SON DAKİKA

#Teknoloji

Ekometre - Teknoloji haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Teknoloji haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Fintekler teknolojinin ötesinde bir strateji ortağına dönüşüyor Haber

Fintekler teknolojinin ötesinde bir strateji ortağına dönüşüyor

Küresel veriler, fintek çözümlerinin yalnızca teknoloji sağlamakla kalmadığını aynı zamanda kurumların dijitalleşme stratejilerine yön verdiğini gösteriyor. KPMG'nin Pulse of Fintech H2 2024 Raporu’na göre, küresel fintek yatırımları 95,6 milyar dolara ulaştı. Octet Türkiye Strateji Bölüm Başkanı ve Kurucu Ortağı Ömer Yönder, fintek çözümlerinin şirketlerin uluslararası rekabette öne çıkmasını sağlayan temel aktörlerden biri haline geldiğine dikkat çekiyor. KPMG ve Convera'nın güncel raporları, fintek çözümlerinin operasyonel verimlilikten regülasyon uyumuna kadar birçok alanda kurumsal yapılar için kritik önem taşıdığını gösteriyor. Octet Türkiye Strateji Bölüm Başkanı ve Kurucu Ortağı Ömer Yönder, fintek çözümlerinin sadece operasyonları dijitalleştirmekle kalmadığını, aynı zamanda büyümeyi destekleyen nakit akışının doğru yönetimiyle stratejik hedeflere ulaşılmasına olanak tanıdığını belirtti. “Küresel araştırmalarda gördüğümüz yatırım ve büyüme eğilimleri, bu dönüşümün hem hızlandığını hem de çeşitlendiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı. Uluslararası rekabette avantaj sağlıyor KPMG’nin 2024 yılı ikinci yarısına dair Pulse of Fintech H2 2024 Raporu, küresel fintek yatırımlarının 95,6 milyar dolara ulaştığını ortaya koyuyor. Ödeme sistemleri, regtech ve dijital varlıklar gibi alanlarda güçlü yatırım artışları dikkat çekiyor. Bu eğilimi değerlendiren Ömer Yönder, finteklerin artık sadece ödeme sistemleriyle sınırlı kalmayıp, mevzuat uyumu ve dijital varlık yönetimi gibi karmaşık alanlarda da yenilikçi çözümler sunduğuna vurgu yaptı. Şirketlerin fintekleri yalnızca hızlı çözümler sunan araçlar olarak değil, uzun vadeli iş ortakları olarak görmeye başladığını belirtti. Yönder ayrıca “Convera Fintech 2025+ raporuna göre, ülkeler arasındaki para transferleri ve ticari ödemelerin 2030 yılına kadar 290 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu büyüme, şirketlerin daha hızlı, güvenilir ve düşük maliyetli çözümler arayışını artırıyor. Bu da finteklerin şirketlerin uluslararası rekabette öne çıkmasını sağlayan kilit aktörler haline geldiğini ve karmaşık süreçleri basitleştirerek işletmelerin verimliliğini ve rekabet gücünü artırdığını gösteriyor.” İfadesinde bulundu. Yapay Zekâ Finteklerin de hizmet kapasitesini artıracak Şirketlerin uçtan uca dijitalleşmeye öncelik verdiğini ve fintek iş birliklerini stratejik bir değer olarak gördüklerini belirten Yönder; ‘’Özellikle yapay zekânın etkisiyle, karmaşık regülasyonlar, müşteri temas noktaları ve siber güvenlik gibi alanlarda daha verimli çözümler sunulması bekleniyor. KPMG raporuna göre, kurumsal yatırımcıların yapay zekâ temelli çözümlere ilgisi artıyor. Yapay zekâ, finteklerin katma değerli hizmetler sunma kapasitesini daha da güçlendirecek.” açıklamasında bulundu. Müşterilerimize Aynı Zamanda Vizyon Ortaklığı Sunuyoruz Türkiye fintek sektörünün tedarikçi finansmanı ve dijital tahsilat sistemlerinde önemli bir ivme yakaladığını belirten Yönder: ‘’Octet Türkiye’nin sunduğu çözümlerin şirketlerin dijitalleşme yolculuğuna yalnızca teknolojik altyapı sağlamaktan öteye geçerek, verimlilik ve stratejik hedeflere ulaşma konusunda destek olarak vizyon ortaklığı sağlıyoruz. Ödeme, tahsilat ve tedarikçi finansmanı gibi alanlarda sağladığımız çözümlerle şirketlerin operasyonel süreçlerini hızlandırıyor ve finansal yapılarını daha sürdürülebilir hale getiriyoruz.” Özellikle büyüme odaklı KOBİ’ler ve kurumsal firmalar için geliştirdikleri çözümlerle, şirketlerin finansal esneklik kazanmasına katkı sunduklarını belirten Yönder, dijital tahsilat sistemlerinden tedarikçi finansmanına kadar uzanan geniş ürün yelpazesiyle işletmelerin tek bir platformdan nakit akışını çok daha etkin yönetmelerini sağladıklarını ifade ediyor.

