SON DAKİKA
Hava Durumu

#Mehmet Şimşek

Ekometre - Mehmet Şimşek haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mehmet Şimşek haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Şimşek: Ekonomideki sorunlar düzeltilmezse artışlar kısa sürede erir Haber

Şimşek: Ekonomideki sorunlar düzeltilmezse artışlar kısa sürede erir

Örneğin; Ocak 2025'te net 22 bin 104 lira yapılan asgari ücret yılın ilk altı ayında 3 bin 685 lira eridi. Fakat asgari ücretli ara zam alamadı. Hâl böyle olunca seçim bölgelerinde huzursuzluğa tanık olan vekiller, Kızılcahamam kampında konuyu ekonomi yönetiminin gündemine taşıdı. Peki Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, asgari ücrete yılda iki zam talebine nasıl yanıt verdi? Emekli ve memurun temmuz ara zam oranı Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı haziran enflasyonuyla netleşmişti. TÜİK’e göre ocak-mayıs döneminde enflasyon farkı yüzde 16,67 olarak şekillendi. Bu oran, SSK (4a) ve Bağ-Kur (4b) emeklisinin 2025’in ikinci yarısında alacağı aylığa zam olarak ekleniyor. Hükümet en düşük emekli maaşına da altı aylık enflasyon farkı kadar zam yaparak 16 bin 881 liraya çıkardı. Memur ve memur emeklisinin ise temmuz-aralık döneminde alacağı maaş ve aylıklara yüzde 15,56 oranında zam yapıldı. Temmuz 2025 zammıyla en düşük memur maaşı 50 bin 503 liraya, en düşük memur emeklisi aylığı ise 22 bin 671 liraya yükseldi. Asgari ücrete ara zam yapılacak mı? Yasa gereği memur ve emekliler yılda iki zam alırken, asgari ücret için böyle bir zorunluluk bulunmuyor. Ekonomi Yönetimi ise enflasyonla mücadeleye zarar vereceği gerekçesiyle asgari ücreti 22 bin 104 lirada sabit bıraktı. Bu da başta asgari ücretle çalışanlar olmak üzere sabit gelirlinin alım gücünde ciddi bir erimeye yol açtı. Asgari ücretlinin yılın ilk altı ayında kaybı 3 bin 685 lira olarak hesaplandı. İşte bu tablo AK Parti’nin Ankara Kızılcahamam kampında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in dikkatine sunuldu. Bazı milletvekilleri, asgari ücrete emekli ve memurlarda olduğu gibi 6 ayda bir zam sistemine geçilmesi gerektiğini vurguladı. Bakan Şimşek ne yanıt verdi? Bakan Mehmet Şimşek'in ise bu öneriye verdiği yanıt belli oldu. Şimşek, yoğun soru ve taleplere karşılık verirken ekonomideki dengelere dikkat çekti ve bu tabloda yapılacak artışın geçici olacağını ifade etti. Bakan Şimşek, “talep edilen artışların yapılabileceğini fakat ekonomideki sorunlar düzeltilmeden gerçekleştirilecek artışların kısa süre içinde eriyeceğini” vurguladı. Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi’nin yazısına göre; Şimşek, “Enflasyonu kontrol altına alınca sisteme reset atmış olacağız” dedi. 'Kiralar çok yüksek' Toplantıda kiraların yüksekliği de gündeme getirildi. Mehmet Şimşek bu konuya ise ev sahipliği oranları üzerinden yanıt verdi. Şimşek “Toplumun yüzde 72’si ev sahibi. Toplumun yüzde 28’lik kesimi kira ödüyor. Emeklilerin yüzde 14’ü kira ödüyor” dedi.

