SON DAKİKA
Hava Durumu

#Hazine Ve Maliye Bakanı

Ekometre - Hazine Ve Maliye Bakanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hazine Ve Maliye Bakanı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Şimşek: Ekonomide en zorlu dönem geride kaldı Haber

Şimşek: Ekonomide en zorlu dönem geride kaldı

Yılın ilk yarısı geride kalırken Türkiye ve dünya ekonomisinin geldiği noktayı, geleceğe yönelik beklentileri Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya'dan Ece ceyhun'a konuştu. Bakan Şimşek, önümüzdeki döneme ilişkin ‘iyimser olmak için güçlü gerekçelere sahibiz’ mesajı veriyor. Hazine ve Maliye Ba­kanı Mehmet Şim­şek, “Biz zorlu bir kü­resel atmosferde, son iki yıldır güçlü bir program uyguluyo­ruz. Üstelik bu program, ya­şanan tüm iç ve dış şoklara karşı dayanıklılığını da kanıt­ladı. Bugün artık en zorlu dö­nemi geride bıraktık. Finans­mana erişimin kalıcı çözümü dezenflasyonun başarılma­sından geçiyor. Fiyat istikra­rı yolunda önemli bir mesafe kat ettik. Çünkü biliyoruz ki, kalıcı fiyat istikarı sağlanma­dan, sanayicimizin arzuladı­ğı nitelikli, sürdürülebilir ve rekabetçi üretimi gerçekleş­tirmemiz mümkün değildir. Uyguladığımız program; ya­tırıma, üretime, istihdama ve ihracata yönelen tüm kesim­lere güçlü destekler sunuyor. Kim üretiyor, kim yatırım ya­pıyor, kim istihdam sağlıyorsa biz onun yanındayız. Çünkü biz Türkiye’nin potansiyeline yürekten inanıyoruz” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile iş dün­yasının finansman sorun­larını, küresel gelişmeleri, Trump’ın ABD Başkanı seçil­mesiyle birlikte dünya ticare­tinde yaşanan gelişmeleri, te­rörsüz Türkiye hedefini ve en önemlisi enflasyon ve büyü­me bağlamında Türkiye’nin uyguladığı programı merke­ze aldığımız görüşmemizin hiç şüphesiz bize düşen ana mesajı ‘istikamet tam yol ile­ri’ oldu. Bakan Mehmet Şim­şek, Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir yüksek büyü­menin temellerinin güçlendi­ği bir döneme girdiğine işaret ederek, “Uyguladığımız prog­ramın en temel önceliği kalıcı fiyat istikrarını sağlamaktır. Çünkü fiyat istikrarı, sağlık­lı bir ekonominin ön koşulu­dur” dedi ve ekledi: “Dezenf­lasyon süreci, öngördüğü­müz gibi, bir yıldır kesintisiz şekilde devam ediyor. Mayıs ayında yıllık enflasyon, bek­lentilerin altında gerileyerek %35,4 ile Kasım 2021’den bu yana en düşük seviyesine in­di. Bu performans, enflasyon­da son 1 yılda toplam 40 puan­lık bir düşüş anlamına geliyor. Mal enflasyonu %28,7 ile son 3,5 yılın en düşük düzeyine gerilerken, hizmet enflasyo­nu da %51,2 ile son 35 ayın en düşük noktasına ulaştı. Özel­likle hizmet sektöründeki bu iyileşme, fiyat ataletinin kı­rılması açısından son derece önemli bir gelişme.”Enflasyon yıl sonunda TCMB tahmin aralığında kalacak Şimşek, sıkı finansal koşul­lar ve küresel gelişmelerin et­kisiyle zayıflayan talep, emtia fiyatlarındaki ılımlı se­yir, kur­daki istikrar ve hizmet fiyatla­rındaki katılıkların azalması olmak üzere 3 temel faktörün enflasyondaki düşüşü önü­müzdeki dönemde de destek­leyeceğini anlatarak, şunları söyledi: Yıl so­nunda enflasyonun Merkez Bankası’nın tahmin aralığın­da kalmasını öngörüyoruz. Enflasyondaki düşüşle birlik­te reel sektör, uygun maliyet­le uzun vadeli finansmana da­ha kolay erişebilecek. Bu ge­lişme; yatırımları, üretimi ve istihdamı