Dijital Cüzdan kullanımı artıyor Haber

Dijital Cüzdan kullanımı artıyor

Rapora göre e-ticaret üzerinden yapılan alışverişlerde yaygın olarak kart kullanımı tercih edilse de dijital cüzdanların da ivme kazandığı bir döneme girildiği görülüyor. Bu yıl dördüncüsü yayımlanan ve sektör profesyonelleri için referans niteliği taşıyan rapor, Türkiye e-ticaret pazarının istikrarlı büyümesini sürdürmesine rağmen hâlâ önemli bir büyüme potansiyeli barındırdığına dikkat çekiyor. Yapay zekâ, hiper hızlı teslimat sistemleri ve alternatif ödeme çözümleri gibi yeni teknolojilerin sektöre yön verdiği bu dönemde, iyzico verilerinden yararlanılarak tüketici alışkanlıklarındaki değişim, ödeme yöntemlerindeki dönüşüm ve e-ihracatın yükselişi mercek altına alınıyor. Dijitalleşme, genç nüfusun alışveriş alışkanlıklarındaki evrim ve alternatif ödeme sistemlerindeki gelişmelerin, e-ticaretin büyümesine etkisi özellikle vurgulanıyor. T.C. Ticaret Bakanlığı verilerine göre, pandemi sonrası dönemde dijitalleşmenin ivme kazanmasıyla birlikte Türkiye’nin e-ticaret satış hacmi 2022 yılında %111 arttı ve 2023 yılında ise bu oran %133’e çıkarak 1,9 trilyon TL’lik bir büyüklüğe ulaştı. 2024 yılında da bu yükseliş sürdü ve pazar %61,7’lik artışla 3 trilyon TL seviyesine taşındı. Bu hacim, Türkiye Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın %6,5’ine karşılık geliyor. 165 bin üye işyeri ile 40’tan fazla sektör, 6,5 milyon dijital cüzdan kullanıcı davranışının analiz edilmesiyle oluşan iyzico’ya ait verilere göre, 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 87 oranında büyüme gösteren ortalama sepet tutarı, 2024 yılında büyüme hızı yavaşlamış olsa da yüzde 47’lik kayda değer bir artış gösterdi. Online alışverişte en çok kullanılan ödeme yöntemi ise kredi kartları oldu; işlem bazında yüzde 51,4, toplam satış hacminde ise yüzde 65,2 pay aldı. En yüksek sepet büyüklüğü kasımda, en fazla işlem payı temmuzda gerçekleşti 2024 yılının iyzico e-ticaret işlem sayılarının aylık dağılımına bakıldığında, e-ticaretin dönemsellik gösterdiği görülürken, en büyük payı alan ay, yüzde 9,4 işlem oranıyla temmuz oldu. Yılın tamamı değerlendirildiğinde ise yıl sonu ve sonbahar ayları yüksek, yaz ayları ise orta seviyede sepet büyüklükleriyle karakterize olurken, yılın ilk yarısı daha düşük seviyelerde kaldı. 2021 yılında yüzde 9 olarak gerçekleşen ortalama sepet tutarı büyümesi, takip eden yıllarda önemli bir ivme kazanarak, 2024 yılında yüzde 47 seviyesinde gerçekleşti. Rapora göre, Kasım Fırsatları indirimlerinin etkisiyle 2024 yılının aylara göre ortalama en büyük sepet büyüklüğü 1.137 TL ile kasım ayında yaşandı. Yılın son çeyreği genel olarak yüksek ortalama sepet büyüklüğü ile dikkat çekerken, aralık ayı da 984 TL ile kasım ayını izledi. Sezon sonu alışverişleri ve okula dönüşün etkisiyle, eylül ve ekim aylarında ise sepet büyüklüğü 900 TL seviyesinin üzerinde seyrederken, yaz aylarında daha ılımlı bir seyir gözlemlendi. Tüketicinin alışveriş deneyimi beklentisi değişti E-ticaretin hızla büyüyen dinamikleri içinde güvenli ve kesintisiz ödeme deneyiminin hem işletmeler hem de tüketiciler için hiç olmadığı kadar kritik hale geldiğine dikkat çeken iyzico Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Şebnem Dağ Güven, “Ticaret Bakanlığı verilerine göre; 2024 yılında 3 trilyon Türk lirasına ulaşarak yıllık bazda yüzde 61,7 oranında büyüme sağlandı. Bu büyüme, ödeme sistemlerindeki dönüşümle doğrudan bağlantılı. Özellikle alternatif ödeme yöntemlerine olan ilginin artmasıyla, tüketicilerin satın alma alışkanlıkları değişiyor. Önümüzdeki dönemde, dijital cüzdanlar ve yeni nesil ödeme çözümleriyle bu oran çok daha ileri noktalara taşınacak. iyzico olarak biz bu dönüşümün öncüsü olmayı hedefliyor, tüm paydaşlarımızın en güncel ödeme sistemlerine kolayca entegre olabilmesi için çözümler geliştiriyoruz. E-ticaretin büyümesiyle birlikte güven ve hız da en kritik unsurlar haline geldi. Tüketiciler yalnızca ürün değil, aynı zamanda tüketici odaklı bir alışveriş deneyimi talep ediyor. İşletmelerin bu değişen beklentilere yanıt verebilmesi için ödeme süreçlerinin uçtan uca işlemesi gerekiyor. iyzico olarak amacımız hem satıcılar hem de tüketiciler için kolay, güvenli ve kesintisiz bir ödeme altyapısı sunarak, Türkiye’de e-ticaretin sürdürülebilir büyümesine katkı sağlamak. Bu hedefle, ödeme deneyimini yeniden tanımlıyor ve her ölçekteki işletmeyi bu dönüşüme dahil ediyoruz. Türkiye’nin