Mehmet Şimşek döneminde dolar kuru yüzde 92 arttı Haber

Mehmet Şimşek döneminde dolar kuru yüzde 92 arttı

Türk lirasının dolar karşısındaki değer kaybı serisi devam ediyor. Dolar/TL'de bugün 40,26 seviyesi görülürken, kurda yılbaşından bu yana yükseliş yüzde 14'e yaklaştı. 47 seviyesine yakın hareket eden Euro/TL'de ise yılbaşından bu yana yükseliş yüzde 28'i aşmış durumda. Nefes'in haberine göre Mehmet Şimşek'in Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna oturduğu ve "rasyonel politikalara dönüş" vaat ettiği 4 Haziran 2023 tarihinden bu yana ise dolar kurundaki artış oranı yüzde 92'yi aştı. Şimşek, yaklaşık 25 ay önce bakanlık koltuğuna oturduğunda dolar kuru 20,88 seviyesindeydi. Şimşek göreve geldiğinde yüzde 39,59 olan resmi enflasyon, tarihi yüksek faiz seviyelerine rağmen Haziran 2025 itibarıyla yüzde 35,05 ile 25 ay önceki seviyeye çok yakın seyrediyor. Albayrak'ı geçti Şimşek'in döneminde dolar kuru artış oranı, kur krizlerinin yaşandığı Berat Albayrak dönemindeki artışı da geride bıraktı. Albayrak'ın Hazine ve Maliye Bakanı olarak göreve başladığı 10 Temmuz 2018 tarihinde 4,71 olan dolar kuru, istifa ettiği 8 Kasım 2020 tarihinde 8,47 seviyesinde bulunuyordu. Albayrak'ın 28 aylık bakanlığı döneminde kur, yüzde 79,8 oranında arttı. Lütfü Elvan üçüncü Albayrak dönemindeki kur krizlerinin ardından 10 Kasım 2020'de görevi devralan Lütfi Elvan, 8,17 seviyesinden aldığı kuru, 8 Aralık 2021 tarihinde 13,69 seviyesinde devretti. Elvan göreve başladığında Merkez Bankası'nın (TCMB) başında kendisiyle uyumlu hareket eden Naci Ağbal bulunuyordu ancak Ağbal sadece dört ay görevde kalabildi ve yerine hükümetin düşük faiz talimatını uygulamak üzere Şahap Kavcıoğlu atandı. Elvan'ın görev yaptığı yaklaşık 13 aylık dönemde kur artış oranı yüzde 67,6 oldu. Nebati dördüncü 4 Haziran 2023 tarihinde koltuğunu Mehmet Şimşek'e devreden Nureddin Nebati döneminde kur artışları, yüklü rezerv satışı ve kur korumalı mevduat (KKM) enstrümanı sayesinde geçici olarak kısmen frenlendi. Seçim öncesi hükümetin düşük faiz talimatını yerine getirmeye çalışan Nebati döneminde dış ticaret açığı ve cari açıkta rekor kırılırken, kur artışı görece sınırlı kaldı. 8 Aralık 2021 tarihide 13,69 seviyesinden kuru devralan Nebati, 4 Haziran 2023'te 20,88'lik kurla koltuğa veda etti. Nebati döneminde kur artış oranı yüzde 52,5 oldu.

Şimşek Hürmüz Boğazı ile ilgili açıklama yaptı Haber

Şimşek Hürmüz Boğazı ile ilgili açıklama yaptı

İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma yetkisi vermesiyle bölgedeki jeopolitik tansiyon yükselirken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten açıklama geldi. Şimşek, olası senaryoların çok boyutlu şekilde değerlendirildiğini belirterek, "Ekonomimizin şoklara karşı direncini önemli ölçüde artırdık" dedi. İran Meclisi, İsrail'e yönelik hava saldırısıyla eş zamanlı olarak, küresel enerji arzı açısından kritik öneme sahip Hürmüz Boğazı'nı kapatma yetkisini onaylamıştı. Nihai kararın, İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney ve Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından verileceği açıklandı. "Muhtemel senaryoları değerlendiriyoruz" Gelişmelerin ardından, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sosyal medya hesabından bir değerlendirme yaptı. Şimşek'in açıklaması şu şekilde: "Artan jeopolitik gerginliklerin ekonomimize etkilerini çok boyutlu olarak analiz ediyor ve muhtemel senaryoları detaylı olarak değerlendiriyoruz. Piyasalarda istikrarın ve ekonomimizde sağlıklı işleyişin sürdürülmesi için kurumlarımız güçlü bir eşgüdüm içinde gereken tedbirleri hızlı ve kararlı şekilde almaya hazırdır. Hürmüz Boğazının kapanması durumunda senaryolar üzerinden ekonomimize yönelik yapılan spekülasyonlara lütfen itibar etmeyiniz. Programımızla ekonomimizin şoklara karşı direncini önemli ölçüde artırdık. Enflasyonla mücadelede kararlıyız, dezenflasyonun devamı için gerekli tüm adımları atmaya devam edeceğiz."

