SON DAKİKA
Hava Durumu

#Sağlık Çalışanları

Ekometre - Sağlık Çalışanları haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık Çalışanları haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Hekimler bir kez daha “artık yeter” diye seslendi Haber

Hekimler bir kez daha “artık yeter” diye seslendi

Sağlık meslek örgütleri; aile hekimliği sisteminde artarak devam eden problemleri, aile hekimleri ile ASM çalışanları ve hastalar açısından var olan sorunları ve çözüm önerilerini bir kez daha anlatmak üzere İstanbul Tabip Odası’nda bir araya gelerek basın toplantısı düzenlediler. Toplantıya İstanbul Tabip Odası temsilcilerinin yanı sıra; Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Genel Sağlık İş Sendikası, Hekimsen İstanbul Şubesi, Hekim Birliği Sendikası, HEP-SEN İstanbul Şubeleri, Hürriyet Sağlık Sen İstanbul Şubesi, İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED), Güç Sağlık Sen ve SES İstanbul Şubeleri katıldı. İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Başkanı Dr. Sercan Ahmet Uluç toplantıda yaptığı konuşmada, aile hekimlerinin sahada ve medyada uzun süredir dile getirdiği sorunların görmezden gelindiğini belirterek, Sağlık Bakanlığı’na sert ifadelerle seslendi: “1 yıldır hem sahada hem yazılı görsel basında yaşadığımız sıkıntıları ve çözüm önerilerimizi söylemekten artık dilimizde tüy bitti. Ancak üzülerek görüyoruz ki bakanlık bizlerin tepkilerini yok sayıp kendi bildiğini okuma konusunda saçma bir inatlaşma noktasında. Tüm Türkiye bu eziyet yönetmeliğinin bizler için kabul edilebilir olmadığının farkına vardı ve bu kadar da saçmalık olmaz dedi. Peki siz ne yaptınız saçma olan maddeleri daha az saçma hale getirerek geri adım atmış gibi yaptınız. Sonuç olarak yine saçma yine hukuksuz bir mevzuatla çalışmaya devam ediyoruz. Son 6 ayda gelmeyen hasta kısmını son 1 yıla çıkardınız da ne oldu? Bu hastalar 1 yıl geçse de yine gelmedi ve sonuç olarak 15 aralıkta ödenecek maaşımızı hukuksuz olarak gasp edeceksiniz ve her ay bu gasp devam edecek. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Aylık gelirimizi öyle bir hale getirdiniz ki hasta olup 1 ay çalışamadığımızda bir önceki maaşımızın ancak %40’ını alabiliyoruz.” Dr. Uluç, Sağlık Bakanı ve ilgili bürokratlara şu soruları yöneltti: “Sizin maaşlarınızın yüzde kaçı ek ödemeden oluşuyor?Bizlere ödediğiniz, 17-18 parametreye bağlı olan maaşlarımıza karşı sizin maaşlarınız kaç parametreye bağlı?Ve herhangi bir sebeple 1 ay çalışamadığınızda -yani hepimiz insanız, hasta olup 1 ay belki de 5-6 ay çalışamayabiliriz- bir önceki maaşınızın yüzde kaçını alıyorsunuz, buyurun söyleyin hepimiz bilelim. Bu yaptığınız, %60’ı ek ödemeden oluşan maaş sistemi size göre bir performans sistemi olabilir ancak bu bas baya bir kölelik sistemidir. Kusura bakmayın ama biz sizin köleniz değiliz!! Biz ülkemize faydalı bireyler olup halkımızın sağlığını korumaya ve hastalıklarına şifa olmaya gayret ediyorken siz bizi köleniz olarak görüyorsunuz. Artık aklınızı başınıza devşirin ve yaptıklarınızın farkına varın.” “OECD verilerine göre yine sonuncuyuz!” Geçtiğimiz ay yayınlanan OECD raporuna dikkat çeken Uluç, Türkiye’nin sağlık çalışanı sayısı ve sağlık harcamaları açısından son sıralarda olduğuna vurgu yaptı: “OECD’nin ‘Sağlığa Bir Bakış’ raporu yayınlandı geçen ay. Bilin bakalım nüfusa oranla hekim sayısında yine kaçıncıyız? Tabi ki sonunculuğu kimseye kaptırmamışız. Hemşire kısmında bir güncelleme var, bu yıla kadar Kolombiya’nın bir önünde 37. sıradaydık artık bu kriterde de sonunculuğa ismimizi yazdırmışız. Biz bu kadar az personelle sistemi ayakta tutmaya çalışıyoruz; ülkedeki polikliniğin yüzde 40’ını yapıyoruz, aşı izlem yapıyoruz, saçma sapan bir sürü rapor talebiyle boğuşuyoruz, aşı redlerinin peşinden koşuyoruz, ayda yüzlerce izlem tarama yapmaya çalışıyoruz, bir yandan aile sağlığı merkezinin işleyişini yürütüyoruz sonuçta teşekkür beklerken negatif performans tehditleriyle tepemize biniyorsunuz. Yine OECD’nin raporuna göre milli gelirden sağlığa harcanan payda yine en sondaki yerimizi almışız. Ortalaması %9,3 olan harcama yüzdesi bizde %4,7. Kişi başına düşen sağlık harcaması ortalama 6000 dolar iken bizdeki rakam 2300 dolar. Yani diğer ülkelere göre zaten çok çok az parayla siz bu işi yürütüyorsunuz ve bunu sağlayan, ağır iş yükü altında ezilen bizlerin maaşlarından nasıl kesinti yaparız derdindesiniz.” “Bu saçma yönetmeliği geri çekin” Uluç, açıklamasını şu çağrı ile tamamladı: “Gerçekten yeter artık siz yönetemedikçe biz tükeniyoruz ve artık dayanma sınırlarımızı çok aştınız. Bu saçma yönetmeliği geri çekin ve biz saha temsilcileriyle beraber bir çalıştay düzenleyip yeni bir yönetmelik hazırlayalım, aksi taktirde bu sistemle o çok istediğiniz OECD ortalamalarına ancak rüyamızda ulaşırız.”