e-ticaret ekosistemini küresel çapta güçlendirmek için teknoloji yatırımlarımızı artırmaya, KOBİ’leri ve girişimcileri desteklemeye devam edeceğiz” dedi. Dogma Alares Kurucu Ortağı Erdal Güner, “E-ticaret ekosistemi, küresel ölçekte büyük bir dönüşüm geçiriyor ve bu dönüşümde yapay zekâ, veri analitiği ve dinamik fiyatlandırma gibi teknolojiler başrolü oynuyor. Önümüzdeki dönemde, yapay zekâ destekli kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimleri, anında teslimat çözümleri ve alternatif ödeme sistemleri, sektördeki rekabet dinamiklerini tamamen değiştirecek. Türkiye, e-ticaretin ekonomideki payını artırırken, küresel oyuncularla rekabet edebilecek yetkinliklere sahip olmalı. Yeni nesil teknolojilere adaptasyon hızımızı artırarak, e-ihracatı büyütmek ve Türk markalarını uluslararası pazarda daha görünür kılmak kritik önemde. Türkiye E-Ticaret Ekosistemi Raporu da bu dönüşüm sürecini detaylı bir şekilde ortaya koyarak sektör paydaşları için yol gösterici olmaya devam edecek” dedi. Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) Başkan Yardımcısı Emre Ekmekçi, “Türkiye, e-ticaret ekosisteminde hem bölgesel hem de küresel ölçekte gücünü artırmaya devam ediyor. Türkiye’nin e-ticaret ekosisteminde geldiği nokta, dijitalleşme ve teknoloji adaptasyonundaki hızımızın bir göstergesi. Ancak burada durmamalıyız. Ülkemiz, sadece iç pazardaki büyüme ile yetinmemeli, e-ihracatta güçlü bir oyuncu olma hedefini hızlandırmalı. Türk e-ticaret markalarının yurtdışında daha fazla görünürlük kazanması, sadece ülke ekonomisini değil, global ticaret içindeki konumumuzu da güçlendirecek. Avrupa ve Orta Doğu gibi hedef pazarlara yönelik stratejik açılımlar, Türkiye’yi bölgesel bir e-ticaret merkezi haline getirme potansiyeline sahip. ETİD olarak, sektörümüzün uluslararası rekabet gücünü artırmak için dijital altyapı yatırımlarını teşvik etmeye ve firmalarımızı küresel fırsatlarla buluşturmaya devam edeceğiz” dedi. Rapordan öne çıkan diğer başlıklar: Sepet Büyüklüğü ve Satış Dönemleri: Turizm ve seyahat kategorisi, yaz sezonuna yaklaştıkça artan taleple eylül ayında 7.137 TL ile zirveye ulaştı. Elektronik ve teknoloji alışverişlerinde kasım ayı kampanyalarının etkisiyle en yüksek sepet tutarı 3.797 TL olarak gerçekleşti. Moda ve aksesuar kategorisinde en yüksek sepet büyüklüğü kasım ayında 2.388 TL, ikinci en yüksek sepet büyüklüğü aralık ayında 2.240 TL oldu. Kozmetik ve kişisel bakım kategorisinde de benzer bir trend gözlemlendi; kasım ayında 1.112 TL ile zirve yapan sepet büyüklüğü, aralık ayında 1.031 TL ile ikinci sırada yer aldı. E-Ticaretin Yükselen Sektörleri: Moda ve aksesuar sektörü pazar payını yüzde 26,6’ya çıkarırken, işlem payı yüzde 11,6’ya geriledi. Elektronik ve teknoloji sektöründe pazar payı 3,5 puan düşerek yüzde 11,5’e indi, bu da talepte kısmi bir düşüşe işaret etti. Kozmetik ve kişisel bakım kategorisinde pazar payı yüzde 6,2’ye geriledi. Spor ve outdoor kategorisi 2023’te en hızlı büyüyen segmentlerden biri olmasına rağmen 2024’te ilk beş içinde yer almadı. Yiyecek ve içecek sektörü yüzde 106’lık büyüme ile liderliğe yükselirken, kültür-sanat, hobi ve oyun kategorisi yüzde 105’lik artışla dikkat çekti. Satıcı Profili ve E-Ticaret Ekosistemi: Mikro ölçekli işletmeler toplam satıcıların yüzde 90,9’unu oluşturmasına rağmen, satış hacmindeki payları yüzde 2,7 ile sınırlı kaldı. Büyük ölçekli işletmeler, toplam satış hacminin yüzde 81,7’sini domine ederek sektörün en güçlü aktörleri olmaya devam etti. Toplam satıcıların yüzde 51,9’u İstanbul’da yoğunlaşırken; bu ili Ankara (yüzde 8,2) ve İzmir (yüzde 6,8) takip etti. Sektör bazında değerlendirildiğinde ise satıcıların yüzde 27,8’nin moda ve aksesuar sektöründe yoğunlaştığı gözlemlendi. Elektronik ve teknoloji sektörü yüzde 11,3 ile ikinci sırada yer alırken, onu yüzde 9,6 oran ile yiyecek ve içecek sektörü takip etti. Bu yıl bir yenilik olarak, iyzico’nun üye iş yerlerinin katılımıyla satıcıların profilleri, öncelikleri ve büyüme fırsatlarını anlamaya yönelik bir anket çalışması rapora dahil edildi. Çoğunluğu KOBİ’lerden oluşan işletmeler, dijitalleşme, müşteri kazanımı ve yurt dışına açılma gibi konularda önemli potansiyel taşıdıklarını ortaya koyarken, finansal yönetim ve lojistik alanlarında iyileştirme fırsatlarına dikkat çekti. Bu çalışma, e-ticaret ekosistemine yön veren dinamiklerin daha iyi anlaşılmasını sağlarken, sektörün gelişim alanlarına da ışık tutuyor.