Şimşek: Ekonomide en zorlu dönem geride kaldı Haber

Şimşek: Ekonomide en zorlu dönem geride kaldı

Yılın ilk yarısı geride kalırken Türkiye ve dünya ekonomisinin geldiği noktayı, geleceğe yönelik beklentileri Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya'dan Ece ceyhun'a konuştu. Bakan Şimşek, önümüzdeki döneme ilişkin ‘iyimser olmak için güçlü gerekçelere sahibiz’ mesajı veriyor. Hazine ve Maliye Ba­kanı Mehmet Şim­şek, “Biz zorlu bir kü­resel atmosferde, son iki yıldır güçlü bir program uyguluyo­ruz. Üstelik bu program, ya­şanan tüm iç ve dış şoklara karşı dayanıklılığını da kanıt­ladı. Bugün artık en zorlu dö­nemi geride bıraktık. Finans­mana erişimin kalıcı çözümü dezenflasyonun başarılma­sından geçiyor. Fiyat istikra­rı yolunda önemli bir mesafe kat ettik. Çünkü biliyoruz ki, kalıcı fiyat istikarı sağlanma­dan, sanayicimizin arzuladı­ğı nitelikli, sürdürülebilir ve rekabetçi üretimi gerçekleş­tirmemiz mümkün değildir. Uyguladığımız program; ya­tırıma, üretime, istihdama ve ihracata yönelen tüm kesim­lere güçlü destekler sunuyor. Kim üretiyor, kim yatırım ya­pıyor, kim istihdam sağlıyorsa biz onun yanındayız. Çünkü biz Türkiye’nin potansiyeline yürekten inanıyoruz” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile iş dün­yasının finansman sorun­larını, küresel gelişmeleri, Trump’ın ABD Başkanı seçil­mesiyle birlikte dünya ticare­tinde yaşanan gelişmeleri, te­rörsüz Türkiye hedefini ve en önemlisi enflasyon ve büyü­me bağlamında Türkiye’nin uyguladığı programı merke­ze aldığımız görüşmemizin hiç şüphesiz bize düşen ana mesajı ‘istikamet tam yol ile­ri’ oldu. Bakan Mehmet Şim­şek, Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir yüksek büyü­menin temellerinin güçlendi­ği bir döneme girdiğine işaret ederek, “Uyguladığımız prog­ramın en temel önceliği kalıcı fiyat istikrarını sağlamaktır. Çünkü fiyat istikrarı, sağlık­lı bir ekonominin ön koşulu­dur” dedi ve ekledi: “Dezenf­lasyon süreci, öngördüğü­müz gibi, bir yıldır kesintisiz şekilde devam ediyor. Mayıs ayında yıllık enflasyon, bek­lentilerin altında gerileyerek %35,4 ile Kasım 2021’den bu yana en düşük seviyesine in­di. Bu performans, enflasyon­da son 1 yılda toplam 40 puan­lık bir düşüş anlamına geliyor. Mal enflasyonu %28,7 ile son 3,5 yılın en düşük düzeyine gerilerken, hizmet enflasyo­nu da %51,2 ile son 35 ayın en düşük noktasına ulaştı. Özel­likle hizmet sektöründeki bu iyileşme, fiyat ataletinin kı­rılması açısından son derece önemli bir gelişme.”Enflasyon yıl sonunda TCMB tahmin aralığında kalacak Şimşek, sıkı finansal koşul­lar ve küresel gelişmelerin et­kisiyle zayıflayan talep, emtia fiyatlarındaki ılımlı se­yir, kur­daki istikrar ve hizmet fiyatla­rındaki katılıkların azalması olmak üzere 3 temel faktörün enflasyondaki düşüşü önü­müzdeki dönemde de destek­leyeceğini anlatarak, şunları söyledi: Yıl so­nunda enflasyonun Merkez Bankası’nın tahmin aralığın­da kalmasını öngörüyoruz. Enflasyondaki düşüşle birlik­te reel sektör, uygun maliyet­le uzun vadeli finansmana da­ha kolay erişebilecek. Bu ge­lişme; yatırımları, üretimi ve istihdamı destekleyerek eko­nomideki dinamizmi güçlen­direcek. Vatandaşlarımız için düşük enflasyon ortamı; alım gücünün artması, tasarrufla­rın değerini koruması ve başta konut olmak üzere temel ihti­yaçlara erişimin kolaylaşması anlamına geliyor. Enflasyon­la mücadelede elde ettiğimiz somut ilerleme, aynı zaman­da ülkemize duyulan güveni de artırıyor. Artan öngörüle­bilirlik ve sağlanan finansal istikrar sayesinde Türkiye, doğrudan yabancı yatırımlar açısından çok daha cazip ve güvenilir bir yatırım merkezi haline gelecek." 'Büyümeden taviz vermiyoruz' Türkiye bir dezenflasyon programı uygularken yılın ilk çeyrek büyüme rakamları da açıklandı. Yılın ilk çeyreğin­de ekonomi ılımlı bir şekil­de yüzde 2 büyürken Şimşek, önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerini şöyle aktardı: “İkinci çeyrekte, küresel be­lirsizlikler ve yurt içindeki sıkı finansal koşulların etki­siyle ekonomik aktivitede bir miktar ivme kaybı yaşanması muhtemel. Ancak, küresel ti­carette korumacı eğilimlerin yavaşlaması, dış talep üzerin­deki baskıyı kısmen hafiflete­bilir. Yıl genelinde ise, büyük ölçüde dış konjonktüre bağlı olarak, Orta Vadeli Program (OVP) hedefimizin bir miktar altında bir büyüme oranı ile karşılaşabiliriz.” Şimşek tam bu nokta da “Özel­likle vurgulamak isterim ki; de­zenflasyonu sağlarken büyüme­den kesinlikle taviz vermiyoruz” diyerek bir örnekle geçmiş dö­nemi de şöyle analiz etti: “ Uy­guladığımız politikalar, enflas­yonu düşürürken, ekonomide dayanıklılığı tesis etmeyi amaç­lıyor. Kısa vadede büyümede ge­çici bir yavaşlama olsa da; orta ve uzun vadede, enflasyon ile büyüme arasında bir ödünleşim olmadığını, aksine fiyat istikra­rının sürdürülebilir yüksek bü­yümenin temelini oluşturduğu­nu net biçimde görüyoruz. Ör­neğin; 1993-2002 döneminde ortalama enflasyon yüzde 71,8 iken, büyüme sadece yüzde 3,1 düzeyindeydi. 