destekleyerek eko­nomideki dinamizmi güçlen­direcek. Vatandaşlarımız için düşük enflasyon ortamı; alım gücünün artması, tasarrufla­rın değerini koruması ve başta konut olmak üzere temel ihti­yaçlara erişimin kolaylaşması anlamına geliyor. Enflasyon­la mücadelede elde ettiğimiz somut ilerleme, aynı zaman­da ülkemize duyulan güveni de artırıyor. Artan öngörüle­bilirlik ve sağlanan finansal istikrar sayesinde Türkiye, doğrudan yabancı yatırımlar açısından çok daha cazip ve güvenilir bir yatırım merkezi haline gelecek." 'Büyümeden taviz vermiyoruz' Türkiye bir dezenflasyon programı uygularken yılın ilk çeyrek büyüme rakamları da açıklandı. Yılın ilk çeyreğin­de ekonomi ılımlı bir şekil­de yüzde 2 büyürken Şimşek, önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerini şöyle aktardı: “İkinci çeyrekte, küresel be­lirsizlikler ve yurt içindeki sıkı finansal koşulların etki­siyle ekonomik aktivitede bir miktar ivme kaybı yaşanması muhtemel. Ancak, küresel ti­carette korumacı eğilimlerin yavaşlaması, dış talep üzerin­deki baskıyı kısmen hafiflete­bilir. Yıl genelinde ise, büyük ölçüde dış konjonktüre bağlı olarak, Orta Vadeli Program (OVP) hedefimizin bir miktar altında bir büyüme oranı ile karşılaşabiliriz.” Şimşek tam bu nokta da “Özel­likle vurgulamak isterim ki; de­zenflasyonu sağlarken büyüme­den kesinlikle taviz vermiyoruz” diyerek bir örnekle geçmiş dö­nemi de şöyle analiz etti: “ Uy­guladığımız politikalar, enflas­yonu düşürürken, ekonomide dayanıklılığı tesis etmeyi amaç­lıyor. Kısa vadede büyümede ge­çici bir yavaşlama olsa da; orta ve uzun vadede, enflasyon ile büyüme arasında bir ödünleşim olmadığını, aksine fiyat istikra­rının sürdürülebilir yüksek bü­yümenin temelini oluşturduğu­nu net biçimde görüyoruz. Ör­neğin; 1993-2002 döneminde ortalama enflasyon yüzde 71,8 iken, büyüme sadece yüzde 3,1 düzeyindeydi. 2003-2012 döne­minde ise enflasyon tek haneye düşerek ortalama yüzde 9,3 ol­du; buna karşılık büyüme yüzde 5,7’ye yükseldi. 2013-2024 dö­neminde ise ortalama enflasyon yüzde 25,1’e yükselirken, büyü­me oranı yüzde 5,1’e geriledi. Do­layısıyla hedefimiz nettir: 2003- 2012 döneminde başardığımız gibi, kalıcı fiyat istikrarı ile sür­dürülebilir yüksek bir büyüme patikasına yeniden ulaşacağız.” “İçinde bulunduğumuz konjonktür çok zorlu” Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dünya ekono­misine ilişkin değerlendirme­lerde bulunurken, “Küresel eko­nomi ve özellikle de Türkiye’nin ana ihracat pazarları zorlu bir dönemden geçiyor. Küresel kriz sonrası dönemde ortalama yüz­de 1,7 büyüyen AB ekonomisi son 2 yılda sadece ortalama yüz­de 0,8 büyüdü. Dünya genelin­de belirgin bir sektörel ayrışma yaşanıyor. Özellikle imalat sa­nayi, hizmet sektörüne kıyasla ciddi şekilde geride kalıyor. Kü­resel imalat PMI verileri dur­gunluğa işaret ediyor. Bu küresel çerçeveyi özellikle vurgulamak istedim; çünkü içinde bulundu­ğumuz koşulları doğru değer­lendirebilmenin yolu, küresel konjonktürü bütüncül bir bakış­la analiz etmekten geçiyor” ifa­delerini kullandı. “Finansa ulaşmanın çözümü dezenflasyonu başarmak” “İşte biz böylesine zorlu bir küresel atmosferde, son iki yıl­dır güçlü bir program uyguluyo­ruz. Üstelik bu program, yaşanan tüm iç ve dış şoklara karşı daya­nıklılığını da kanıtladı” vurgu­sunu yapan Bakan Şimşek, “Bu­gün artık en