SON DAKİKA

#Ümit Özdağ

Ekometre - Ümit Özdağ haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ümit Özdağ haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın tahliye sonrası basın açıklaması Haber

Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın tahliye sonrası basın açıklaması

Mahkeme, 2 yıl 4 ay hapis cezası verdiği Ümit Özdağ'ın tahliyesine karar verdi. Özdağ, saat 16.30 sularında cezaevinden çıktı. Cezaevi önünde kısa bir açıklama yaptı Prof. Dr. Ümit Özdağ: Sevgili arkadaşlarımız burada gördüğünüz gibi büyük bir neşe içerisinde ve davulla zurnayla karşıladılar. Ancak ortada ne yazık ki davul ve zurnayla neşe içerisinde olabileceğimiz bir Türkiye manzarası yok. Birçok suçsuz insan haksız yere tutuklu olarak şu anda Silivri'de ve değişikçe sahiplerinde kalıyorlar. Hepsine buradan ayrı ayrı selamlarımı yolluyorum. Ekrem Bey'e selamlarımı yolluyorum. Buğra Bey'e selamlarımı yolluyorum. Hiç içeride olmaması gerektiğini düşündüğüm Ayşe Barım Hanımefendi'ye selamlarımı yolluyorum. Özetle bütün haksız şekilde tutuklu olan ve düşman ceza hukuku çerçevesinde tutuklu olan bütün insanlara selamlarımı yolluyorum. Zafer Partisi’nin mensupları, bütün arkadaşlarım haklı olarak benim 5 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılmamdan büyük bir sevinç duydular ama bu sevinç adaletsizlik devam ettiği için, düşman ceza hukuku uygulamaları devam ettiği için buruk bir sevinç. İnşallah hukuk devleti tesis edildiğinde bütün yurttaşlar aynı hukuk çerçevesinde bağımsız yargı oluştuğu zaman, şu anda yok çünkü böyle bir yer, bağımsız yargı oluştuğu zaman hep birlikte o zaman sevineceğiz. Ama daha önce kişisel sevinç alanında kalıyor ki bu da sorumluluk mevkiinde olan siyasetin yapmaması gereken bir şey. İnşallah o günleri birlikte görürüz. İnşallah Türkiye'de siyasetçiler basından korkarlar ama basın siyasetçilerden korkmaz. İçeride doğrusu çok vaktiniz oluyor. 10 gazete okuyordum ve üç tane de televizyon kanalının yayın yapılması için Adalet Bakanlığı'na başvurdum. Onlar da kabul ettiler ve bağlattılar. Böylece onları da izleme şansım oldu. Tabii bir de sürekli gelen avukatlar vardı ve ziyaretçiler vardı. Ben de günde aşağı yukarı 10-12 ziyaretçi alıyordum. Bazen 18'e kadar yükseliyordu sayı. Onun için dışarıda ne olup bitiyor büyük ölçüde izleme imkanımız oluyordu. O çerçevede tespitlerimin dışarıya çıkınca değişeceğini, farklılaşacağını düşünmüyorum. Zor bir süreçten geçiyoruz. Yüksek tansiyon hastası olanlar bilirler, yüksek tansiyon vücudun bütün organlarını etkiler. Siyasette de yüksek tansiyon sadece muhalefeti etkilemez. Aslında iktidarı daha fazla etkiler. Yüksek tansiyonlu bir toplum olmaktan hızla çıkmamız gerekiyor ve bu yüksek tansiyonu düşürmek de olağanüstü kolay. Nasıl biliyor musunuz? Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulayın. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kararlarını uygulayın. Yeni bir anayasa yapmaktan bahsederken, yeni bir anayasa çalışmalarına başlamadan önce mevcut anayasanın gereklerini yerine getirin ki yeni bir anayasanın talebinin haklılığı olsun, meşruluğu olsun ve sonra da o anayasada nelerin konuşulacağı konuşulabilsin. Sadece bu adımın atılması bile düşman ceza hukuku uygulamasından vazgeçildiği anlamına gelir. Biz bugün bir muhalefet mensubu olarak, muhalefet siyasetçisi olarak anayasanın beni korumadığını biliyorum. Sizi de korumuyor. Yasalar da sizi korumuyor. Bizi korumuyor ama aynı anayasa ve yasalar vatandaşların bir bölümünü iktidara yakın olan bölümünü de koruyor. Bu adil değil. Doğru değil. Bir millete bir hukuk olur. Arzumuz bu.

Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın tutukluluğun devamına karar verildi Haber

Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın tutukluluğun devamına karar verildi

Parti sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu: Değerli arkadaşlar, Silivri yerleşkesindeki duruşma salonunda başlayan mahkeme Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın halkı kin ve düşmanlığa tahrikten açılmış bir davasına ilişkindi. Sayın Özdağ, Silivri Mahpushanesi'nde 5. ayına girmiş vaziyette. İşin doğrusu bugünkü bu duruşmada biz bir tahliye bekliyorduk. Öyle ki ceza almış olsa bile en azından bir karar verilirdi yahut tutuksuz yargılama şeklinde gün verilirdi diye bekliyorduk. Fakat ne yazık ki bunların hiçbiri olmadı. Bugün burada mahkeme tutukluluk halinin devamına karar verip duruşmayı bir sonraki tarihe attı. Türkiye'nin değişik illerinden buraya gelmiş hem Zafer Partililer hem de Zafer Partili olmadığı halde gönüllü, yurtsever insanlar var. Onlar desteğe geldiler. İşin doğrusu bekledikleri bugün burada Ümit hocayla kucaklaşmaktı, onu alıp gitmekti fakat olmadı. Biz yine Sayın Ümit Özdağ'ı Silivri Mahpushanesi'ndeki tek kişilik hücresine bırakıp evlerimize gideceğiz. Bu kararı veren mahkeme heyeti de bu akşam evlerine gidip sıcak yastıklarına, hava çok sıcaksa serin yastıklarına başlarını koyup uyuyacaklar. Fakat Sayın Ümit Özdağ tutuklu bir şekilde yargılamaya devam edecek. Tutukluluk halinin sebebi de kaçma şüphesi ve delilleri karartma şüphesi oysa bütün deliller toplanmış vaziyette bu kuşku artık ortadan kalkmış durumda. Sayın Ümit Özdağ'ın kaçma şüphesinden söz etmek mizaha bile malzeme olamayacak bir iddiadır. Öyleyse bu yargılamada tutuklu yargılama kararında ısrar niyedir diye baktığımızda ta ilk güne 19 Ocak tarihine dönmemiz lazımdır. Eziyet için. Sayın Ümit Özdağ eziyet etmek içindir. O en başından beri yapılanın düşman ceza hukuku olduğunu söylemişti. Bugün Sayın Özdağ'ın savunma avukatlarından akademisyen Prof. Dr. Savaş Özdağ bunu düzeltme yoluna gitti. Düşman ceza hukuku yerine kaba kuvvet tabirini kullandı. Sayın Ümit Özdağ'a kaba kuvvet uygulanıyor. Yani hukuk ve kanunlar değil kaba kuvvet uygulanıyor. Şimdi yeniden tutuklu şekilde duruşmanın devamına karar verilmesi de bir kaba kuvvet halidir, bir düşman ceza uygulamasıdır. Düşman ceza hukuku uygulamasıdır. Yaşadığımız halin kısaca özeti budur. Varsa sorularınızı alabilirim.