2003-2012 döne­minde ise enflasyon tek haneye düşerek ortalama yüzde 9,3 ol­du; buna karşılık büyüme yüzde 5,7’ye yükseldi. 2013-2024 dö­neminde ise ortalama enflasyon yüzde 25,1’e yükselirken, büyü­me oranı yüzde 5,1’e geriledi. Do­layısıyla hedefimiz nettir: 2003- 2012 döneminde başardığımız gibi, kalıcı fiyat istikrarı ile sür­dürülebilir yüksek bir büyüme patikasına yeniden ulaşacağız.” “İçinde bulunduğumuz konjonktür çok zorlu” Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dünya ekono­misine ilişkin değerlendirme­lerde bulunurken, “Küresel eko­nomi ve özellikle de Türkiye’nin ana ihracat pazarları zorlu bir dönemden geçiyor. Küresel kriz sonrası dönemde ortalama yüz­de 1,7 büyüyen AB ekonomisi son 2 yılda sadece ortalama yüz­de 0,8 büyüdü. Dünya genelin­de belirgin bir sektörel ayrışma yaşanıyor. Özellikle imalat sa­nayi, hizmet sektörüne kıyasla ciddi şekilde geride kalıyor. Kü­resel imalat PMI verileri dur­gunluğa işaret ediyor. Bu küresel çerçeveyi özellikle vurgulamak istedim; çünkü içinde bulundu­ğumuz koşulları doğru değer­lendirebilmenin yolu, küresel konjonktürü bütüncül bir bakış­la analiz etmekten geçiyor” ifa­delerini kullandı. “Finansa ulaşmanın çözümü dezenflasyonu başarmak” “İşte biz böylesine zorlu bir küresel atmosferde, son iki yıl­dır güçlü bir program uyguluyo­ruz. Üstelik bu program, yaşanan tüm iç ve dış şoklara karşı daya­nıklılığını da kanıtladı” vurgu­sunu yapan Bakan Şimşek, “Bu­gün artık en zorlu dönemi geride bıraktık. Finansmana erişimin kalıcı çözümü dezenflasyonun başarılmasından geçiyor. Fiyat istikrarı yolunda önemli bir me­safe kat ettik. Çünkü biliyoruz ki, kalıcı fiyat istikarı sağlanma­dan, sanayicimizin arzuladığı nitelikli, sürdürülebilir ve reka­betçi üretimi gerçekleştirmemiz mümkün değildir. Uyguladığı­mız program; yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata yönelen tüm kesimlere güçlü destekler sunuyor. Kim üretiyor, kim yatı­rım yapıyor, kim istihdam sağlı­yorsa biz onun yanındayız. Çün­kü biz Türkiye’nin potansiyeline yürekten inanıyoruz” dedi. Geleceğimiz için bu programa sahip çıkmak hepimizin sorumluluğudur Türkiye bir dezenflasyon programı uyguluyor. Bu dönemde dezenformasyon çabaları da oldukça yüksek. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Programa yönelik bu çabalar yalnızca bir tartışma zemini yaratmakla kalmıyor aynı zamanda programın başarısını, ülkemizin ekonomik istikrarını ve toplumsal refahını da geciktirme riski taşıyor. Bu nedenle, ülkemizin ortak geleceği için bu programa sahip çıkmak hepimizin sorumluluğudur. Bu program sayesinde pek çok riske karşı güçlü ve etkili çözümler üretmiş durumdayız. Elbette kısa vadede bazı sıkıntılar yaşanabilir ve bu olağandır. Ancak şundan eminiz: Türkiye ekonomisi bu geçici zorlukları aşacak güç, direnç ve kapasiteye fazlasıyla sahiptir. Çünkü bu program yalnızca bir ekonomik düzenleme değil; Türkiye’nin daha güçlü, daha öngörülebilir ve daha adil bir geleceğe yürüyüşünün temel aracıdır. Bu hedefe de ancak hep birlikte, ortak akıl, toplumsal dayanışma ve sağduyu ile ulaşabiliriz” diye konuştu. 2026 refahın daha çok hissedildiği güvenin pekiştiği bir yıl olacak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, program ile şimdiye kadar dış kırılganlıkların azaldığı, şoklara karşı direncin arttığı ve makro-finansal istikrarın güçlendiğine işaret ederek, “Artık, kısa vadeli dalgalanmaların ötesine geçen, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyümenin temellerini inşa ediyoruz. Ayrıca küresel yapısal sorunlara karşı da önemli avantajlarımız var. Bu nedenle, önümüzdeki döneme dair iyimser olmak için güçlü gerekçelere sahibiz. İçinde bulunduğumuz süreci sadece riskleri yönetmek için değil, ekonomimizi daha rekabetçi kılacak yapısal dönüşümleri hayata geçirmek için önemli bir fırsat olarak görüyoruz. 