçirilmekte.

Bilgisayar ve tablet ayırımında ise net bir ayırım mümkün değil. Tabletlerin fiyat olarak ucuz ve adet olarak çok olduğunu da dikkate alırsak, Bilgiyi üreten ve bununla bir ekonomi yaratabilen oran kullanıcı başına günde 1-2 saat diyebiliriz. Aslında bu 1-2 saat ile kişi başı gerçek anlamda bir üretim yapılıyor olması bile güzel bir miktar olabilir. Ancak biliyoruz ki birçok kurumsal uygulamalar, bankacılık vb. gibi sistemler de büyük kullanıcı miktarlarına sahiptir. Dolayısı ile ülke olarak bilgiyi üreten değil tüketen bir profile sahibiz.

Bunu da inceleyen raporda Türkiye’nin ilk 5 Sosyal Medya uygulama tercihi

Instagram, Whatsapp, Facebook, Twitter ve Telegram olarak belirtilmekte. Android kullanıcılarının aylık ortalama harcadıkları zaman:

Instagram        :            21,5 saat/ay

TikTok               :            21 saat/ay

Youtube           :            18,5 saat/ay

Whatsapp        :            11,5 Saat

Facebook         :            10 saat

Şeklindedir. Türkiye’de mobil internet erişiminin yüzde 87’si Android, yüzde 13’ü Apple IOS platformundan olduğu için bu oranlar gerçek kullanımı temsil ediyor denilebilir.  Bu sosyal medya platformlarından Youtube dışında kalanların bir eğitim ve gelişim katkısı da bulunmadığından, sosyal medyada geçirilen zamanın ciddi anlamda üretken olmayan vakitler olduğunu söylemek mümkündür.

Raporun belirttiği diğer önemli bir veri ise Kripto Mali Varlık sahipliğidir (Cryptocurrency ownership) Türkiye internet kullanıcılarının yüzde 27’si kripto varlıklara sahiptir ve bu alanda dünyada en yüksek ortalamaya sahip (dünya ortalaması yüzde 12) Bununla birlikte, sahiplikte ilk sırada iken, ortalama harcama miktarı 119 USD ile, dünyada 26. Sıradadır. Yani Kriptovarlıklar ya tasarruf ya da mali sistemden kaçırılmak istenen gelirler için tercih edilmektedir.

Tüm bunlara bakarak, son yıllarda dünyanın dijital otoyollar inşa ederken Türkiye’nin hala eski ekonomiyi temsil eden asfalta ve betona kaynak ayırmakta olduğu görülmektedir. Amerika ve Avrupa’nın köylüsü bile bizden çok daha iyi bilgi ve iletişim kaynaklarına sahip durumdadır. Bu durumda yeni dünya düzeni ve bilgi ekonomisi içinde ülkemizi hak ettiği yere taşımak için alınacak çok ciddi bir mesafe bulunmakta ve bu mesafe İstanbul trafiği gibi varacağımız yere gittikçe daha zor ve geç ulaşacağımız şekilde bizden uzaklaşmaktadır.

Dünya dijital otoyollara, dijital köylere kaynak ayırmakta, ülkemiz seyretmekte.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.