Ümit Özdağ’ın tutukluluğu hakkında basın açıklaması Haber

Ümit Özdağ’ın tutukluluğu hakkında basın açıklaması

Her ne kadar bu şikayetimizi yaklaşık bir ay önce resmi olarak yapmış olsak da bugün, ülkenin yüz akı bir muhalefet lideri olan Genel Başkanımız Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın, rehin alınması sürecinin sonlandırılmasını ve bunun en hızlı biçimde yapılmasını talep etmek için geldik. Usulsüz bir biçimde Genel Başkanımızı gözaltına alan, yetkisi olmadığı halde “Cumhurbaşkanına hakaretten” hakkında işlem başlatan, buradan bir şey çıkmayacağını anlayınca dosyanın içeriğine yeni bir suç ekleyerek tutuklama yoluna giden hakim ve savcıları şikayet etmeye geldik. Genel Başkanımızın gözaltı sürecinde, İstanbul Başsavcısı’na uyarak kendisinden istenen bir belgeyi 35 dakikada hazırlayarak imzasız bir biçimde Savcılığa gönderen, bu belgede görev tanımını aşan zorlama yorumlar yaparak Genel Başkanımızın tutuklanmasına sebep olan ve daha sonra tutukluluk sürecinde avukatlarımız tarafından istenen ve zaten Kayseri olayları sırasında hazırlanmış olan hazır bir tutanağı günlerdir yollamamak için her şeyi yapan Kayseri İl Emniyet Müdürü’nü şikayet etmeye geldik. Artık kendisini yasaların ve Anayasamızın üzerinde gören, kural tanımaz iktidarın hoyrat bir biçimde hukuku sopa gibi kullanmasını eleştirmek için geldik. Ülkeyi yöneten binlerce güvenlik elemanını ve bürokratı yetiştiren bir profesörün, Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve onun kurduğu laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni ve üniter yapısını korumak, Anayasaya sahip çıkmak ve geleceğe taşımak için gece gündüz çalışan bir siyasi liderin, bir evladın, bir babanın, bir kardeşin ve her şeyden önce bir vatanseverin hukuksuz tutukluluğunun bir an evvel sonlandırılmasını talep etmek için geldik. Bugün buraya bir siyasi parti liderinin, bir Türk vatandaşının hürriyetinin gasp edildiğini haykırmaya geldik. Bugün buraya özgürlük dilenmeye değil, zaten özgür olan Genel Başkanımızın rehin bedeninin Silivri’den bırakılmasını ve bu hukuksuzlukları yapanlardan en kısa zamanda hukuk nezdinde hesap sorulmasını sağlayabilmek için geldik. Her ne kadar Genel Başkanımızı tutuklamış olsalar da Zafer Partisi’ne gönül vermiş bizlerin davamızdan vazgeçmeyeceğimizi, bizi tutuklasanız da ardından gelen kardeşlerimizin vatan davasını sürdüreceklerini, bizleri susturamayacağınızı haykırmak için geldik. Yüce Türk Milleti’ne ve Kamuoyuna saygıyla arz ederiz…

Prof. Dr. Ümit Özdağ'a siyaset yasağı da istendi Haber

Prof. Dr. Ümit Özdağ'a siyaset yasağı da istendi

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ hakkında "Cumhurbaşkanı'na alenen hakaret" suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. İddianamede, Özdağ'ın 19 Ocak'ta partisinin il başkanları istişare toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik kullandığı sözlerden dolayı resen soruşturma başlatıldığı hatırlatıldı. 4 yıl 8 aya kadar hapis istemi Özdağ'ın kullandığı ifadelerle "Cumhurbaşkanına hakaret" suçunu işlediğinin değerlendirildiği ifade edilen iddianamede, söz konusu suçla ilgili Adalet Bakanlığından kovuşturma izni alındığı kaydedildi. İddianamede, Özdağ hakkında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan tutuklama kararı verildiği, bu suç yönünden ayrılan soruşturmanın devam ettiği aktarıldı. Şüpheli Özdağ'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik toplantıda kullandığı ifadelerin Cumhurbaşkanının onur, şeref ve saygınlığını zedeleyici söz ve beyanlar olduğu, "Cumhurbaşkanına alenen hakaret" suçunu işlediğine dair hakkında kamu davası açılması için gereken yeterli şüphenin bulunduğu vurgulandı. Bu iddianame kapsamında tutuksuz şüpheli olan Özdağ hakkında "Cumhurbaşkanına alenen hakaret" suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası istendi. Siyaset yasağı da istendi Özdağ hakkında ayrıca, Türk Ceza Kanunu 53. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, 'sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır." maddesinin uygulanması da talep edildi. İddianame, değerlendirilmek üzere Asliye Ceza Mahkemesine gönderildi.