zorlu dönemi geride bıraktık. Finansmana erişimin kalıcı çözümü dezenflasyonun başarılmasından geçiyor. Fiyat istikrarı yolunda önemli bir me­safe kat ettik. Çünkü biliyoruz ki, kalıcı fiyat istikarı sağlanma­dan, sanayicimizin arzuladığı nitelikli, sürdürülebilir ve reka­betçi üretimi gerçekleştirmemiz mümkün değildir. Uyguladığı­mız program; yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata yönelen tüm kesimlere güçlü destekler sunuyor. Kim üretiyor, kim yatı­rım yapıyor, kim istihdam sağlı­yorsa biz onun yanındayız. Çün­kü biz Türkiye’nin potansiyeline yürekten inanıyoruz” dedi. Geleceğimiz için bu programa sahip çıkmak hepimizin sorumluluğudur Türkiye bir dezenflasyon programı uyguluyor. Bu dönemde dezenformasyon çabaları da oldukça yüksek. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Programa yönelik bu çabalar yalnızca bir tartışma zemini yaratmakla kalmıyor aynı zamanda programın başarısını, ülkemizin ekonomik istikrarını ve toplumsal refahını da geciktirme riski taşıyor. Bu nedenle, ülkemizin ortak geleceği için bu programa sahip çıkmak hepimizin sorumluluğudur. Bu program sayesinde pek çok riske karşı güçlü ve etkili çözümler üretmiş durumdayız. Elbette kısa vadede bazı sıkıntılar yaşanabilir ve bu olağandır. Ancak şundan eminiz: Türkiye ekonomisi bu geçici zorlukları aşacak güç, direnç ve kapasiteye fazlasıyla sahiptir. Çünkü bu program yalnızca bir ekonomik düzenleme değil; Türkiye’nin daha güçlü, daha öngörülebilir ve daha adil bir geleceğe yürüyüşünün temel aracıdır. Bu hedefe de ancak hep birlikte, ortak akıl, toplumsal dayanışma ve sağduyu ile ulaşabiliriz” diye konuştu. 2026 refahın daha çok hissedildiği güvenin pekiştiği bir yıl olacak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, program ile şimdiye kadar dış kırılganlıkların azaldığı, şoklara karşı direncin arttığı ve makro-finansal istikrarın güçlendiğine işaret ederek, “Artık, kısa vadeli dalgalanmaların ötesine geçen, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyümenin temellerini inşa ediyoruz. Ayrıca küresel yapısal sorunlara karşı da önemli avantajlarımız var. Bu nedenle, önümüzdeki döneme dair iyimser olmak için güçlü gerekçelere sahibiz. İçinde bulunduğumuz süreci sadece riskleri yönetmek için değil, ekonomimizi daha rekabetçi kılacak yapısal dönüşümleri hayata geçirmek için önemli bir fırsat olarak görüyoruz. 2026 yılı refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Şimşek, 2026 yılına ilişkin beklentilerini anlatırken 6 ana başlıkta rahatlamanın hissedileceğini aktardı. Bu başlıkları şöyle sıraladı: -Vatandaşlarımızın alım gücü artacak, -Finansmana erişim kolaylaşacak, -Reel sektör üzerindeki belirsizlikler azalacak, -Piyasalarda öngörülebilirlik güçlenecek, -İstihdam ve gelir artışı ivme kazanacak, -Uyguladığımız reformlar somut sonuçlar vermeye başlayacak. Konjonktüre göre yeni destek paketleri yolda Bakan Şimşek ile iş dünyasının finansman sorununu konuşurken şu bilgileri verdi: “Finansmana erişimde geçici bir sıkılık var. Ancak esnafımız, üreticimiz ve ihracatçımız, TL kredi büyüme sınırının dışındadır. Ayrıca çiftçimizin ve esnafımızın kullandığı kredinin finansman maliyetinin önemli bir kısmını devlet olarak biz karşılıyoruz. Çiftçimizin kullandığı kredilerdeki her 10 liralık maliyetin 7 lirasını, esnaf ve