SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ticaret

Ekometre - Ticaret haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ticaret haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Vestel zarar üstüne zarar ediyor Haber

Vestel zarar üstüne zarar ediyor

Şirketin zararı geçen yılın aynı dönemindeki 4 milyar TL’ye göre arttı, ancak ikinci çeyrekteki 7,8 milyar TL’lik kaybın altında kaldı. Yılın ilk dokuz ayındaki toplam net zarar 18 milyar tl'ye ulaştı Yılın ilk dokuz ayında toplam net zarar 18 milyar TL’ye ulaşarak yıllık bazda yüzde 218 artış gösterdi. Zayıf operasyonel performans, TOGG başta olmak üzere iştiraklerden gelen zararlar ve artan finansal giderler, şirketin kârlılığını olumsuz etkiledi. 2024'ün son çeyreğinden bu yana aralıksız zarar açıklıyor Vestel’in 2025 üçüncü çeyrek bilançosu, aslında birkaç çeyrektir devam eden olumsuz seyrin yeni bir halkası. Şirket, 2024’ün son çeyreğinden bu yana aralıksız zarar açıklıyor. Zararın nedenleri 2023’te başlayan Avrupa talep daralması, 2024 boyunca süren yüksek enflasyon ve faiz ortamıyla birleşince beyaz eşya ve televizyon ihracatında keskin düşüş yarattı. Aynı dönemde Togg’un üretim sürecindeki yatırım maliyetleri, Vestel’in konsolide sonuçlarına ek yük getirdi. Enerji, lojistik ve işçilik maliyetlerindeki artış, kur farkı zararlarıyla birleşince şirketin kârlılığı neredeyse tamamen eridi. 2025 yılı itibarıyla Vestel’in brüt marjı son beş yılın en düşük seviyesine, borçluluk oranı ise tarihi zirvesine çıktı. Bu tablo, kısa vadeli piyasa dalgalanmalarının ötesinde, Vestel’in rekabet gücü ve yatırım stratejisi açısından yapısal bir sorgulamayı da beraberinde getiriyor. Gelirler yıllık yüzde 23 düştü Gelirler, yıllık yüzde 23 düşüşle 35 milyar TL’ye gerilerken, bu rakam piyasa beklentilerine paralel gerçekleşti. Beyaz eşya ihracatındaki zayıflama ve televizyon talebindeki düşüş nedeniyle hem yurt içi hem de yurt dışı gelirlerde daralma yaşandı. FAVÖK, bir önceki yıla göre yüzde 80 düşüşle 788 milyon TL seviyesinde gerçekleşti. Döviz paritelerindeki artışın sınırlı olumlu etkisine rağmen, lojistik ve işçilik maliyetleri kâr marjlarını aşağı çekti. Net borcu 82 milyar TL'ye yükseldi Şirketin net borcu 82 milyar TL’ye yükselirken, net borç/FAVÖK oranı 451 seviyesine çıktı. Uzmanlara göre bu tablo, Vestel için önümüzdeki dönemde finansal risklerin artabileceğine işaret ediyor Sonuçlar VESTEL için negatif olarak değerlendiriliyor. Zayıf operasyonel performans ve yüksek finansal giderlerin önümüzdeki dönemde kârlılık üzerinde baskı yaratmaya devam etmesi bekleniyor.