2026 yılı refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Şimşek, 2026 yılına ilişkin beklentilerini anlatırken 6 ana başlıkta rahatlamanın hissedileceğini aktardı. Bu başlıkları şöyle sıraladı: -Vatandaşlarımızın alım gücü artacak, -Finansmana erişim kolaylaşacak, -Reel sektör üzerindeki belirsizlikler azalacak, -Piyasalarda öngörülebilirlik güçlenecek, -İstihdam ve gelir artışı ivme kazanacak, -Uyguladığımız reformlar somut sonuçlar vermeye başlayacak. Konjonktüre göre yeni destek paketleri yolda Bakan Şimşek ile iş dünyasının finansman sorununu konuşurken şu bilgileri verdi: “Finansmana erişimde geçici bir sıkılık var. Ancak esnafımız, üreticimiz ve ihracatçımız, TL kredi büyüme sınırının dışındadır. Ayrıca çiftçimizin ve esnafımızın kullandığı kredinin finansman maliyetinin önemli bir kısmını devlet olarak biz karşılıyoruz. Çiftçimizin kullandığı kredilerdeki her 10 liralık maliyetin 7 lirasını, esnaf ve ihracatçılarımızın kredilerinde ise her 10 liralık maliyetin 5 lirasını biz karşılıyoruz. İhracatçılarımıza sağladığımız destekler tarihî seviyelere ulaştı. Reeskont kredilerinin günlük limitini 13 kat artırdık. Eximbank’ın sermayesini 4 katına çıkardık. Sadece geçen yıl 18 bin ihracatçımıza 49 milyar dolar finansman sağladık, bu firmaların %83’ü KOBİ’ydi. 2025 hedefimiz 52 milyar dolar. Sadece yılın ilk dört ayında 15,7 milyar dolar kredi kullandırdık. Teminat sorunlarına da yapısal çözümler ürettik. Artık teminat olarak yalnızca banka teminat mektupları değil; kefalet kuruluşları, gayrimenkul ipoteği, şahıs ve firma kefaletleri ile açık krediler de kabul ediliyor. KOBİ’lerimizi de desteklemeye devam ediyoruz. Şu an 15 farklı Hazine destekli kefalet paketi yürürlükte ve toplam 114 milyar TL’lik finansman imkânı sağlanıyor. Mart ayında bunun 50 milyar TL’sini devreye aldık, özellikle ihracatçı KOBİ’lere yönlendirdik. Geçtiğimiz haftalarda da imalatçı KOBİ’lerimiz için 30 milyar TL’lik yeni bir paket açıkladık. Bu kaynaklar tüm KOBİ’lerimizin yatırım ve işletme harcamaları için hazır. Ekonomik konjonktür ve sektörlerin ihtiyaçlarına göre yeni destek paketlerini de hızla devreye alacağız. Önceliğimizi ve enerjimizi, ülkemizin kapasite açığı olan sektörlerde üretime odaklandırmak durumundayız. Bu kapsamda, YTAK, Hit-30 ve yeni nesil yatırım teşvikleriyle, üretmek isteyen herkesin yanında olmaya kararlılıkla devam edeceğiz.” 473 bin mükellef ilk kez beyanname verdi, toplam beyanname 5 milyonu aştı Bakanlığın kayıt dışı ile mücadelesi de sürerken izaha davet mekanizması etkin bir şekilde kullanılıyor. Bakan Mehmet Şimşek, gelinen noktayı “Artık uygulama safhasındayız ve somut sonuç almaya başladık” sözleriyle özetlerken, sistemin çalışma biçimini beyan ve bildirimlerin yanı sıra, diğer kamu kurumları ve finans kuruluşlarından elde edilen verilerle oluşturulan veri tabanını çapraz kontroller ve yapay zekâ destekli ileri analiz teknikleriyle çalıştırdıklarını anlattı. Denetimlerde özellikle; büyük mükelleflere, geliri yüksek ama beyanı düşük olanlara, banka hesap hareketleri ve IBAN yoluyla tahsilatlara ve yüksek olduğu hizmet sektörleri mercek altına alınıyor. Şimşek’in verdiği bilgiye göre, 2024’te 1 milyon 125 bin, 2025’in ilk 5 ayında ise 654 bin 553 denetim gerçekleştirildi. Yasal düzenlemeyle birlikte hasılat tespiti uygulamasına da geçildi ve 2025’in ilk 5 ayında bu kapsamda 121 bin hasılat tespit denetimi yapıldı. Buna göre 2025’te verilen kira, ücret, menkul sermaye iradı ve diğer kazançlara ilişkin beyanname sayısı 2 milyon 248 bine ulaştı. Bu sayı geçen yıl 1 milyon 811 bindi. 473 bin mükellef bu yıl ilk kez beyanname verdi. Beyanname sayısında yüzde 24 artış yaşanırken, 857,6 milyar TL matrah ve 267,3 milyar TL vergi beyan edildi. Ticari, zirai ve serbest meslek kazancı yönünden ise 2 milyon 747 bin beyanname verildi. Böylece, toplam beyanname sayısı 5 milyonu aştı. Şimşek,“Bizim maksadımız daha çok ceza kesmek değil; vergi bilincini yerleştirmek ve gönüllü uyumu teşvik etmek” açıklamasında bulundu. KKM süreci istikrarsızlığa yol açmadan yönetildi Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) çıkışın 93 haftadır kesintisiz şekilde devam ettiğine işaret ederek, “Bu sayede Türkiye, önemli bir koşullu yükümlülükten kalıcı biçimde kurtulma aşamasına geldi. Bu