ihracatçılarımızın kredilerinde ise her 10 liralık maliyetin 5 lirasını biz karşılıyoruz. İhracatçılarımıza sağladığımız destekler tarihî seviyelere ulaştı. Reeskont kredilerinin günlük limitini 13 kat artırdık. Eximbank’ın sermayesini 4 katına çıkardık. Sadece geçen yıl 18 bin ihracatçımıza 49 milyar dolar finansman sağladık, bu firmaların %83’ü KOBİ’ydi. 2025 hedefimiz 52 milyar dolar. Sadece yılın ilk dört ayında 15,7 milyar dolar kredi kullandırdık. Teminat sorunlarına da yapısal çözümler ürettik. Artık teminat olarak yalnızca banka teminat mektupları değil; kefalet kuruluşları, gayrimenkul ipoteği, şahıs ve firma kefaletleri ile açık krediler de kabul ediliyor. KOBİ’lerimizi de desteklemeye devam ediyoruz. Şu an 15 farklı Hazine destekli kefalet paketi yürürlükte ve toplam 114 milyar TL’lik finansman imkânı sağlanıyor. Mart ayında bunun 50 milyar TL’sini devreye aldık, özellikle ihracatçı KOBİ’lere yönlendirdik. Geçtiğimiz haftalarda da imalatçı KOBİ’lerimiz için 30 milyar TL’lik yeni bir paket açıkladık. Bu kaynaklar tüm KOBİ’lerimizin yatırım ve işletme harcamaları için hazır. Ekonomik konjonktür ve sektörlerin ihtiyaçlarına göre yeni destek paketlerini de hızla devreye alacağız. Önceliğimizi ve enerjimizi, ülkemizin kapasite açığı olan sektörlerde üretime odaklandırmak durumundayız. Bu kapsamda, YTAK, Hit-30 ve yeni nesil yatırım teşvikleriyle, üretmek isteyen herkesin yanında olmaya kararlılıkla devam edeceğiz.” 473 bin mükellef ilk kez beyanname verdi, toplam beyanname 5 milyonu aştı Bakanlığın kayıt dışı ile mücadelesi de sürerken izaha davet mekanizması etkin bir şekilde kullanılıyor. Bakan Mehmet Şimşek, gelinen noktayı “Artık uygulama safhasındayız ve somut sonuç almaya başladık” sözleriyle özetlerken, sistemin çalışma biçimini beyan ve bildirimlerin yanı sıra, diğer kamu kurumları ve finans kuruluşlarından elde edilen verilerle oluşturulan veri tabanını çapraz kontroller ve yapay zekâ destekli ileri analiz teknikleriyle çalıştırdıklarını anlattı. Denetimlerde özellikle; büyük mükelleflere, geliri yüksek ama beyanı düşük olanlara, banka hesap hareketleri ve IBAN yoluyla tahsilatlara ve yüksek olduğu hizmet sektörleri mercek altına alınıyor. Şimşek’in verdiği bilgiye göre, 2024’te 1 milyon 125 bin, 2025’in ilk 5 ayında ise 654 bin 553 denetim gerçekleştirildi. Yasal düzenlemeyle birlikte hasılat tespiti uygulamasına da geçildi ve 2025’in ilk 5 ayında bu kapsamda 121 bin hasılat tespit denetimi yapıldı. Buna göre 2025’te verilen kira, ücret, menkul sermaye iradı ve diğer kazançlara ilişkin beyanname sayısı 2 milyon 248 bine ulaştı. Bu sayı geçen yıl 1 milyon 811 bindi. 473 bin mükellef bu yıl ilk kez beyanname verdi. Beyanname sayısında yüzde 24 artış yaşanırken, 857,6 milyar TL matrah ve 267,3 milyar TL vergi beyan edildi. Ticari, zirai ve serbest meslek kazancı yönünden ise 2 milyon 747 bin beyanname verildi. Böylece, toplam beyanname sayısı 5 milyonu aştı. Şimşek,“Bizim maksadımız daha çok ceza kesmek değil; vergi bilincini yerleştirmek ve gönüllü uyumu teşvik etmek” açıklamasında bulundu. KKM süreci istikrarsızlığa yol açmadan yönetildi Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) çıkışın 93 haftadır kesintisiz şekilde devam ettiğine işaret ederek, “Bu sayede Türkiye, önemli bir koşullu yükümlülükten kalıcı biçimde