Bolat: Gıda fiyatlarında tarihi düşüş yaşıyoruz Haber

Bolat: Gıda fiyatlarında tarihi düşüş yaşıyoruz

Bolat, Temmuz'da 25 milyar dolarla rekor kıran ihracatın dezenflasyon sürecini desteklediğini vurguladı. Bolat, "Enflasyonla mücadelede sağlanan kazanımlar kalıcı hale geldikçe hem fiyat istikrarı hem de vatandaşlarımızın alım gücü bakımından çok daha güçlü bir döneme gireceğiz" dedi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, yıllık enflasyonun yüzde 33,52 ile 44 ayın en düşük seviyesine gerilediğini belirterek, dış ticarette sağlanan olumlu gelişmelerin dezenflasyon sürecini desteklediğini açıkladı. Temmuz ayında 25 milyar dolarla rekor kıran ihracata dikkat çeken Bolat, fahiş fiyat denetimlerinin sürdüğünü ve vatandaşların alım gücü açısından daha güçlü bir döneme girileceğini söyledi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Temmuz ayı enflasyon verilerinin ardından sosyal medya platformu X üzerinden değerlendirmelerde bulundu. Bolat, TÜFE'nin yüzde 2,06 arttığını, yıllık enflasyonun ise yüzde 33,52 ile son 44 ayın en düşük seviyesine gerilediğini belirtti. Bu düşüşle birlikte enflasyon, 2024 Mayıs ayında görülen yüzde 75,5’lik tepe noktasından 42 puan aşağıya inmiş oldu. Gıdada tarihi düşüş, ihracatta rekor Bakan Bolat, gıda ve alkolsüz içeceklerdeki fiyat artışının Temmuz ayında yalnızca yüzde 0,07 olduğunu ve yıllık gıda enflasyonunun yüzde 27,95 ile son yılların en düşük seviyesinde gerçekleştiğini ifade etti. Temmuz ayında ihracatın yüzde 11 artışla 25 milyar doları aştığını açıklayan Bolat, bu rakamın bugüne kadar ulaşılan en yüksek Temmuz ihracat değeri olduğunu vurguladı. Aynı dönemde dış ticaret açığında da yüzde 12,1 oranında bir gerileme yaşandığını belirtti. “Dış ticaret tarafından sağlanan bu olumlu gelişmeler, dezenflasyon sürecini desteklemektedir” ifadelerini kullanan Bolat, dış talep ve güçlü ihracatın enflasyonla mücadelede itici güç olduğunu belirtti. FAHİŞ FİYATLARA KARŞI DENETİM VURGUSU İç ticarette ise ekonomik temellerle açıklanamayan fahiş fiyat artışlarına karşı denetimlerin sürdüğünü belirten Bolat, tüketici aleyhine hareket eden kişi ve firmalara karşı kararlı bir mücadele yürütüldüğünü söyledi. “GÜÇLÜ BİR DÖNEME GİRİYORUZ” Ömer Bolat, paylaşımını şu ifadelerle tamamladı: “İleriye dönük kararların düşen enflasyon oranlarına göre alınmasıyla birlikte dezenflasyon sürecinde düşük enflasyon seviyelerine hızlı bir şekilde geleceğimizi ifade etmek isterim. Enflasyonla mücadelede sağlanan kazanımlar kalıcı hale geldikçe hem fiyat istikrarı hem de vatandaşlarımızın alım gücü bakımından çok daha güçlü bir döneme gireceğiz.”