Gemini üretkenliği destekleyen yeni araçlar sunuyor Haber

Gemini üretkenliği destekleyen yeni araçlar sunuyor

Yeni Canvas özelliği ile gerçek zamanlı içerik düzenleme mümkün hale gelirken, Sesli Özet (Audio Overview) özelliği belgeleri dinamik bir podcast formatına dönüştürüyor. Metin, görüntü, ses, video ve kodlama dilleri gibi pek çok farklı veri türünü anlama ve birleştirme becerisine sahip çok modlu model Gemini, kullanıcıların üretkenliğini artıracak yeni özellikler sunmaya devam ediyor. Bugünden itibaren, Gemini yalnızca fikir üretmek, derinlemesine araştırmalar yapmak ve içerik oluşturmakla kalmıyor; aynı zamanda gerçek zamanlı belge düzenleme ve prototip kodlama gibi gelişmiş işlevlerle iş birliği süreçlerini daha verimli hale getiriyor. Yeni Canvas özelliği, kullanıcıların belgelerini ve kodlarını doğrudan platform içinde oluşturup düzenlemesine olanak tanırken, Sesli Özet özelliği ise belgeleri dinamik podcast tarzı sesli içeriklere dönüştürüyor. Canvas ile gerçek zamanlı içerik düzenlemek mümkün Gemini’ın sunduğu yeni Canvas özelliği, belgeleri ve kodları oluşturmayı, düzenlemeyi ve paylaşmayı kolaylaştıran bir alan olarak tasarlandı. Kullanıcılar, prompt çubuğunda Canvas’ı seçerek içeriklerini gerçek zamanlı olarak yazıp düzenleyebiliyor. İlk taslaklar zahmetsizce oluşturulabiliyor ve Gemini’ın sunduğu geri bildirimler doğrultusunda geliştirilebiliyor. Belirli bölümleri veya tüm içeriği revize etmek isteyen kullanıcılar, ton, uzunluk ve biçimlendirme gibi değişiklikleri kolayca yapabiliyor. Örneğin, bir paragraf vurgulanarak Gemini’dan onu daha kısa ve net, profesyonel ya da gündelik bir hale getirmesi istenebiliyor. Konuşma metinlerinden blog yazılarına, raporlardan makalelere kadar pek çok farklı içerik türü için kullanılabilen Canvas, yalnızca bireysel üretkenliği değil, aynı zamanda iş birliğini de destekliyor. Kullanıcılar, oluşturdukları içerikleri tek tıklamayla Google Dokümanlar’a aktarabiliyor ve ekip arkadaşlarıyla paylaşabiliyor. Kodlama sürecinde yeni dönem Kodlama sürecini de daha erişilebilir ve verimli hale getiren Gemini, yazılım geliştirme süreçlerini destekleyen yapay zeka destekli çözümleriyle geliştiricilere önemli bir avantaj sunuyor. Yeni Canvas özelliği, kodlama fikirlerini web uygulamaları, Python betikleri, oyunlar, simülasyonlar ve diğer etkileşimli projeler için çalışan prototiplere dönüştürmeyi kolaylaştırıyor. Kullanıcılar, kodlarını gerçek zamanlı olarak oluşturabiliyor ve Gemini’nin önerileriyle optimize edebiliyor. HTML ve React gibi kodlar oluşturulup anında önizlenebiliyor, böylece tasarım süreci hızlanıyor. Örneğin, bir e-posta abonelik formu oluşturmak isteyen kullanıcılar, Gemini’den formun HTML kodunu üretmesini isteyebiliyor ve web uygulamalarında nasıl görüneceğini görüntüleyebiliyor. Kullanıcılar form giriş alanlarında değişiklik yapabiliyor, yeni butonlar ekleyebiliyor ve değişiklikleri anında görüntüleyebiliyor. Canvas, fikirden prototipe giden süreci hızlandırarak, farklı uygulamalar arasında geçiş yapma ihtiyacını ortadan kaldırıyor ve kullanıcıların kodlarını tek bir platform üzerinden oluşturmasını, düzenlemesini ve paylaşmasını sağlıyor. Canvas, bugünden itibaren Gemini ve Gemini Advanced aboneleri için tüm dillerde dünya çapında kullanıma sunuluyor. İstem çubuğunda Canvas'ı seçerek bu özellikleri deneyimleyip ve oluşturmaya başlayabilirsiniz. Sesli Özet ile belgeler Podcast’e dönüşüyor Google’ın NotebookLM platformunda büyük ilgi gören Sesli Özet özelliği artık Gemini’a da entegre edildi. Kullanıcıların belgelerini, sunumlarını ve araştırma raporlarını analiz ederek dinamik bir podcast tarzı sesli içeriğe dönüştürmesini sağlayan bu özellik, yapay zeka destekli iki sunucu aracılığıyla akıcı ve dinamik bir sohbet oluşturuyor. Sunucular, içeriği özetleyerek konular arasında bağlantılar kuruyor ve karşılıklı bir diyalog içinde bilgiyi işliyor. Araştırma makaleleri, ders notları, uzun e-posta dizileri ve Deep Research raporları, Sesli Özet sayesinde hareket halindeyken bile dinlenebiliyor. Kullanıcılar, Gemini’ya belgelerini ve slaytlarını yükleyerek bu özelliği deneyimleyebiliyor. İstem çubuğunun üzerinde beliren öneri butonu aracılığıyla yapay zeka tarafından oluşturulan sohbet dinlenebiliyor, yeni bilgiler edinilebiliyor, sesli özetleri paylaşılabiliyor ya da indirilebiliyor. Sesli Özet özelliği, ilk olarak İngilizce olarak Gemini ve Gemini Advanced abonelerinin kullanımına sunuluyor. Yakın zamanda farklı dillerde de erişime açılması planlanıyor. Gemini’ın yeni özellikleri hakkında daha fazla bilgi için gemini.google.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Birlikte dönüşen gelecek Novonesis 1 yaşında Haber