kurtulma aşamasına geldi. Bu süreci son derece titiz ve dengeli bir şekilde yönettik, piyasada istikrarsızlığa yol açmadan başarılı bir çıkış sağladık. Üstelik bu çıkış, monetizasyon üzerinden enflasyon riskini de ortadan kaldırarak makroekonomik istikrarımıza katkı sundu. Ağustos 2023 itibari ile 3,4 trilyon TL’ye ulaşan KKM stoku bugün itibari ile 576,2 milyar TL’ye gerilemiş durumdadır. Aynı dönemde KKM’nin toplam mevduat içindeki payı da yüzde 26,2’den yüzde 2,6’ya düştü. Bu dönüşümü gerçekleştirilirken, Merkez Bankası rezervlerini de güçlendirdik. Son iki yılda brüt rezervler yaklaşık 55 milyar dolar artarak 153,2 milyar dolara ulaştı. Program sayesinde Türk lirası varlıklara olan güven yeniden artarken, dolarizasyon eğilimi de tersine döndü. Ağustos 2023’e kıyasla TL mevduatın toplam mevduattaki payı 27,1 puan artarak yüzde 58,7’ye yükseldi. Bu sayede kalıcı bir finansal istikrar zemini oluşturma noktasında da önemli bir yol kat ettik” şeklinde konuştu. 3 yılda 41 milyar dolarlık proje finansmanı sağlanacak Türkiye’nin risk primi 2023 yılı mayıs ayına göre 380 puan düşerken yurtdışından bankaların ve özel sektörün sağladığı kaynaklarda arttı. Mehmet Şimşek, 2023 yılı Ocak–Mayıs döneminde bankaların yüzde 97 ve özel sektörün 70 seviyelerinde olan dış borç çevirme oranlarının, Haziran 2023-Mart 2025 döneminde bankalar için yüzde 163, özel sektör için yüzde 135 seviyelerine yükseldiğini hatırlatarak, “Bankaların ve reel sektörün daha uzun vadeli ve daha düşük maliyetli dış finansmana erişim sağlaması, yatırım, üretim ve ihracat kapasitemizi destekleyecek önemli bir gelişmedir. Programa duyulan güven, sadece piyasa finansmanı alanında değil, kalkınma finansmanı cephesinde de kendini gösterdi. Türkiye, çok taraflı kalkınma bankalarıyla etkin iş birliği yürüten ülkeler arasında ön sıralarda yer alıyor. Önümüzdeki 3 yıllık dönemde yaklaşık 41 milyar dolarlık uzun vadeli ve düşük maliyetli proje finansmanı sağlamayı öngörüyoruz. Bu kaynaklar; yeşil ve dijital dönüşüm, afetlere dayanıklı altyapı, sürdürülebilir şehircilik ve kapsayıcı büyümeyi destekleyen kalkınma projeleri için kullanılacak” açıklamasını yaptı. Türkiye’nin büyüme motorları… Bakan Şimşek, terörsüz Türkiye konusunu konuşurken, “Yaklaşık yarım asırdır süren PKK terörüyle mücadelemizin, doğrudan ve dolaylı maliyetleri dikkate alındığında, ülkemize toplam faturası akademik çalışmalara göre yaklaşık 1,8 trilyon dolara ulaşmış durumdadır. Bugün geldiğimiz noktada, terörün sona ermesiyle birlikte artık bu kaynaklar çok daha üretken ve kalkınma odaklı alanlara yönlendirilebilecektir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimiz stratejik kalkınma üslerine dönüşebilecektir. Bu bölgeler; genç ve dinamik nüfusları, zengin yer altı kaynakları, uygun maliyetli yatırım alanları ve yüksek üretim potansiyelleriyle Türkiye’nin yeni büyüme motorları haline gelmeye adaydır” yorumunu yaptı. Cari açık vermeden büyümenin eşiğindeğiz Programın en önemli kazanımlarından birisi de cari açığın belirgin şekilde gerilemesidir. Mayıs 2023’te 55 milyar dolar olan yıllıklandırılmış cari açık, Mart 2025 itibarıyla 12,6 milyar dolara düştü. Temmuz 2024’ten bu yana altın hariç cari fazla veriyoruz. Yani, ılımlı bir büyüme ortamında artık cari açık vermeden büyüyebileceğimiz bir eşiğe yaklaştık. Bu gelişme, dış finansman ihtiyacımızın düşmesine ve dolayısıyla dış kırılganlıklarımızın sınırlanmasına doğrudan katkı sağlıyor. Düşük dış finansman ihtiyacı, aynı zamanda rezerv birikimi ve ülke risk primindeki gerileme açısından da olumlu bir görünüm sunuyor. 