Şirketlere ışık tutacak mega trendler araştırması Haber

Şirketlere ışık tutacak mega trendler araştırması

Raporda küresel ticaretin teknolojik gelişmelerle yeniden şekillendiği, iş gücünün yapay zekâ entegrasyonuyla dönüşüm geçirdiği ve değişen iklim koşullarının ticaret rotalarını etkilediği vurgulanıyor. Analitik veriler ışığında Risk Sermayesi ve İnsan Sermayesi konularında 120’den fazla ülkede müşterilerine hizmet veren Aon, “2025 Yılı Müşteri Trendleri” raporunu yayımladı. Her yıl yapılan bu kapsamlı araştırmada, iş dünyası açısından risk ve fırsat doğurabilecek ticaret, teknoloji, iklim ve iş gücü olmak üzere dört mega trend masaya yatırılıyor. Raporla ilgili değerlendirmede bulunan Aon Türkiye Eş CEO'su Selda Oknas Tanbay, “Müşterilerimiz, karar verme sürecinin gittikçe daha zorlayıcı hale geldiğini ifade ediyor. İşletmeler, dört mega trend olan ticaret, teknoloji, iklim ve iş gücü tarafından giderek daha fazla etkileniyor. Bu yılki analizimiz, bu trendlerin birbirleriyle nasıl kesiştiğini ve artan belirsizlik ortamında organizasyonel stratejileri nasıl şekillendirdiğini gösteren yeni bakış açıları sunuyor. Aon olarak risk ve insan sermayesi konusundaki uzmanlığımız ve veri odaklı içgörülerimizle, dinamik iş dünyasında şirketlerin bilinçli kararlar almalarına, büyümelerini sürdürmelerine ve dayanıklılık kazanmalarına katkı sağlamaya devam edeceğiz.” dedi. Raporda dört mega trendin Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesini nasıl etkilediğine ve bu trendlerin birbirleriyle nasıl kesiştiğine dair önemli bulgulara yer veriliyor: Ticaret ve teknoloji: Teknolojik gelişmeler, küresel ticareti dönüştürüyor Yapay zekânın 2040’a kadar küresel ticarette toplam yüzde 14 civarında ek bir artış sağlaması bekleniyor. Teknolojik ilerlemeler, küresel ticareti yeniden şekillendiriyor. Yapay zekâ tabanlı yenilikler, ticaret hizmetlerini ve operasyonlarını daha verimli hale getirirken siber güvenlik riskleri ve düzenleyici zorluklar da beraberinde geliyor. Bu gelişmelerden en iyi şekilde faydalanmak isteyen işletmelerin, teknoloji yatırımlarını güçlü risk yönetimi stratejileri ile dengelemeleri gerekiyor. Küresel ticaret; jeopolitik riskler, gümrük tarifeleri ve küresel ticaret savaşları nedeniyle baskı altında. Şirketler, küresel ticaret risklerini yönetmek için tek bir tedarik zinciri stratejisi oluşturmalı, veri ve analizlerden faydalanmalı ve risk transferi için sigorta çözümlerini kullanmayı değerlendirmeli. İklim ve iş gücü: Hava olayları çalışanların sağlığı ve iş verimliliği üzerinde riskler yaratıyor Los Angeles’ta yakın zamanda meydana gelen orman yangınlarının neden olduğu ekonomik kayıp yaklaşık 30 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Küresel