süreci son derece titiz ve dengeli bir şekilde yönettik, piyasada istikrarsızlığa yol açmadan başarılı bir çıkış sağladık. Üstelik bu çıkış, monetizasyon üzerinden enflasyon riskini de ortadan kaldırarak makroekonomik istikrarımıza katkı sundu. Ağustos 2023 itibari ile 3,4 trilyon TL’ye ulaşan KKM stoku bugün itibari ile 576,2 milyar TL’ye gerilemiş durumdadır. Aynı dönemde KKM’nin toplam mevduat içindeki payı da yüzde 26,2’den yüzde 2,6’ya düştü. Bu dönüşümü gerçekleştirilirken, Merkez Bankası rezervlerini de güçlendirdik. Son iki yılda brüt rezervler yaklaşık 55 milyar dolar artarak 153,2 milyar dolara ulaştı. Program sayesinde Türk lirası varlıklara olan güven yeniden artarken, dolarizasyon eğilimi de tersine döndü. Ağustos 2023’e kıyasla TL mevduatın toplam mevduattaki payı 27,1 puan artarak yüzde 58,7’ye yükseldi. Bu sayede kalıcı bir finansal istikrar zemini oluşturma noktasında da önemli bir yol kat ettik” şeklinde konuştu. 3 yılda 41 milyar dolarlık proje finansmanı sağlanacak Türkiye’nin risk primi 2023 yılı mayıs ayına göre 380 puan düşerken yurtdışından bankaların ve özel sektörün sağladığı kaynaklarda arttı. Mehmet Şimşek, 2023 yılı Ocak–Mayıs döneminde bankaların yüzde 97 ve özel sektörün 70 seviyelerinde olan dış borç çevirme oranlarının, Haziran 2023-Mart 2025 döneminde bankalar için yüzde 163, özel sektör için yüzde 135 seviyelerine yükseldiğini hatırlatarak, “Bankaların ve reel sektörün daha uzun vadeli ve daha düşük maliyetli dış finansmana erişim sağlaması, yatırım, üretim ve ihracat kapasitemizi destekleyecek önemli bir gelişmedir. Programa duyulan güven, sadece piyasa finansmanı alanında değil, kalkınma finansmanı cephesinde de kendini gösterdi. Türkiye, çok taraflı kalkınma bankalarıyla etkin iş birliği yürüten ülkeler arasında ön sıralarda yer alıyor. Önümüzdeki 3 yıllık dönemde yaklaşık 41 milyar dolarlık uzun vadeli ve düşük maliyetli proje finansmanı sağlamayı öngörüyoruz. Bu kaynaklar; yeşil ve dijital dönüşüm, afetlere dayanıklı altyapı, sürdürülebilir şehircilik ve kapsayıcı büyümeyi destekleyen kalkınma projeleri için kullanılacak” açıklamasını yaptı. Türkiye’nin büyüme motorları… Bakan Şimşek, terörsüz Türkiye konusunu konuşurken, “Yaklaşık yarım asırdır süren PKK terörüyle mücadelemizin, doğrudan ve dolaylı maliyetleri dikkate alındığında, ülkemize toplam faturası akademik çalışmalara göre yaklaşık 1,8 trilyon dolara ulaşmış durumdadır. Bugün geldiğimiz noktada, terörün sona ermesiyle birlikte artık bu kaynaklar çok daha üretken ve kalkınma odaklı alanlara yönlendirilebilecektir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimiz stratejik kalkınma üslerine dönüşebilecektir. Bu bölgeler; genç ve dinamik nüfusları, zengin yer altı kaynakları, uygun maliyetli yatırım alanları ve yüksek üretim potansiyelleriyle Türkiye’nin yeni büyüme motorları haline gelmeye adaydır” yorumunu yaptı. Cari açık vermeden büyümenin eşiğindeğiz Programın en önemli kazanımlarından birisi de cari açığın belirgin şekilde gerilemesidir. Mayıs 2023’te 55 milyar dolar olan yıllıklandırılmış cari açık, Mart 2025 itibarıyla 12,6 milyar dolara düştü. Temmuz 2024’ten bu yana altın hariç cari fazla veriyoruz. Yani, ılımlı bir büyüme ortamında artık cari açık vermeden büyüyebileceğimiz bir eşiğe yaklaştık. Bu gelişme, dış finansman ihtiyacımızın düşmesine ve dolayısıyla dış kırılganlıklarımızın sınırlanmasına doğrudan katkı sağlıyor. Düşük dış finansman ihtiyacı, aynı zamanda rezerv birikimi ve ülke risk primindeki gerileme açısından da olumlu bir görünüm sunuyor. 2025 yılı genelinde, ana ihracat pazarlarımızda büyümenin sınırlı seyredeceğini öngörüyoruz. Ancak; düşük emtia fiyatları ve ılımlı iç talep sayesinde cari açığın milli gelire oran olarak OVP tahmini olan yüzde 2’nin altında gerçekleşmesini bekliyoruz. Nüfus yaşlanıyor ama fırsat penceresi var Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Dünyada yaşlı nüfus hızla artıyor. 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 5’ten yüzde 10’a çıkması 70 yıldan uzun sürdü. Bu oranın yüzde 15’e çıkması sadece 25 yıl alacak gibi. Türkiye’de de nüfus yaşlanmaya başladı. Ancak, önümüzde en az 15-20 yıllık bir fırsat penceresi olduğunu düşünüyoruz. Kadınların işgücüne katılım oranı düşük, bunu artırarak demografik dönüşümün getirdiği riskleri çok daha iyi yöneteceğiz” açıklamasını yaptı.