2025 yılı genelinde, ana ihracat pazarlarımızda büyümenin sınırlı seyredeceğini öngörüyoruz. Ancak; düşük emtia fiyatları ve ılımlı iç talep sayesinde cari açığın milli gelire oran olarak OVP tahmini olan yüzde 2’nin altında gerçekleşmesini bekliyoruz. Nüfus yaşlanıyor ama fırsat penceresi var Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Dünyada yaşlı nüfus hızla artıyor. 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 5’ten yüzde 10’a çıkması 70 yıldan uzun sürdü. Bu oranın yüzde 15’e çıkması sadece 25 yıl alacak gibi. Türkiye’de de nüfus yaşlanmaya başladı. Ancak, önümüzde en az 15-20 yıllık bir fırsat penceresi olduğunu düşünüyoruz. Kadınların işgücüne katılım oranı düşük, bunu artırarak demografik dönüşümün getirdiği riskleri çok daha iyi yöneteceğiz” açıklamasını yaptı.

Şimşek Katar'da Türkiye'nin yatırım fırsatlarını anlattı Haber

Şimşek Katar'da Türkiye'nin yatırım fırsatlarını anlattı

Şimşek, Türkiye'nin güçlü altyapısı, dinamik iş gücü ve aktif sanayi politikalarına dikkat çekti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Katar Ekonomi Forumu kapsamında bulunduğu Doha'da, Katar Sanayi ve Ticaret Odası ev sahipliğinde düzenlenen reel sektör buluşmasına katılarak, Türkiye'deki yatırım fırsatlarına ilişkin bilgi verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığından edinilen bilgiye göre, Şimşek, Katar'ın başkenti Doha'da yoğun diplomasi görüşmeleri gerçekleştirdi ve Kosova Başbakan Yardımcısı Emilija Redzepi, Katar Maliye Bakanı Ali bin Ahmed el-Kuvari ile görüştü. Temasları kapsamında Şimşek ilk olarak Redzepi ile bir araya geldi. Görüşmede ikili ilişkilerin güçlendirilmesi, ticaret hacminin artırılması ve doğrudan yatırımların teşviki konuları ele alındı. Şimşek, Katar Maliye Bakanı el-Kuvari ile de kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdi. Toplantıda, Türkiye ile Katar arasındaki güçlü siyasi ilişkilerin ekonomik işbirliğiyle daha da derinleştirilmesi ve çeşitlendirilmesi üzerinde duruldu. Ticaretin artırılması, karşılıklı yatırımların teşviki ve üçüncü ülkelerde ortak projelere yönelik işbirliği fırsatları ele alındı. Küresel sorunlara karşı türkiye'nin direnci Şimşek, Katar Sanayi ve Ticaret Odası ev sahipliğinde düzenlenen reel sektör buluşmasına da katıldı. Etkinlik, yoğun ilgi ve yüksek katılımla gerçekleştirildi. Bakan Şimşek burada kapsamlı bir sunum yaptı. Sunumunda, Türkiye'nin doğrudan yabancı yatırımcılar için sunduğu stratejik avantajlara dikkati çeken Şimşek, uygulanmakta olan istikrar ve reform programındaki son gelişmelere değindi, küresel ölçekte yaşanan yapısal kırılmalara rağmen Türkiye'nin güçlü altyapısı, dinamik iş gücü, imalat ve hizmetler sektöründe sunduğu fırsatlar ve aktif sanayi politikalarıyla öne çıktığını anlattı. Ayrıca, bu toplantıda iki ülkenin özel sektörleri arasında işbirliğini daha dinamik ve sonuç odaklı hale getirmek amacıyla ortak bir çalışma grubu kurulmasının faydalı olacağı değerlendirildi. Bu yönde atılacak bir adımın somut işbirliği alanlarının önünü açması bekleniyor.