Bursa’da sağlık çalışanları grevde Haber

Bursa’da sağlık çalışanları grevde

Bursa Tabip Odası (BTO), Genel Sağlık İş Sendikası, HEKİM SEN, Hekimler Birliği Sendikası, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası Bursa Şubesi (SES), Bursa Aile Hekimleri Derneği (BURSAHED) ile Birlik ve Dayanışma Sendikası’nın çağrısıyla Bursa İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya gelen sağlık çalışanları basın açıklaması gerçekleştirdi. “Eziyet yönetmeliğini geri çekin” diye söze başlayan Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Kadir Binbaş, “14 Ekim’de bakanlığın hazırlamakta olduğu Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği’nin bu sorunlara çözüm olmayacağını, “sorunlar yumağına dönüşmüş sağlık sisteminin düzeltilebilmesinin yolunun birinci basamak sağlık hizmetlerinin ve koruyucu hekimlik uygulamalarının güçlendirilmesi” olduğunu hem her kademeden bakanlık yetkililerine hem kamuoyuna duyurmuştuk. Yönetmeliğin eksik, hatalı yönlerini ve çözüm önerilerimizi bakanlık yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde iletmiş ve 19 Ekim’de Ankara’da düzenlediğimiz mitingle taleplerimiz konusunda kararlılığımızı ifade etmiştik. Ancak bakanlık tüm uyarı, öneri ve eleştirilerimizi duymazdan gelip 1 Kasım itibariyle yönetmeliği yürürlüğe soktu.  Sağlık Bakanlığı’nın sağlık alanında yaşanan ciddi sorunları çözmek için birinci basamak sağlık hizmetlerini ve koruyucu hekimlik uygulamalarını güçlendirecek yapısal düzenlemeler yapmak yerine; “Performans ve Ödeme Yönetmeliği” ile ödeme üzerinden değişiklikler yapmaya çalışması sorunların büyüklüğünün kavranamamış olduğunu göstermektedir” dedi.                                                                              Süreç ile ilgili taleplerini belirten Dr. Binbaş, “Birinci basamak sağlık hizmetini sunan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının örgütleri olarak bir araya gelen bizler, halkımıza ve meslektaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun gereği olarak, hekimlere ve sağlık emekçilerine maddi kayıplar ve iş güvencesizliği getiren, halkın sağlığına katkısı olmayan yönetmelik geri çekilerek yukarıda yer alan 5 maddelik taleplerimiz yerine getirilene kadar her türlü hukuksal mücadele ve eylemliliği hep birlikte hayata geçirme konusunda kararlı olduğumuzu bildiriyoruz. Kararlılığımızın göstergesi olarak ilk etapta 5-7 Kasım 2024’te (Salı-Çarşamba-Perşembe) üç gün süreyle iş bırakıyoruz. Sonraki haftalarda sağlık meslek örgütleri ile birlikte gerçekleştireceğimiz çeşitli eylem ve etkinliklerle halkımızın sağlığı ve haklarımız için sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz” şeklinde konuştu. Basın açıklamasının ardından Bursa İl Sağlık Müdürlüğü’nün önüne siyah çelenk bırakıldı. İyi çalışan sağlık sistemine ihtiyacımız var, performans ve ödeme yönetmeliğine değil Sağlık bakanlığı’na sesleniyoruz:  “EZİYET YÖNETMELİĞİNİ” geri çekin! Bizler, her gün yüzbinlerce vatandaşımızı sağlığına kavuşturmak, hastalanmalarını önlemek için aile sağlığı merkezlerinde aralıksız çalışan hekimlerin, sağlık çalışanlarının örgütleri olarak; sağlık sisteminde yaşanan ve yenidoğan skandalı ile görünür hale gelen büyük sorunları görüyor biliyoruz. Henüz yenidoğan skandalı ortaya çıkmadan önce 14 Ekim’de bakanlığın hazırlamakta olduğu Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği’nin bu sorunlara çözüm olmayacağını, “sorunlar yumağına dönüşmüş sağlık sisteminin düzeltilebilmesinin yolunun birinci basamak sağlık hizmetlerinin ve koruyucu hekimlik uygulamalarının güçlendirilmesi” olduğunu hem her kademeden bakanlık yetkililerine hem kamuoyuna duyurmuştuk. Yönetmeliğin eksik, hatalı yönlerini ve çözüm önerilerimizi bakanlık yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde iletmiş ve 19 Ekim’de Ankara’da düzenlediğimiz mitingle taleplerimiz konusunda kararlılığımızı ifade etmiştik. Ancak bakanlık tüm uyarı, öneri ve eleştirilerimizi duymazdan gelip 1 