Şimşek Katar'da Türkiye'nin yatırım fırsatlarını anlattı Haber

Şimşek Katar'da Türkiye'nin yatırım fırsatlarını anlattı

Şimşek, Türkiye'nin güçlü altyapısı, dinamik iş gücü ve aktif sanayi politikalarına dikkat çekti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Katar Ekonomi Forumu kapsamında bulunduğu Doha'da, Katar Sanayi ve Ticaret Odası ev sahipliğinde düzenlenen reel sektör buluşmasına katılarak, Türkiye'deki yatırım fırsatlarına ilişkin bilgi verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığından edinilen bilgiye göre, Şimşek, Katar'ın başkenti Doha'da yoğun diplomasi görüşmeleri gerçekleştirdi ve Kosova Başbakan Yardımcısı Emilija Redzepi, Katar Maliye Bakanı Ali bin Ahmed el-Kuvari ile görüştü. Temasları kapsamında Şimşek ilk olarak Redzepi ile bir araya geldi. Görüşmede ikili ilişkilerin güçlendirilmesi, ticaret hacminin artırılması ve doğrudan yatırımların teşviki konuları ele alındı. Şimşek, Katar Maliye Bakanı el-Kuvari ile de kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdi. Toplantıda, Türkiye ile Katar arasındaki güçlü siyasi ilişkilerin ekonomik işbirliğiyle daha da derinleştirilmesi ve çeşitlendirilmesi üzerinde duruldu. Ticaretin artırılması, karşılıklı yatırımların teşviki ve üçüncü ülkelerde ortak projelere yönelik işbirliği fırsatları ele alındı. Küresel sorunlara karşı türkiye'nin direnci Şimşek, Katar Sanayi ve Ticaret Odası ev sahipliğinde düzenlenen reel sektör buluşmasına da katıldı. Etkinlik, yoğun ilgi ve yüksek katılımla gerçekleştirildi. Bakan Şimşek burada kapsamlı bir sunum yaptı. Sunumunda, Türkiye'nin doğrudan yabancı yatırımcılar için sunduğu stratejik avantajlara dikkati çeken Şimşek, uygulanmakta olan istikrar ve reform programındaki son gelişmelere değindi, küresel ölçekte yaşanan yapısal kırılmalara rağmen Türkiye'nin güçlü altyapısı, dinamik iş gücü, imalat ve hizmetler sektöründe sunduğu fırsatlar ve aktif sanayi politikalarıyla öne çıktığını anlattı. Ayrıca, bu toplantıda iki ülkenin özel sektörleri arasında işbirliğini daha dinamik ve sonuç odaklı hale getirmek amacıyla ortak bir çalışma grubu kurulmasının faydalı olacağı değerlendirildi. Bu yönde atılacak bir adımın somut işbirliği alanlarının önünü açması bekleniyor.