Birlikte dönüşen gelecek Novonesis 1 yaşında

Dünyayı biyoçözümlerle daha iyi hale getirmeyi amaçlayan Novozymes ve Chr. Hansen’in birleşmesiyle kurulan Novonesis, ilk yılını geride bıraktı. Biyoteknolojinin gücüne dayanan bu yeni başlangıç, müşterilerine sektörel çözümler sunarak verimliliği artırmayı hedefliyor. Novonesis’in 1. yılına özel düzenlenen gecede yönetim kurulu üyeleri, kurumsal iş ortakları, çalışanlar ve sektör paydaşları bir araya geldi. “Birlikte Dönüşen Gelecek” mottosuyla düzenlenen etkinliğe, kadim mirasıyla yeniden dönüşen Taşkızak Tersanesi ev sahipliği yaptı. Novonesis Türkiye Ülke Müdürü Pınar Tunçkol, açılış konuşmasında daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir dünya hedefiyle çıktıkları bu yolda geçmiş miraslarını ve gelecek vizyonlarını aktardı. Ardından, sürdürülebilirlik temalı paneller ve sunumlarla gece devam etti. İlk olarak, Novonesis Orta Doğu, Hindistan ve Afrika Gezegen Sağlığı Biyoçözümleri Pazarlama İş Birim Yöneticisi Nihan Ergen’in moderatörlüğünde “Stratejik Bir Merkez Olarak Türkiye: Kıtaların Kesişiminde Biyoekonomi ve Sürdürülebilir Dönüşümü Teşvik Etmek” başlıklı panel gerçekleştirildi. Panele, Novonesis İnsan ve Paydaş İlişkilerinden Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Morten Enggaard Rasmussen, Danimarka Türkiye Büyükelçisi Ole Toft ve Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi Sürdürülebilirlik Editörü Didem Eryar Ünlü katıldı. Panelde, Türkiye’nin sürdürülebilir dönüşümdeki stratejik rolü ve güçlü bir biyoekonomi oluşturma potansiyeli ele alındı. İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik krizinin giderek derinleştiği, bu sürece erken uyum sağlayan ülkeler ve şirketlerin gelecekte avantajlı konumda olacağı vurgulandı. Türkiye’nin biyoteknoloji ve döngüsel ekonomi odaklı küresel eğilimlere uyum sağladığı belirtildi. Biyoteknolojinin ekonomik büyüme, istihdam ve refah yaratmadaki kritik rolüne dikkat çekilirken, bu alanın gerçek potansiyeline ulaşabilmesi için mevzuatın sadeleştirilmesi, biyolojik ve fosil yakıt bazlı ürünler için eşit teşviklerin sağlanması ve piyasaya erişimin kolaylaştırılması gerektiği ifade edildi. Türkiye ve Avrupa’nın bu alanda daha fazla iş birliği yapması gerektiği vurgulandı. Konuşmacılar, sürdürülebilirliğin geleceğe yatırım yapmak anlamına geldiğini ve harekete geçmek için en doğru zamanın “şimdi” olduğunu belirtti. Gecede ayrıca, Novonesis Orta Doğu, Hindistan ve Afrika Bölge Başkanı Krishna Mohan Puvvada da bir konuşma yaptı. Biyoçözümlerin, temel gıda ve su güvenliğinden çevresel sürdürülebilirliğe, toplumsal refah ve bireysel gelişime kadar geniş bir etki alanına sahip olduğunu vurguladı. Gelecek biyoçözümlerle mümkün Doğa ile bilimin kusursuz bir denge içinde buluştuğu, biyoteknolojinin sınırlarının yeniden çizildiği bu özel gecede, ikinci panel “Sürdürülebilir Bir Gıda Sistemi İnşa Etmek: Geleceği Beslemek İçin Yenilik ve Stratejiler” başlığıyla gerçekleşti. Sürdürülebilir Gıda Ekosistemleri Savunucusu Ebru Akdağ ve Sustainable Brands Türkiye Başkanı Semra Sevinç, gıda üretimi ve tedarikinin karşı karşıya olduğu zorlukları ele aldı. Küresel nüfus artışı, çevresel baskılar ve değişen tüketici taleplerinin, gıda sistemlerinin büyük bir dönüşüm ihtiyacı içinde olduğunu gösterdiğini belirttiler. Sürdürülebilir bir gıda sistemine geçişin, mevcut sorunların doğru tespit edilmesi ve yenilikçi çözümler üretilmesiyle mümkün olabileceğinin altını çizdiler. Novonesis Orta Doğu, Hindistan ve Afrika Gıda ve İçecek Biyoçözümlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Jes Jensen ise “Küresel Uzmanlıkla Türkiye’ye Özgü Yerel İnovasyon” başlıklı konuşmasında, küresel bilgi ile yerel dinamiklerin birleştiğinde ortaya çıkan sinerjiye dikkat çekti. Novonesis’in küresel vizyonla hareket ederken yerel gerçekleri dikkate alarak daha etkili ve sürdürülebilir çözümler üretmeyi amaçladığını belirtti. Gece boyunca fuaye alanında Novonesis’in yarattığı değer ekosistemini deneyimleme fırsatı bulan katılımcılar, sürdürülebilir bir dünya için birlikte hareket etmenin gücünü keşfettiler.