ölçekte ise yüksek sıcaklıklar, toplam çalışma saatlerinin %2,2’sinin kaybına yol açarak, tam zamanlı 80 milyon iş gücüne denk gelen bir verimlilik kaybına neden olacak. Aşırı hava olaylarının daha sık yaşanması, çalışanların sağlığı ve iş verimliliği üzerinde ciddi riskler yaratıyor. Çalışanların fiziksel sağlığını, duygusal iyilik halini ve finansal istikrarını olumsuz etkileyebilir. Hava olayları, ekonomik açıdan önemli sonuçlar doğurdu ve çeşitli sektörlerde kesintilere yol açtı. İşverenlerin bu tür felaketlere karşı risk modellemesi yoluyla proaktif olmaları ve afet ile iş sürekliliği planlamasıyla reaktif davranmaları gerekiyor. İş gücü ve teknoloji: Yapay zekâ, iş gücünü yeniden şekillendiriyor Dünya genelinde bilgi çalışanlarının yüzde 75’i artık yapay zekadan faydalanıyor. 2025-2030 arasında mevcut çalışanların becerilerinin yüzde 39’u ya dönüşecek ya da geçerliliğini yitirecek. Bu süreçte yapay zekâ ve büyük veri, en hızlı yükselen yetkinlikler arasında ilk sırayı alacak. Şirketlerin rekabet gücünü koruması ve çalışanlarının teknolojik değişimlere uyum sağlaması için beceri geliştirme ve yeniden eğitim programlarına ağırlık vermesi kritik. Yetenek yönetimi öne çıkan bir konu: ABD, yapay zekâ yeteneklerini çekme konusunda lider konumdayken EMEA bölgesindeki şirketlerin de bu alandaki yetenek açığını kapatmaya odaklanması gerekiyor. Ayrıca, yapay zekânın etkin kullanımı için etik ilkeler ve yasal uyumluluk konuları göz ardı edilmemeli. Veri koruması ise halen en önemli risk alanlarından biri. Bu nedenle, veri ihlallerini önlemek ve yapay zekâyı güvenli bir şekilde kullanmak için güçlü veri koruma stratejileri uygulanmalı. Ticaret ve iklim: Belirsiz iklim koşulları küresel ticaret rotalarını aksatıyor 2024 yılında doğal afetlerin yol açtığı küresel ekonomik kayıplar 368 milyar dolara ulaştı. Bu kayıpların yüzde 60’ı sigortasızdı.Küresel ticaretin birbirine bağlı yapısı, bir bölgede yaşanan olayların dünya genelindeki işletmeleri etkileyebileceğini gösteriyor. Bu durum, özellikle iklim dalgalanmalarının finansal ve itibar risklerini artırarak, aşırı hava olaylarından genellikle fazla etkilenmeyen EMEA gibi bölgelerde bile risk oluşturuyor. Bu nedenle, iklim dayanıklılığını artırmak için tedarik zinciri verilerinin, fiziksel risklerin detaylı analiziyle birleştirilmesi büyük önem taşıyor. Ülkelerin iklim risklerine karşı alması gereken önlemler: İklim değişikliğine dayanıklı altyapı yatırımlarına odaklanmak. Doğal afet ve iklim modellerinden yararlanarak riskleri değerlendirmek ve finansal etkileri analiz etmek. Tedarik zincirlerini çeşitlendirip görünürlüğü artırarak, bir bölgede meydana gelen aksaklıkların zincirleme etkilerini en aza indirmek.