Özdağ: Cumhur-Öcalan ittifakı hayırlı olsun Haber

Özdağ: Cumhur-Öcalan ittifakı hayırlı olsun

Prof. Dr. Ümit Özdağ: 2009-2015 arasında PKK terör örgütü ile yapılan müzakerelerle hiçbir ders almayan Cumhur İttifakı yine terör örgütü elebaşısı Öcalan ve PKK ile pazarlığa başlamıştır. 2009-2015 müzakereleri sonucunda Hendek teröründe sizin yanlış politikalarınız neticesinde Türkiye, 760 evladını şehit verdi, yüzlerce evladımız gazi oldu. Şimdi bunlardan hiçbir ders çıkarmadan yine Öcalan ile pazarlığa oturdunuz. Genel ve yerel seçimlerde her fırsatta DEM ile yan yana gelmekle suçlayan Cumhur İttifakı’nın bugün DEM ile kucak kucağa olduğunu görüyoruz. Türk askerinin terörle ölümüne mücadeledeki en önemli motivasyonu, moral gücüdür. Terörist başı ile yapılan bu görüşmeler, sadece şehit aileleri ve gazileri incitmemekte, aynı zamanda teröristlerle ölümüne mücadele eden kahraman silahlı kuvvetler mensuplarının da moral ve motivasyonunu yıpratmaktadır. Müzakereyi yürüten Cumhur İttifakı’na sesleniyorum: Siz şu an kış şartlarında, dondurucu soğukta, Irak'ın kuzeyindeki dağlarda terörist gözetleyen kahramanlara ne diyeceksiniz? Biz anlaştık size gerek kalmadı mı diyeceksiniz? Sözde anlaşmanız yarın Hendek operasyonlarında olduğu gibi bozulduğunda, bu kahraman komandoları hangi yüzle yeniden göreve sevk edeceksiniz? Aklınızı başınıza alın, yapboz oyunu değil bu! İnsanların hayatıyla, mücadele azmiyle oynuyorsunuz. Ayrıca terörist başı ile yapılan pazarlık ve görüşmelerin, verilen tavizlerin hukuki bir karşılığı ve meşruiyeti de yoktur! Erdoğan ve Bahçeli genel ve yerel seçimlerde daha kısa bir süre önce “Öcalan'ı serbest bırakacak olan Zillet ittifakı” diyordunuz. Şimdi umut hakkı üzerinden Öcalan'ı Siz serbest bırakmaya hazırlanıyorsunuz. Cumhur ittifakı Zillet ittifakı olmuştur. Şimdi Cumhur İttifakı buna bozulacak, “Neden bize Zillet ittifakı diyor” diyecekler. Önceki gün DEM milletvekili TBMM’de yaptığı konuşmada, “Bizim bölgemizde kurulmuş barajlarda üretilen elektriği bize parayla satıyorsunuz. Bunu kabul etmiyoruz” dedi. Bu kişi cesareti Bahçeli’den mi alıyor? Kamuoyuna açıklanmayan gizli görüşmelerde terör örgütüne neler vaat edildi ki, bu kendini bilmez bu şekilde konuştu. Memleketimizin bir bölümü özerklik ya da başka bir siyasi yapı altında, terör örgütü temelli yapıya mı verildi? Bu konuşmayı kabul etmek zillet değil de nedir? Suriye'de zafer kazandığınızı iddia ediyorsunuz, Şam Fatihi rolü yapıyorsunuz. Madem Suriye'yi fethettiniz neden size hapishanede teslim edilen bir suçlunun arabuluculuğuna ihtiyaç duyuyor hale geldiniz? İmralı da cezasını çeken 40.000'den fazla insanın katili, beşikteki bebekleri, hamile anneleri, silahsız kadınları çocukları katlettiren Öcalan şimdi İmralı’dan barış mesajı yolluyormuş. Hadi oradan! Bahçeli rakamlarla oynamayı çok sever. 