Kasım itibariyle yönetmeliği yürürlüğe soktu. Sağlık Bakanlığı’nın sağlık alanında yaşanan ciddi sorunları çözmek için birinci basamak sağlık hizmetlerini ve koruyucu hekimlik uygulamalarını güçlendirecek yapısal düzenlemeler yapmak yerine; “Performans ve Ödeme Yönetmeliği” ile ödeme üzerinden değişiklikler yapmaya çalışması sorunların büyüklüğünün kavranamamış olduğunu göstermektedir. Yürürlüğe giren bu yönetmelik halkın sağlığına ve hekimlerin, sağlık emekçilerinin haklarına bir katkı sağlamayacaktır. Zira bu yönetmelik; • Koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik gerekli düzenlemeleri içermemektedir. • Hastalara ve koruyucu hekimlik uygulamalarına yeterli zaman ayrılabilmesine fırsat vermemektedir. • Kendi içinde taşıdığı çelişkili uygulamalar ile hekimlerle hastaları karşı karşıya getirerek şiddete zemin hazırlamaktadır. • Belli ilaç gruplarının reçetelenmesi ve sevkleri sınırlayarak hekim bağımsızlığına müdahale etmektedir. • Karmaşık hesaplamalar ile ulaşılması mümkün olmayan, ulaşılsa bile halk sağlığı için faydasız performans kriterleri içermektedir. • Yapılan işin kalitesine değil sayısına değer vermektedir. • Hekimlerin ve aile sağlığı emekçilerinin iş ve gelir güvencesini ortadan kaldırmaktadır. • Aile sağlığı merkezinde mevcut ebe ve hemşire eksikliğini gidermek şöyle dursun artacak olan istifalar ile pek çok birimin geçici görevlendirmeler ile hizmete devam etmek zorunda kalmasına yol açacaktır. Özetle bu yönetmelik, çalışma koşullarını eziyete dönüştürecek bir yönetmeliktir. Halkın sağlığını, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının özlük hakları ve çalışma koşullarını iyileştirmek bir yana yaşanmakta olan sorunları daha da derinleştirecektir. Oysa halkın sağlığını koruyan, geliştiren, hekimlerin ve tüm sağlık emekçilerinin mesleki bağımsızlığının olacağı ve istekle çalışacağı, ülkemizin ihtiyacı olan bir birinci basamak sağlık hizmeti programını hayata geçirmek için yapılması gerekenler bellidir. Sağlık Bakanlığından “Performans ve Ödeme”nin karmaşık hesapları ile uğraşmak yerine aşağıdaki taleplerimizi yerine getirmesini istiyoruz: 1.Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve Aile Sağlığı Merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır. 2.Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır. 3.Kadrolu ve güvenceli istihdam modeli ile yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Kadrosuz, güvencesiz bir şekilde çalışan emekçiler (gruplandırma elemanları) kadroya geçirilmelidir. 4.Aile hekimlerine ve tüm sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. 5.Gelire katkısı %20’yi geçmeyecek ve yapılan hizmetin niteliğini ödüllendiren bir performans uygulamasına geçilmelidir. Taleplerimizin karşılanabilir olduğunu ve randevu bulunamamasından şiddete kadar sağlık sistemindeki pek çok sorunu çözebileceğini biliyoruz. Birinci basamak sağlık hizmetini sunan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının örgütleri olarak bir araya gelen bizler, halkımıza ve meslektaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun gereği olarak, hekimlere ve sağlık emekçilerine maddi kayıplar ve iş güvencesizliği getiren, halkın sağlığına katkısı olmayan yönetmelik geri çekilerek yukarıda yer alan 5 maddelik taleplerimiz yerine getirilene kadar her türlü hukuksal mücadele ve eylemliliği hep birlikte hayata geçirme konusunda kararlı olduğumuzu bildiriyoruz. Kararlılığımızın göstergesi olarak ilk etapta 5-7 Kasım 2024’te (Salı-Çarşamba-Perşembe) üç gün süreyle iş bırakıyoruz. Sonraki haftalarda sağlık meslek örgütleri ile birlikte gerçekleştireceğimiz çeşitli eylem ve etkinliklerle halkımızın sağlığı ve haklarımız için sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz. Birlik ve Dayanışma Sendikası Bursa Aile Hekimleri Derneği (BURSAHED) Bursa Tabip Odası Genel Sağlık İş Sendikası Hekimler Birliği Sendikası HEKİMSEN Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası Bursa Şubesi (SES)