Şimşek 'Terör bitti' dedi Haber

Şimşek 'Terör bitti' dedi

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Londra'da EBRD yıllık toplantılarında konuştu. Terör örgütü PKK'nın kendini feshetmesine ilişkin olarak Şimşek, "PKK’nın silah bırakması, siyasi istikrarın sağlanmasına ve Türkiye’nin büyüme ile reformlara odaklanmasının önünü açacaktır." dedi. Şimşek'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: "PKK lideri terör örgütüne dağılma, çözülme, silahsızlanma çağrısında bulundu. PKK'nın bir kongresi vardı ve olumlu bir yanıt verdiler, dağılmayı ve silahsızlanmayı kabul ettiler. Bu çok olumlu bir gelişme. Artık enerjimizi ve kaynaklarımızı terörle mücadeleye harcamayacağız. Enerjimizi ve paramızı Türkiye'nin demografik yapısının son derece elverişli olduğu ülkemizin doğu ve güneydoğusunu yeniden inşa etmeye harcayacağız, burası Türkiye'nin büyümesinin yeni motoru olacak. PKK'nın silah bırakması, siyasi istikrarın sağlanmasına ve Türkiye'nin büyüme ile reformlara odaklanmasınım önünü açacaktır. Ayrıca, Suriye, Irak dahil olmak üzere tüm bölgeyi ayağa kaldırmanıza yardımcı olacaktır. Barış istikrarından herkes faydalanacaktır, çünkü refaha giden tek yol budur. Ayrıca Türkiye'nin demokratik yolculuğuna ve ülkemizin algısını iyileştirmeye yardımcı olacaktır. Türkiye'nin batı ile ilişkilerinde ilerleme potansiyeli büyük Yatırımlar sürüyor; altyapı yatırımları ve dijitalleşme öncelikli alanlar. Türkiye ayrı zamanda güçlü bir imalat üssü. Hizmet ihracatında, özellikle dizilerde Türkiye dünyada 3. sırada jeopolitik riskler yıllardır büyümeyi baskılayan unsurlar olsa da ilerleyen dönemde bu riskler ayı zamanda Türkiye için fırsata dönüşebilir. Ukrayna ve Suriye'de kalıcı barış, bölgesel istikrarın önünü açabilir. Küresel parçalı görünümde karşı tek panzehir bölgesel entegrasyon. Türkiye'nin 50 yıldır süren PKK ile mücadelesi 1.8 trilyon dolara mal oldu. Bugün artık örgüt silah bırakmış durunda. Bu gelişme, Türkiye'nin enerjisini kalkınımaya yönlendirmesine olanak tanıyacak. Barış ve istikrar tüm bölgeye fayda sağlayacak bu süreç Türkiye'nin demokratik yolculuğuna da katkı sunacak. Türkiye'nin Batı ile ilişkilerinde ilerleme potansiyeli büyük. ABD ile yakınlaşma, AB ile entegrasyonun derinleşmesi Türkiye'nin önünü açabilir. Program yolunda sonuç veriyor Ekonomi programı yolunda, işliyor ve sonuç veriyor. Programın özü fiyat istikrarı; enflasyon yüzde 75'ten yüzde 37'lere geriledi. Son dönemde yaşanan türbülans bazı soru işaretleri yarattı ancak petrol fiyatların düşmesi dezenflasyon sürecini destekliyor. Büyüme yavaş seyrediyor fakat bu durum kabul edilebilir; hedeflenen dengelenme gerçekleşiyor. Mali disiplin sürüyor, kamu harcamalarınım GSYH'ye oranı sadece yüzde 25. Altın hariç cari dengede geçen yıl fazla verildi; bu yıl yüzde 2 açık öngörülüyor Yapısal dönüşüm zaman alıyor ama dijital ve yeşil dönüşüm kararlılıkla devam ediyor. Program sürdükçe öngörülebilirlik ve yatırım ortamı güçlenecek."

Şimşek: Maliye politikasındaki disiplinli duruşu sürdürüyoruz Haber

Şimşek: Maliye politikasındaki disiplinli duruşu sürdürüyoruz

Bakan Şimşek, "Bakanlığımız, kamu idarelerince tesis edilen işlemlerin sonuçlarını hassasiyetle takip ediyor. Kamu mali yönetiminde şeffaflık, hesap verebilirlik ve etkinlik ilkeleri doğrultusunda, tasarruf tedbirlerine ilişkin denetim faaliyetlerini kararlılıkla sürdürecek, mali disiplinin pekiştirilmesi için gerekli tüm adımları atacağız" dedi. Kamuda mali disiplinin sağlanması, tasarruf bilincinin artırılması ve kamu kaynaklarının daha etkin ve ekonomik kullanımı amacıyla yürürlüğe konulan tasarruf tedbirlerine yönelik denetimler aralıksız sürdürülüyor. Bu kapsamda, geçen yıl 145 kamu idaresine bağlı 1279 harcama biriminde, denetim gerçekleştirildi. Bu incelemelerde, tasarruf tedbirine aykırı 2 bin 160 işlem tespit edildi. Tespit edilen aykırılıklar raporlandı ve sorumlular hakkında gerekli yaptırımların uygulanması için ilgili idarelere gönderildi. Ayrıca, idareler bazında düzenlenen raporlar, konsolide edilerek Cumhurbaşkanlığına sunuldu. Bunun yanında denetlenen her bir idareden, aykırılıkların giderilmesi ile ilgili yaptıkları işlemler ve aldıkları önlemler hakkında geri bildirim istendi. İzin alınmadan yapılan harcamalar saptandı Denetimlerde, 15 Mayıs 2024 tarihli tasarruf tedbirleriyle ilgili Cumhurbaşkanı Genelgesi'ne aykırı ve izin alınmadan yapılan harcamalar saptandı. Çok sayıda kamu idaresinde vakıf, dernek, sandık, banka, birlik, firma, şahıs ve benzeri kuruluşlara ait taşıtların kamu kurum ve kuruluşlarınca izin alınmadan kullanıldığı da tespit edildi. Bakanlıkça, bu yıl da denetimlere 157 kamu idaresinde devam edilecek. "İşlemlerin sonuçlarını takip ediyoruz" Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de geçen yıl başlattıkları "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi" sürecinin devam edeceğini belirterek, maliye politikasındaki disiplinli duruşu sürdürdüklerini vurguladı. Harcama kontrolleri sayesinde, kayda değer tasarruf sağladıklarına işaret eden Şimşek, "Bakanlığımız, kamu idarelerince tesis edilen işlemlerin sonuçlarını hassasiyetle takip ediyor. Kamu mali yönetiminde şeffaflık, hesap verebilirlik ve etkinlik ilkeleri doğrultusunda, tasarruf tedbirlerine ilişkin denetim faaliyetlerini kararlılıkla sürdürecek, mali disiplinin pekiştirilmesi için gerekli tüm adımları atacağız." ifadelerini kullandı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Ekometre En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.