33 x 55 rakamları konusunda ne diyecek acaba? Bahçeli, 33 Bingöl- Elazığ yolunda kurşuna dizilerek şehit edilen silahsız erlerimizin sayısıdır. 55’de her birinin Aziz na’şı üzerinden çıkan kurşun sayısıdır. Evet, yeni MHP'nin genel başkanı Devlet Bahçeli yapsın hesabı. Değerli basın mensupları, Öcalan katil başı İmralı’dan yaptığı son açıklama ile kendisine Erdoğan ve Bahçeli’nin yeni paradigmasının müzakere muhatabı ve çözüm ortağı olarak tanıtmıştır. Kendisinin Erdoğan- Bahçeli ikilisinin tamamlayıcı ortağı olmaya hem etkin hem de kararlı olduğunu ifade etmiştir. Yeni Paradigma nedir? PKK lehinde paradigma devlet rejim sistem anlamında kullanılır. Öcalan, Erdoğan ve Bahçeli'nin yeni paradigmasından bahsederken yeni anayasa ile kurulmak istenen yeni devletten bahsetmektedir. Sadece bu cümle bile DEM heyetinden önce Öcalan ile görüşen başka bir siyasi heyetin Erdoğan ve Bahçeli'nin hazırladıkları siyasi projeyi terörist başına anlattıklarını göstermektedir. Öcalan şöyle diyor “Sayın Bahçeli'nin ve sayın Erdoğan'ın güç verdiği yeni paradigmaya ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak etkin ve kararlılığa sahibim” Bunun anlamı anayasa değişikliği ile kurmak istediğiniz devlete sisteme ve size ortak olurum demektir. Cumhur- Öcalan ittifakı hayırlı olsun! Öcalan’ Türk-Kürt kardeşliğini güçlendirelim’ diyor. Öcalan'ın açıklaması tecavüzcü çocuğunun iyi ahlak derneği kurması, Narin'in katillerinin Çocuk Esirgeme Kurumu Diyarbakır şubesi kurmak istemeleri gibi bir şey… Anadolu'da son bin senede Türk ile Kürdün iki ayrı millet gibi ayrışması düşmanlaşması için Öcalan’dan daha fazla çalışan kimse olmamıştır. 1974'te Kıbrıs Barış Harekâtı başladığı zaman askerlik şubesinin önünde 200 metre askere gitmek isteyen gönüllülerden kuyruk olmuştu. 1992'de ise bir tuğgeneralimiz şehit edilmişti. Öcalan şimdi kardeşliği güçlendirelim diyormuş. Bak Abdullah, sen hayatındaki ilk siyasal tokadı Siyasal Bilgiler Fakültesi merdivenlerinde yedin. Suriye'de muhaberatından ne yedin bilmiyorum ama 2. tokadı İmralı'da neden ve kimden yediğini biliyorum. Şimdi, 3. tokadı Zafer Partisi’nden yiyeceksin! Öcalan dışarıdan müdahaleler