Bulutistan ve Sagesse Tech'ten güç birliği Haber

Bulutistan ve Sagesse Tech'ten güç birliği

Türkiye’nin en büyük yerli bulut hizmet sağlayıcı firmalarından Bulutistan’ın güçlü bulut altyapısı, Sagesse TECH’in ileri siber güvenlik çözümleriyle birleşerek işletmelere en üst düzeyde koruma sağlayacak. Ortaklık işletmelerin dijital geleceğini güvence altına alarak SAP ve Oracle sistemlerini hedef alan siber tehditlere karşı maksimum güvenlik sağlayacak. Bu güç birliği, ölçeklenebilir ve düşük gecikmeli hizmetleriyle kesintisiz bir performans sunacak. Ayrıca, tüm çözümler global standartlara ve regülasyonlara tam uyum sağlayarak işletmelere güvenilir ve sertifikalı hizmet avantajı yaratacak.   Bu iş birliği, Türkiye’deki işletmelere yenilikçi çözümler sunmanın ötesinde, küresel pazarda da yankı uyandıracak. Dijital dönüşümün güvenli bir şekilde hızlanmasını sağlayarak şirketlere rekabet avantajı kazandıracak.  Gökhan Gençtürk: Sınırları Aşan Dijital Güvenlik Bulutistan ve Sagesse TECH iş birliğini değerlendiren Bulutistan Genel Müdürü Gökhan Gençtürk iş şöyle konuştu: “Bulutistan ve Sagesse TECH iş birliğinin, sadece Türkiye pazarında değil, küresel ölçekte de büyük bir yankı uyandıracağına inanıyorum. SAP ve Oracle sistemlerini güvenli bir şekilde buluta taşıma vizyonu, global işletmelerin güvenlik ve operasyonel verimlilik anlamında yeni standartlar benimsemesini sağlayacak.”   Tayfun Bırakoğlu: Güçlü Altyapı, Kusursuz Güvenlik Sagesse TECH CEO’su Tayfun Bırakoğlu iş birliğini şu sözlerle değerlendirdi: “İş birliğimiz işletmelerin dijital geleceğini güvence altına alırken, verinin en değerli varlık olduğu günümüzde, en yüksek güvenlik standartlarıyla korunmasını sağlayacaktır. Bulutistan ve Sagesse TECH'in güç birliği, SAP ve Oracle sistemleri için en güçlü ve yenilikçi güvenlik çözümlerini sunarak, dijital dönüşümde yeni bir çağ başlatacaktır.”

Türk teknoloji girişimi, Almanya’da birinci oldu Haber

Türk teknoloji girişimi, Almanya’da birinci oldu

Teknoloji girişimi Poltio, Avrupa’nın en prestijli ödüllerinden E-commerce Germany Awards 2025’te “En İyi İletişim ve Etkileşim Çözümü” kategorisinde birinci oldu. SaaS platformu Poltio, birçok global markanın herhangi bir geliştirme yapmasına gerek kalmadan, uçtan uca kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimi sunmasını sağlıyor. E-ticaret dünyasında yapay zeka ile kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimleri sunmak, markaların başarısını belirleyen en önemli unsurlardan biri haline geliyor. Bu akıllı rehberli satış çözümleri, her tüketiciye özel alışveriş yolculuğu tasarlayarak markaların kusursuz deneyimler sunmasını, satışlarının da büyük oranda artırmasını sağlıyor. Bu gelişme, e-ticaret dünyasında yeni bir dönüşümün başlangıcını müjdelerken, yerli teknoloji girişimi Poltio, bu alandaki yeni projesiyle Avrupa’nın en prestijli ödüllerinden E-commerce Germany Awards 2025’te “En İyi İletişim ve Etkileşim Çözümü” kategorisinde birinci oldu.  “Bu ödül, ekibimizin ve iş ortaklarımızın çabalarının sonucu” Bu ödülle birlikte, Almanya e-ticaret pazarında önemli bir oyuncu olduklarını bir kez daha kanıtladıklarını söyleyen Poltio Kurucu Ortağı ve CEO’su Ahmet Tosun, konuya dair şu açıklamada bulundu: "E-ticarette kişiselleştirilmiş müşteri deneyimi her zamankinden daha önemli. Poltio olarak, markaların yapay zeka destekli dijital alışveriş asistanları ile müşteri etkileşimini ve satışlarını artırmalarına yardımcı oluyoruz. Beko ile gerçekleştirdiğimiz başvuru projemiz ile 17 ülkede kişiselleştirilmiş bir alışveriş deneyimi sunarak küresel bir başarıya imza attık. Bu ödül, ekibimizin ve iş ortaklarımızın çabalarının sonucu ve başarımızın bir kanıtı oldu.” Markaların uçtan uca kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimi sunmasını sağlıyor Poltio, yapay zeka destekli dijital alışveriş asistanıyla kullanıcıları için kişiselleştirilmiş bir alışveriş deneyimi yaratarak müşteri bağlılığını dönüşüm oranlarını önemli ölçüde yükseltiyor. Bu global başarının rüzgarını motivasyon kaynağına dönüştüren Türk SaaS girişimi, birçok ülkede önemli markaların herhangi bir geliştirme yapmasına gerek kalmadan uçtan uca kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimleri sunmasını sağlıyor. Böylece satış performansını ve müşteri deneyimini maksimize ediyor.

Dijital dünyada güvende miyiz? Haber

Dijital dünyada güvende miyiz?