Türkiye ve Küba doğrudan dış ticaret yapmak istiyor Haber

Türkiye ve Küba doğrudan dış ticaret yapmak istiyor

Türk ürünlerini İspanyol ve İtalyan distribütörler aracılığıyla ithal ettiklerini, Türkiye’ye ihracatlarını da İspanyul ve İtalyan firmalar aracılığıyla yaptıklarını dile getiren Büyükelçi Dr. Alejandro F. Diaz Palacios, İzmir’de ihracatçı firmalarla direkt temas kurmak istediklerini, Türkiye ile dış ticareti geliştirmek istediklerini söyledi. Küba’da Türk dizilerinin çok popüler olduğunu, Türk kültürünü ve Türk ürünlerini bildiklerini ve sevdiklerini söyleyen Büyükelçi Palacios, “İki ülke arasındaki ilişkiler 2022 yılında Küba Başbakan Yardımcısı Ricardo Cabrias Ruiz’in ziyaretiyle ivme kazandı. 2024 yılı Mart ayında iki ülke arasında dört anlaşma imzaladık. Bu anlaşmalardan birisinde iki ülke arasındaki çifte vergilendirme ortadan kaldırıldı. İki ülke merkez bankaları arasında anlaşma imzalandı. Bu toplantı son 2 yıldır yaptığımız çalışmaların sonucunda gelişti.  Ancak ekonomik ilişkilerimiz halen düşük. Gelişsin istiyoruz. İzmir Enternasyonal Fuarı’na Küba’nın dış ticaretinin yüzde 30’unu temsil eden firmalarla katıldık. Türk ürünlerinin Küba’da karşılığı var ama Avrupalı distribütörler aracılığıyla geliyor. Buraya Türk üreticileriyle tanışmaya geldik. Türkiye’den bir iş insanları heyetini de Küba’ya davet ediyoruz. Bu toplantının çıktısı iki ülke arasında doğrudan ticaret yapmak olacak. Türk firmaları Küba’ya gelip üretim yapıp buradan Latin Amerika pazarına açılabilir” diye konuştu. Eskinazi: “Küba’nın İzmir ziyaretinin doğrudan ticaretin yolunu açmasını diliyoruz” Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türk ihracatçılarının Küba’ya ihracat yaptığını ancak bu ihracatın İspanyol distribütörler aracılığıyla olduğunu, İspanyol distribütörler yerine Türk firmalarından ithalat yapmalarını istediklerini, Küba heyetinin İzmir ziyaretinin Türk ürünlerinin Küba’ya doğrudan satışıyla ilgili bir yol açmasını umduklarını dile getirdi. Türkiye’nin 2024 yılının Ocak – Ağustos döneminde Küba’ya ihracatının yüzde 300’lük artışla 29 milyon dolardan 88 milyon dolara çıktığı bilgisini veren Eskinazi, “Türkiye ile Küba arasındaki dış ticaretin artması için 2025 yılında Küba’nın Başkenti Havana’da düzenlenen fuara Türk ihracatçılarının katılımı için çalışma yapacağız” şeklinde konuştu. Ertan: “Merkez Bankaları karşılıklı hesap açarak ticaretin yolunu açabilir” Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, 1980’li yıllarda Türkiye’nin İran ve Irak’la ticaret yaparken merkez bankalarının karşılıklı bir hesap açtığını, iki ülke ihracatçılarının yaptığı mal ticaretinin 6 aylık periyotlarda mahsuplaşma yöntemiyle ilerlendiğini, aynı yöntemin günümüzde Küba ile Türkiye Merkez Bankalarının karşılıklı açacakları hesaplarla uygulanabileceğinin altını çizdi. Türk halkının Küba’ya sempati duyduğunu iki ülkenin direkt ticari ilişki içinde olması gerektiğini ifade eden Ertan; “Biz Küba’dan hurda demir ve hbi alıyoruz. Küba bizden demir alıyor. Biz İtalyan firmaları aracılığıyla alırken, Kübalılar İspanyol firmaları aracılığıyla alıyor. Bankacılık ödeme sistemlerinin çözüme kavuşmasıyla direkt ticaret yoluna gideriz” diye görüş belirtti. Işık; “Küba’nın gıda ambarı olmak istiyoruz” Türkiye’nin yıllık 31 milyar dolar gıda ürünleri ihraç ettiği bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Türkiye’nin çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incir üretim ve ihracatında dünya lideri olduğunu Küba’ya daha fazla gıda ürünleri ihraç etmek istediklerini kaydetti. Işık, “Küba’da Türk dizilerinin popüler olduğunu biliyoruz. Türk dizilerini izlerken, Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlıklı atıştırmalık olarak tanımladığı Türk kuru meyvelerini tüketmenizi öneriyoruz. Küba’nın gıda ambarı olmak istiyoruz” dedi. Girit: “Küba’nın protein ihtiyacını karşılamaya talibiz” Türkiye’nin 4 mevsim yaşanan bir habibata sahip olduğunu, hayvansal mamullerin üretiminde her kategoride dünyada ilk 10 ülke arasında yer aldığını aktaran Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, levrek, çipura, Türk somonu, çam balı ve çiçek balı, süt ürünleri başta olmak üzere su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü olarak yıllık 4,3 milyar dolar ihracat yaptıklarını, Küba’nın protein ihtiyacını karşılamaya hazır olduklarını ifade etti. Güngör: “Küba mobilya ihtiyacını Türkiye’den karşılayabilir” Türkiye’nin mobilya kağıt ve orman ürünleri sektöründe güçlü bir üretici ve ihracatçı olduğu, mobilya ihracatında dünyada 8. Sırada yer aldıkları bilgisini veren Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Hikmet Güngör, Küba’nın mobilya ihtiyacını sağlayacak güçte olduklarını, Küba ile karşılıklı ticareti geliştirmek istediklerini söyledi. Ege İhracatçı Birlikleri organizasyonunda 22 Türk firmasıyla 15 Kübalı firma arasında 100’den fazla ikili iş görüşmesi yapıldı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.