ile sorunun kangrenleşmesinden bahsetmektedir. Oysa Türkiye düşmanlarını ülkemize müdahaleye davet eden Öcalan olmuştur. Öcalan 1930'lu yıllarda PKK'ya 6. Yunan Kolordusu halinde getirmişti. Yakalandığı zaman Yunanlıların elinden alınmıştı. Ermenistan, İran, Almanya, Fransa, Suriye Sırbistan, Yunanistan, ABD ve Rusya ile değişik dönemlerde işbirliği yaparak ülkemizi iç savaşa sürüklemek isteyen Öcalan olmuştur. Aslında hala aba altından sopa göstermektedir. Öcalan derken katil demeli miyim? İstiklal Savaşı vermiş bir millet, Türk milleti dış müdahalelerden korkmaz! Öcalan açıklamasında Erdoğan ve Bahçeli ile aynı masada yeni paradigmaya yani Devleti tasarlayacak sonra bunu TBMM'de anayasa değişikliği ile meşrulaştıracak bir formülü ileri sürmektedir. Onun için TBMM'yi işaret etmektedir yani CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile “Bütün bu olup bitenler karşısında çözümleri TBMM’dir” diyerek, Öcalan'ı muhatap almakta, yeni paradigma sürecinde destek vermektedir. Özgür Özel bu süreci şehit aileleri ve gazilerimizin hassasiyetlerine dikkat ederek yöneteceğini söylemektedir. Özgür Bey, şehit yakınlarının ve gazilerin hassasiyetini gözeterek terörle müzakere edemezsiniz. Terörle pazarlık ederek, pazarlığa TBMM'yi adres olarak göstererek Atatürk'ün kurduğu paradigmayı savunamazsınız ancak Erdoğan Bahçeli ve Öcalan'ın ortağı olursunuz. Türk halkından gizli bir kirli pazarlık yapılmaktadır. İstiklal Harbi ile kurduğumuz devlet masaya yatırılmış, Öcalan ile birlikte ameliyat yapılmaya hazırlanılmaktadır. Cumhur ittifakına soruyorum: Türk milletinin elinden neyi almaya karar verdiniz? Bahçeli'ye soruyorum: Bir sene önce “Çok şey değişecek İnşallah Türkiye'ye değişmez” demiştiniz. Size bu kadar korkutan proje nedir? Dürüst olun Cesur olun. Kapalı kapılar arkasında terörist başı ile yapılan pazarlıklar ile paradigma değişmez. Yeni anayasa teklifinizi gündeme getirin maddelerinizi açıklayın. Türk milleti sizin ne istediğinizi bilsin, ondan sonra seçimlere gidelim! Bakalım Türk halkı size devletini elinden almanıza izin verecek mi? Konuşmamı büyük Türk milletine seslenerek bitirmek istiyorum: Değerli yurttaşlarım, Zafer Partisi Atatürk ve İstiklal Harbi şehit ve gazilerinin emaneti olan ve binlerce şehit ve gazinin mübarek kanları ile kazandığı Türkiye Cumhuriyeti'ne çete başına ve onlarla işbirliği yapanlara karşı savunmaya sonuna kadar kararlıdır. Bütün vatanseverleri bölücü ittifakla karşı omuz omuza mücadeleye davet ediyoruz!