Araştırmada, spam maillerin ve kimlik avı saldırılarının en yaygın tehditler olduğu görülürken, dünya genelinde katılımcıların %64’ü, Türkiye’de ise %47’si kişisel verilerinin kötüye kullanıldığı durumlarla karşılaştığını belirtiyor. Sonuçlar, bu tehditlere karşı dijital okuryazarlığın kritik önem taşıdığını vurguluyor. BAREM Pazar Araştırma ve Danışmanlık ajansının global ortağı WIN International ile birlikte dijital dünyanın tehlikelerine dair bireysel deneyimleri araştırdı. Dünya genelinde 39 ülkede, 33.866 kişi ile yapılan anket, verilerin kötüye kullanımını detaylı bir şekilde analiz ederek çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Verilerin kötüye kullanımı (data misuse), verilerin, toplandıkları veya izin verilen amacın dışında, genellikle hata, ihmal veya etik dışı yollarla kullanılmasıdır. Örneğin, kişisel verilerin izinsiz paylaşılması veya pazarlama iletişiminde kullanılması bu kapsama girer. Verilerin agresif olarak kötüye kullanımı (aggressive misuse) ise,verilerin kasıtlı, planlı ve zarar verme amacıyla kötüye kullanılmasıdır. Kimlik avı saldırıları, fidye yazılımları veya dolandırıcılık gibi yöntemlerle veriler üzerinden maddi veya manevi kazanç elde etme girişimleri bu kapsamda değerlendirilir. Özetle; verilerin kötüye kullanımı daha geniş ve genel bir kavramken, agresif kötüye kullanım doğrudan zarara yönelik, kasıtlı ve planlı eylemleri ifade ediyor. Araştırmada katılımcılara, spam, kimlik avı, oltalama, kişisel bilgilerin sızdırılması, banka ya da kredi kartı hesabının hacklenmesi veya e-posta hesabının hacklenmesi durumlarıyla karşılaşıp karşılaşmadıkları soruldu. Bunlardan son üç durum, agresif olarak kötüye kullanım olarak tanımlandı. Verilerin kötüye kullanımına erkekler daha çok maruz kalıyor Araştırma sonuçlarına göre yukarıda bahsedilen durumlardan herhangi biri ile karşılaşanların oranı dünya genelinde %64, Türkiye’de ise %47. Kadınlar, hem dünya genelinde hem de Türkiye’de bu tür durumlara erkeklere oranla daha az maruz kalıyor. Yaş gruplarına göre bakıldığında, dünyada yaş grupları benzerlikler gösterirken, Türkiye’de 35-54 yaş grubunda bu oran diğer gruplara kıyasla daha yüksek. En yaygın dijital tehdit spam ve kimlik avı Küresel çapta verilerin kötüye kullanıldığı vakalar incelendiğinde, spam mailler %43'lük oranla en yaygın tehdit olarak öne çıkarken, kimlik avı/oltalama %34 oranla yaşanıyor. Agresif kötüye kullanım eylemlerinde ise kişisel bilgilerin sızdırılması ve e-posta hesaplarının hacklenmesi %13, banka veya kredi kartı hesaplarının hacklenmesi ise %12 oranlarında dağılım gösteriyor. Türkiye’de verilerin kötüye kullanımı vakalarında, katılımcıların %34’ü spam maili aldığını, %14’ü kimlik avına maruz kaldığını ifade ediyor. Agresif kötüye kullanımın başında kişisel bilgilerin sızdırılması (%14), ardından banka ya da kredi kartı hesabının hacklenmesi (%11) ve e- posta hesabının hacklenmesi (%10) geliyor. Verilerin dünyada ve ülkemizde kötüye kullanımı, özellikle de “banka hesabının veya kredi kartının hacklenmesi” gibi agresif kullanım oranlarının yüksekliği, dijitalden korkma nedenlerine açıklık getiriyor. Aynı zamanda güvende olmak için dijital okur yazarlığın önemini ortaya koyuyor.