Şimşek: Son 4 yılın en düşük ocak ayı verisi gerçekleşti Haber

Şimşek: Son 4 yılın en düşük ocak ayı verisi gerçekleşti

Bakan Şimşek, uygulanan politikalar sayesinde temel mallarda yıllık enflasyonun yüzde 24 ile son 38 ayın en düşük seviyesinde olduğunu belirtti. Şimşek ayrıca, "Son 4 yılın en düşük ocak ayı verisi gerçekleşti" dedi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ocak ayına ilişkin Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) rakamlarını açıkladı. Buna göre, TÜFE'deki değişim 2025 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 5,03, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 5,03, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 42,12 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 56,35 olarak gerçekleşti. Bakan Şimşek: 4 yılın en düşük ocak ayı verisi Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise, X hesabından enflasyon verilerini yorumladı ve şunları söyledi: Ocakta yıllık enflasyon geçen yıla göre 23 puan azalarak yüzde 42,1’e geriledi. Kararlılıkla uyguladığımız politikalarla temel mallarda yıllık enflasyon yüzde 24 ile son 38 ayın en düşük seviyesinde. Hizmet enflasyonu ise geçen yıla göre 27 puan gerileyerek yüzde 62,9 oldu. Dönemsel etkilerle aylık enflasyon arttı. Ancak programımızın diğer adımlarıyla birlikte bütçe imkânları dâhilinde enflasyon hedefiyle uyumlu belirlediğimiz yönetilen ve yönlendirilen fiyatların da katkısıyla son 4 yılın en düşük ocak ayı verisi gerçekleşti. Maliye politikasındaki duruşumuz, talepteki dengelenme ve arz yönlü adımlarımızla enflasyondaki düşüş devam edecek.

Şimşek'ten asgari ücret açıklaması Haber

Şimşek'ten asgari ücret açıklaması

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Bu yıl en düşük memur maaş artışı yüzde 78. Enflasyonun 1,7 katı. En düşük emekli aylığı yüzde 68 arttı, enflasyonun 1,5 katı. Asgari ücret de muhtemelen enflasyonun üzerinde seyredecek" dedi. 2023 yılının ikinci yarısından bu yana uyguladıkları Orta Vadeli Program sayesinde önemli kazanımların olduğunu belirten Şimşek, öncelikle makrofinansal istikrarı güçlendirdiklerini söyledi. Ekonomide yeniden dengelenmeyi sağladıklarını ve şoklara karşı dayanıklılığın artırıldığını dile getiren Şimşek, cari açığın milli gelire oranının yüzde 5,5'ten yüzde 1'in altına inmiş olmasının değerli olduğunu söyledi. Bakan Şimşek, rezervleri artırarak rezerv düşüklüğünü endişe kaynağı olmaktan çıkardıklarını vurgulayarak, bunun "carry trade üzerinden sağlandığı" yönündeki iddialarının doğru olmadığını, artışın üçte ikisinden fazlasının uzun vadeli, makul maliyetli dış kaynak ve Türkiye'deki portföy tercihlerinden kaynaklandığını dile getirdi. Son 1,5 yılda ülke risk priminin 450 baz puandan fazla düştüğünün, aynı dönemde gelişmekte olan ülkelerdeki risk primindeki düşüşün bunun 10'da biri olduğunun altını çizen Şimşek, "Program yoksa, program başarılı bir şekilde uygulanmıyorsa ülkenin risk primi kendisine benzer ülkelerden nasıl oluyor da aynı dönemde 10 kattan fazla düşüyor, diye sormak lazım." ifadelerini kullandı. Türkiye'nin dış kaynak maliyetinin yüzde 30 düştüğünü belirten Şimşek, reel sektör ve bankaların çok daha uygun koşullarda finansmana eriştiğine