Ümit Özdağ'dan Devlet Bahçeli'ye cevap Haber

Ümit Özdağ'dan Devlet Bahçeli'ye cevap

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bugün (5 Kasım) partisinin TBMM Grup Toplantısında sarfettiği, bebek katili Öcalan’a özgürlük çağrısı olan umut hakkı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tekrar seçilmesi sözlerine cevap verdi. Prof. Dr. Ümit Özdağ: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bugün MHP Grup Toplantısında yaptığı konuşmada terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın umut hakkı çerçevesinde affını istemiş ve TBMM’de DEM grubuna hitap ederek PKK’nın lağv edilmesini istemesini tekrar gündeme getirmiştir. Bahçeli, Abdullah Öcalan’ın serbest kalması için çalışmaktadır. Türkiye Yüzyılı, süper güç, gibi süslü lafların arkasına saklanarak terör örgütü elebaşısı Öcalan’ı İmralı’dan çıkarmak için mücadele etmektedir. Bahçeli, ‘Tabular kalktıkça, ezberler bozuldukça statüko delindikçe, insanlar birbirine dürüst davrandıkça içlerinden geçeni özgürce söyledikçe bir anlaşma ve mutabakat noktasından diğerine küçük adımlar ile ilerlemek daha kolaydır.’ Diyerek açıkça Öcalan ve PKK terör örgütü ile müzakereleri savunmaktadır. Öcalan’a umut hakkı vermek, Türk Milletinin gelecek umudunu elinden almaktır. Öcalan’a umut hakkı vermek binlerce asker, polis, jandarma, öğretmen, savcı, hakim, korucu şehidinin ailelerinin adalet umudunu ellerinden almaktır. Öcalan’a umut hakkı vermek, bacağını, kolunu gözünü bazen hepsini kaybetmiş şehitlerimizin gazilerimizin adalet umutlarını ellerinden almaktır. Bahçeli Türk Milletini Öcalan’ın serbest bırakılmasının ile terörün biteceği konusunda aldatmaktadır. Öcalan’ı ‘TBMM’ye gelse ve PKK’yı lağvettim, terörü lanetliyorum’ dese de PKK içinde birçok grup bu açıklamayı reddedecek, PYD Suriye’de, PJAK İran’da varlığını ve terör eylemlerini sürdürecek, Türkiye için tehdit olmaya devam edecektir. Devlet Bahçeli, terörist başının ‘TBMM DEM parti grubuna gelmesine itiraz ediyor da İmralı’da kalmasına niye tepki göstermiyor? Bu ne yaman çelişkidir’ diyor. İnanılır gibi değil. TBMM Gazi, İstiklal Harbi vermiş milli mabettir. İmralı ise Türk adaletinin terörist başını yolladığı hapishane. Nasıl bir akıl bahçelinin söylediğini söyleyebilir. Bunu Türk Milletinin sağ duyusuna bırakıyorum. Öcalan’ı TBMM’de konuşmaya davet etmek, Türkiye Cumhuriyeti’ni terör örgütü karşısında mağlup etmek demektir. Bahçeli, Atatürk’ün Şeyh Sait’i TBMM’de konuşmaya davet ettiğini duymuş mu? Bahçeli, Atatürk’ün Seyyit Rıza’yı TBMM’de konuşma yapmaya davet ettiğini duymuş mu? Türk Milleti hiç böyle rezil bir teklif ile karşı karşıya gelmedi. Bahçeli, ‘Zaman Türk ve Türkiye yüzyılı zamanıdır’ diyor. Biz de Bahçeli’ ye soruyoruz, Türk ve Türkiye yüzyılını Öcalan’ı TBMM de konuşturarak mı kuracaksınız? Bahçeli, ‘Osmanlı İmparatorluğu yerel kültürleri ve etnik toplulukları bünyesinde nasıl bir arada tutup barış ve sükunet ortamına tesis etmişse, ecdadımızın ayak izlerini takip ederek Türk barışı devrinde aynısını yaşatabilecektir ’diyor. Türkiye Cumhuriyeti milli- üniter- laik devletinin 101. yılında bahçelinin kafasında gelmiş olduğu yer burası mıdır? Üstelik Osmanlı yerel kültür ve etnik toplulukları bünyesinde tutamadığı için parçalanmıştır Şimdi, Türk Milleti önünde ve Türk tarihi önünde Devlet Bahçeli’ye soruları soruyorum: Mayıs 2023 de ‘önümüzdeki günlerde çok şey değişecek inşallah Türkiye değişmez’ dediniz. Türkiye’yi nasıl bir badireye sürükleyeceksiniz ki inşallah Türkiye değişmez diyorsunuz? Yapacaklarınız Türkiye’nin parçalanmasına neden olabilir mi? Mayıs 2024’te TBMM’de ‘Türkiye Milleti’ dediniz. Milletimizin adını bu şekilde mi değiştireceksiniz? Öcalan sizden PKK’yı dağıtmak için ne istedi, siz ne verdiniz? Osmanlı Devleti’nin verdiği hakları mevcut Anayasamızın ilk dört maddesini değiştirmeden nasıl vereceksiniz? Erdoğan ve Bahçeli’nin temel amacı Erdoğan’ın ölene değin cumhurbaşkanlığı yapacak bir düzenleme için Türk Devleti ve Türk Milletini bir tehdit ile karşı karşıya getiriyorlar. Bahçeli basın toplantısında ‘Sefaletin doruk noktası bir başkasının iradesine bağımlı olmaktır.’ diyor. Evet, gerçekten de bu sefaletin doruk noktasıdır. Son olarak size İmralı’da ilçe başkanlığı açmanızı öneririm. Bir oy bir oydur. Türk milliyetçilerinden alamadığınız oyu Öcalan’dan alın.