Sağlıkçı düşük maaş istemiyor Haber

Sağlıkçı düşük maaş istemiyor

Çeşitli sağlık sendikaları, gelir vergisi kesintilerinin oranına sabitlenmesi talebini yinelese de bu talepler karşılık bulmuyor. Sahim-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, sağlık çalışanlarının bu taleplerinin acilen ele alınması gerektiğini vurgulayarak,  “Maaş belirsizlikleri ,parça parça ödenen emekliliğe yansımayan maaş ve ağır vergi yükü, sağlık çalışanlarını zor durumda bırakıyor. Taleplerimizin dikkate alınması ve çözüme kavuşturulması, çalışanların moralini ve iş güvencesini artıracaktır” dedi. Sağlık çalışanları, Performansa Dayalı Ücret Sistemi (PDÜS) nedeniyle maaşlarının her ay ne kadar olacağını öngörememekten şikayetçi. PDÜS'in getirdiği belirsizlik, sağlık çalışanlarının finansal planlama yapmasını zorlaştırıyor. Bu durum, hem iş verimliliğini hem de moral ve motivasyonu olumsuz etkiliyor. Özellikle başta aile hekimliği çalışanları, maaşlarının yanı sıra giderek artan gelir vergisi kesintileri nedeniyle geçim sıkıntısı yaşıyor. Sağlık kurum çalışanları vergi yükü, çalışanların maaşlarının önemli bir kısmını kapsıyor ve yaşam standartlarını düşürüyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Sahim-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, ‘‘Bu soruna çözüm olarak gelir vergisi kesintilerinin oranına sabitlenmesini,maaş ödeme kalemlerinde de katsayı düzenlenmesini  talep ediyoruz. Vergi kesintilerinin bu orana sabitlenmesi, sağlık çalışanlarının ekonomik yükünü hafifletecek ve maaşlarındaki belirsizliği ortadan kaldıracaktır. Sağlık çalışanlarının finansal güvenliğini sağlamaya yönelik bu düzenlemenin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor.’’ dedi. Sürdürülebilir Maaş Sistemi Mümkün Sağlık çalışanları, Performansa Dayalı Ücret Sistemi (PDÜS) nedeniyle maaşlarının her ay değişmesinden şikayetçi. Maaşların her ay farklılık göstermesi ile ilgili açıklama yapan Akarken, "Her ay sağlık çalışanlarının maaşlarını bilmemek bizi büyük bir belirsizliğe sürüklüyor. Bu durum, ekonomik güvenliğimizi ciddi şekilde tehdit ediyor ve hem günlük yaşamımızı hem de mesleki motivasyonumuzu zorluyor. Maaşların daha öngörülebilir, şeffaf  sabit tek kalemde emekliliğe yansıyan olması hem ekonomik hem de psikolojik rahatlama sağlayacaktır. Katsayı düzenlemesi ve tek kalem maaş uygulaması, bu belirsizliği ortadan kaldırarak daha adil bir maaş sistemi sunacaktır. Çalışanlarımızın hak ettiği ekonomik güvenceye kavuşması, sağlık sektöründeki hizmet kalitesine de olumlu yansıyacaktır. Artık sesimizin duyulmasını ve bu taleplerimizin hayata geçirilmesini bekliyoruz." ifadelerini kullandı. Belirsizlik Mesleki