2025’te Teknolojide Yapay Zeka devrimi  Haber

2025’te Teknolojide Yapay Zeka devrimi 

Teknoloji liderleri için 2025 öngörülerini paylaşan Dell Technologies Türkiye ve eCIS  Genel Müdürü Işıl Hasdemir, “2025 yılı yapay zekanın keşif aşamasından uygulama aşamasına geçtiği bir yıl olacak” dedi. Teknolojinin hızlı gelişimi, çalışma, yaşama ve yenilik yapma şekillerini kökten dönüştürmeye devam ediyor. Yapay zeka (AI), artık sadece popüler bir terim olmaktan çıkıp küresel dönüşümün merkezinde yer alıyor. EMEA bölgesindeki teknoloji liderlerinin geleceğe hazırlanmalarına yardımcı olacak 2025’teki öngörülerini paylaşan Dell Technologies Türkiye & eCIS Genel Müdürü Işıl Hasdemir, “2024 yılı, işletmelerin yapay zeka araçlarını deneyimlediği bir keşif yıldı. 2025 yılıysa yapay zekanın keşif aşamasından uygulama aşamasına geçtiği bir yıl olacak.  McKinsey’e göre, Generatif AI kullanımı sadece 10 ayda iki katına çıktı. İşletmeler bu süreçte öğreniyor, test ediyor ve yapay zekanın neler başarabileceğine dair içgörüler elde ediyor” dedi.   Oyunun kuralları değişiyor Şirketlerin 2025 için sağlam temelleri olan bir yapay zeka stratejisi geliştirmesi gerektiğine dikat çeken Işıl Hasdemir, uyum sağlayamayan şirketlere de geri planda kalabilecekleri uyarısında bulundu. Hasdemir, IDC’nin “Geleceğin İşletmesi Dayanıklılık ve Harcama Araştırması” verilerinine göre Avrupa’daki şirketlerin yüzde 40’ı GenAI’a ciddi yatırımlar yapıyor ve bu yatırımlar önümüzdeki 18 ayda daha da artacak. Ayrıca, şirketlerin yüzde 30’u, üretim aşamasında GenAI destekli uygulama ve hizmetler kullanmaya başladı. Önümüzdeki yıl boyunca işletmeler, yapay zekayı ölçeklendirdikçe gerçek yatırım getirisini (ROI) görmeye devam edecek. Bu tam anlamıyla oyunun kurallarını değiştiriyor. EMEA bölgesindeki sağlık, finans ve lojistik sektörleri için – yapay zeka destekli yeniliklere açık olan bu alanlarda – pilot projelerden ölçeklenebilir çözümlere geçiş yapmanın zamanı geldi. Odak noktası, mevcut zorlukları çözerken şirketleri gelecekteki fırsatlar için de konumlandıran, özel ve ölçeklenebilir yapay zeka uygulamaları geliştirmek olmalı. Eğer yapay zeka stratejiniz henüz hazır değilse, 2025'te bunu en öncelikli hedefiniz haline getirin. Kullanılan araçlar hızla gelişiyor, uyum sağlayamayan işletmelerse geri planda kalma riskiyle karşı karşıya kalıyor” diye konuştu. “Yapay zeka destekli bilgisayarlar devrim yaratacak” Hasdemir’e göre 2025 yılında yapay zeka destekli bilgisayarlar, iş süreçlerinde önemli bir devrim yaratacak. Gömülü yapay zeka özelliklerine sahip bu cihazların iş süreçlerini hızlandırırken verimliliği artıracağını belirten Dell Technologies Türkiye ve eCIS  Genel Müdürü Işıl Hasdemir, “Dahili yapay zeka yetenekleriyle donatılmış olan bu cihazlar, verileri yerel olarak işleyebiliyor; bu da daha hızlı performans, gelişmiş güvenlik ve maliyet verimliliği sağlıyor. Bu teknolojilerin, hibrit ve uzaktan çalışma modellerinin yaygın olduğu EMEA bölgesinde, iş yapma şekillerini yeniden tanımlayarak fayda sağlıyor. Günümüz iş dünyasında akıllı cihazlara sahip olmak artık bir lüks değil, bir gereklilik haline geldi. Daha yüksek performanslı CPU'lar, GPU'lar ve NPU'ların bulunduğu bu dönemde şirketler, eski donanımları geride bırakarak yapay zeka destekli cihazlara yatırım yapmayı düşünmeli” dedi. Veri Merkezlerinin alt yapılarına yatırım şart  Hasdemir, 2025 yılında veri merkezlerininin de yeniden tasarlanması gerektiğine de dikkat çekerek göz önünde bulundurulması gereken kritik noktaları şöyle açıkladı:   “Yapay zeka iş yükleri, geleneksel veri merkezlerinin sınırlarını zorluyor. 2025 itibarıyla, yapay zeka uygulamalarının yüzde 95’inin gerçek zamanlı karar almayı desteklemesi bekleniyor. Ancak bu durum, veri merkezlerinin daha esnek, ölçeklenebilir ve enerji verimli yapılara dönüşmesini zorunlu kılıyor. Bu noktada enerji verimliliği, yapay zeka iş yüklerinin çevresel etkilerini en aza indirmek için hayati önem taşıyor. Dell Technologies olarak enerji verimli sıvı soğutma çözümleri gibi yeniliklerimizle işletmelere rehberlik ediyoruz. Veri merkezlerini modernize etmek, performans ve sürdürülebilirlik arasında bir denge kurmanın anahtarı olarak karşımıza çıkıyor. McKinsey’in araştırmalarına göre, Avrupa’daki veri merkezlerine olan talebin 2030 yılına kadar yaklaşık 35 gigawatta (GW) çıkması bekleniyor. Bu talebi karşılamak için veri merkezi altyapısına 250-300 milyar dolar arasında bir yatırım yapılması gerekiyor.” 2028 yılına kadar üretken yapay zeka etkileşimlerinin üçte birini yapay zeka ajanları yönetecek  Hasdemir’e göre 2025 yılı, sohbet botları veya sanal asistanların ötesine geçen, yapay zeka ajanlarının yükselişine de sahne olacak. Yapay zeka ajanlarının belirlenen hedeflere ulaşmak için plan yapabilen, karar alabilen ve harekete geçebilen ileri düzey yazılım sistemleri olduğunu açıklayan Hasdemir,  “Yapay zeka ajanları, işletmelerin sınırlarını genişletiyor ve reaktif sistemlerden proaktif çözümlere geçiş yapmamızı sağlıyor. Örneğin, Dell olarak, ekiplerin bilgi kaynaklarını - içerik veya kod gibi - daha etkili bir şekilde sınıflandırmalarına yardımcı olmak için yapay zeka ajanlarıyla çalışıyoruz ve bu süreçte elde ettiğimiz değerli deneyimleri müşterilerimizle paylaşıyoruz. Özellikle karmaşık iş süreçlerini yönetmede ve müşteri deneyimlerini kişiselleştirmede büyük bir devrim yaratıyorlar. Gartner’ın tahminlerine göre, 2028 yılına kadar üretken yapay zeka etkileşimlerinin üçte birini bu ajanlar yönetecek. Hasdemir, bu dönüşümün yalnızca işletmeler için değil, bireyler için de teknolojiyle etkileşimde devrimsel bir değişim olduğunu vurguluyor” dedi. 2025’te bu 4 alana odaklanın!  Dell Technologies Türkiye ve eCIS Genel Müdürü Işıl Hasdemir, son olarak işletmelerin 2025’te odaklanması gereken gereken dört alana işaret etti: “2025, teknolojinin iş dünyasını yeniden şekillendireceği bir yıl olacak. EMEA bölgesindeki işletmelerin bu değişimi fırsata çevirebilmesi için cesur, hızlı ve stratejik adımlar atması gerekiyor. Bunun için dört ana odak çok önemli. Birincisi; yapay zeka yatırımları. Yapay zeka stratejinizi oluşturun ve başarılı çözümleri hızla ölçeklendirin. İkincis; altyapınızı modernize edin. Yapay zeka destekli cihazlar ve modern veri merkezi çözümleriyle teknolojik dönüşümünüzü hızlandırın. Üçüncüsü; sürdürülebilirliğe öncülük Edin. Enerji verimliliğine odaklanan teknolojilere yatırım yaparak çevresel sorumlulukta liderlik edin. Son olarak ekiplerinizi güçlendirin. Yapay zeka araçlarını kullanarak çalışanları tekrar eden görevlerde kurtararak stratejik hedeflere odaklanmasını sağlayın.”

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Ekometre En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.