Ümit Özdağ, Kemal Kılıçdaroğlu nu destekleyecek Haber

Ümit Özdağ, Kemal Kılıçdaroğlu nu destekleyecek

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Zafer Partisi Genel Merkezi'nde buluştu. Kısa bir görüşmenin ardından ikili beklenen açıklama için kameraların karşısına geçti. Kılıçdaroğlu, "Oturduk konuştuk kurmaylarımız bir araya geldi güzel sonuçlar elde edildi. Umarım Türkiye güzel günlere gebe zaten, çok daha güzel bir atmosferde seçim sonrası tekrar konuşacağız ve Türkiye'yi huzura kavuşturacak adımnları kararlılıkla atacağız" diyerek Özdağ'a teşekkür etti.  "Türkiye'nin en önemli sorunu hiç şüphesiz ülkemizde yaşayan 13 milyon sığınmacı ve kaçağın vatanlarına geri yollanmasıdır" diyerek sözlerine başlayan Ümit Özdağ ise özetle şunları söyledi: "Bu 13 milyon sığınmacı vatanlarına geri yollanmadan ve yenilerinin gelmesi önlenmeden Türkiye'nin ekonomik sorunlarını aşamayız. Vatandaşlık satarak Türk halkının gayrimenkul almasını rahatlıkla sağlayamayız, sokaklarda güvenlik sağlayamayız. Bir ülkede 13 milyon sığınmacıyla ekonomisini güvenliğini doğru bir çizgiye oturtamayız. 14 Mayıs seçimlerine giderken Türk halkından zafer partisi olarak sığınmacıları vatanlarına göndermek için destek istedik.  "Kemal bey'le sığınmacıların gönderilmesi konusunda anlaştık" Birinci turun sonunda gördük ki ortaya çıkan siyasi görünüm iki adayın 28'inde bir ikinci yarış için Türk halkının önüne gideceği çerçeveyi oluşturmuş ve AK Parti Genel Başkanvekili Numan Bey bizi ziyaret etti, destek istedi. Sığınmacılar konusunda ne yapmayı düşünüyorsunuz deyince anlattıkları şey sığınmacıların vatanlarına dönmesini içermiyordu. Kemal Bey'le görüştük Kemal Bey çok net bir şekilde sığınmacıların vatanlarına dönmesi gerektiğini ve bu politikayı izleyeceğnii söyledik. Detayları konuştuk. Zafer Partisi'nin önerdiği bir sene içinde insan haklarına uygun, Suriyelilerin Suriye'de güvenliğini sağlayacak ama Türk ekonomisi için de yükü kaldıracak, sokaklarımızda tekrar güvenliği sağlayacak bir model üzerinde kendisiyle fikir birliğine vardık ve bundan dolayı da Zafer Partisi olarak Sayın Kılıçdaroğlu'nu cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci turda destekleme kararı aldık." Destek şartlarını açıklamıştı  Ümit Özdağ, daha önce yaptığı açıklamalarda destek şartlarını 13 milyon sığınmacının gönderilmesi, Cumhuriyetin kuruluş esaslarının, Anayasa'nın ilk 4 maddesinin, 66. maddenin güvence altına alınması, PKK, FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadele olarak saymıştı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Ekometre En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.