Tatminsizlik Yaratıyor Sağlık alanında farklı kadrolardaki çalışanların meslek tanımlarının güncellenmesi ve yeni meslek kanunlarının çıkarılması süreci sağlık çalışanlarının haklarını koruyacak ve onların mesleki statülerini netleştirecek önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Özellikle yardımcı hizmetler sınıfında yer alan çalışanlar, bu düzenlemelerden faydalanmayı ve mesleki durumlarının iyileştirilmesini bekliyor. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özlem Akarken, "Mevcut meslek tanımlarının yetersizliği  ve bazı kadrolardaki belirsizlikler, çalışanlarımızın hak kaybına uğramasına ve mesleki tatminsizlik yaşamasına yol açıyor. Yeni görev tanımları ve meslek kanunları, bu belirsizlikleri gidermek ve çalışanlarımızın haklarını güvence altına almak için kaçınılmaz bir ihtiyaç haline gelmiştir. Özellikle yardımcı hizmetler sınıfında yer alan arkadaşlarımız, eğitim durumlarına ve yaptıkları işin niteliğine göre daha adil bir konumlandırmayı hak ediyor. Meslek tanımlarının güncellenmesi ve yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılması sadece bireysel kariyer gelişimleri için değil, aynı zamanda sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak adına da kritik bir öneme sahiptir. Yetkililerden, sağlık kurum çalışanlarının sesine kulak vererek bu talepleri bir an önce hayata geçirmelerini bekliyoruz." açıklamasını yaptı. Her Statü Niteliğe Uygun Olmalı Yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılmasını ve bu sınıftaki çalışanların eğitim durumlarına göre genel idari hizmetler veya teknik hizmetler sınıfına geçirilmesini talebi karşılık bulmuyor. Bu adımın, çalışanların özlük haklarının iyileştirilmesi ve kariyer yollarının daha belirgin hale getirilmesi açısından büyük önem taşıdığı belirten Akarken, "Yardımcı hizmetler sınıfında yer alan çalışanlarımız, sağlık sektöründe önemli bir rol oynamalarına rağmen, mevcut statülerinin onları kısıtladığını ve hak kaybına uğrattığını görüyoruz. Bu sınıfın kaldırılması ve çalışanlarımızın yaptıkları işin niteliğine uygun olarak genel idari hizmetler veya teknik hizmetler sınıfına geçirilmesi, onlara hak ettikleri kariyer fırsatlarını sunacaktır. Bu düzenleme, sadece çalışanların özlük haklarını korumakla kalmayacak, aynı zamanda mesleki gelişimlerini destekleyerek sağlık hizmetlerinin kalitesine de katkıda bulunacaktır. Çalışanlarımızın emeklerinin karşılığını alabileceği, adil bir sisteme geçişin artık kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz.Emekli memur geçinemiyor  Yetkililerin bu taleplerimize kayıtsız kalmayacağını umuyoruz." sözlerini söyledi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.