dikkati çekti. Türk lirasına güven kazandırdıklarını anlatan Şimşek, program öncesi yüzde 36 seviyesine düşen Türk lirasının toplam mevduat içindeki payının yüzde 57'yi aştığını bildirdi. "2024'te devam eden KKM hesaplarından herhangi bir zarar söz konusu değil" Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Kur Korumalı Mevduat (KKM) konusundaki eleştirilere yanıt vererek, "KKM, tam 68 haftadır kesintisiz şekilde düşüyor. KKM stoku geçen sene 3,4 trilyon lirayla zirvedeydi, bugün itibarıyla 1,2 trilyon liranın altına düştü. 2024'te mevduat faizi ortalama yüzde 54,6 ama kur artışı bunun yarısı bile değil. Dolayısıyla 2024'te devam eden KKM hesaplarından herhangi bir zarar söz konusu değil." diye konuştu. Programın bir unsurunun da mali disiplini güçlü şekilde yeniden tesis etmek olduğunu ifade eden Şimşek, deprem harcamalarına rağmen bütçe açığını kontrol altına aldıklarını ve düşürmeye başladıklarını söyledi. Şimşek, Türkiye'nin bu sene dünyada 3 büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından notu 2 kademe birden artan tek ülke olduğuna işaret ederek, programın hedeflerine değindi. Programı uygularken küresel ekonomideki gelişmeleri de yakından takip ettiklerini kaydeden Şimşek, "Küresel koşullar, programın başında zordu. Çünkü geçen sene küresel faizler yüksekti. Küresel ticarette artış zayıftı ve ticaret ortaklarımızın büyümesi oldukça düşüktü. Ancak 2025'te küresel koşullar program açısından çok daha elverişli hale gelecek. Çünkü 2025'te ticaret ortaklarımızın büyüme performansının iyileşmesi bekleniyor. Bu yıl faiz indirimlerine başlayan gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankalarının önümüzdeki dönemde de indirimlere devam etmesi, yani küresel finansal koşulların daha elverişli olması bekleniyor. Emtia fiyatlarının düşük seyredeceği tahmin ediliyor. Bütün bunlar program açısından olumlu." değerlendirmesinde bulundu. "Enflasyonu kalıcı olarak düşürmek için gerekli zemini oluşturduk" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde AK Parti hükümetleri olarak her zaman daha müreffeh Türkiye inşa etme hedefiyle çalıştıklarını anlatan Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Makroekonomik dengesizlikleri gidermek için uyguladığımız politikalarla 2024'te iç talep yavaşladı ve ekonomide yeniden dengelenme başladı. Dezenflasyon sürecinde büyüme öngörülerimiz doğrultusunda. Kısa vadede yavaşladı. Ancak bu geçicidir. Sanayi üretimindeki sınırlı daralmaya bakarak genel ekonomik gidişata ilişkin yorum yapmak eksiklik olacak. Çünkü ekonominin geri kalan yaklaşık yüzde 79'u büyümeye devam etmektedir. Önümüzdeki yıl daha destekleyici olacak olan küresel koşullarla birlikte dezenflasyon sayesinde oluşacak elverişli yurt içi finansal koşullar ve artan reel sektör güveninin ekonomik aktiviteyi olumlu etkilemesini bekliyoruz." Şimşek, uyguladıkları politikalar sayesinde enflasyonun bu yılın mayıs ayındaki zirve seviyesine göre 28 puan gerilediğinin altını çizerek, şunları kaydetti: "Dezenflasyona yönelik politikalara daha geç tepki veren ve geriye dönük fiyatlamanın olduğu hizmetlerde enflasyon yüksek seyrediyor. Vatandaşlarımız müsterih olsun. Gıdadan dayanıklı mallara, eğitimden ulaştırmaya birçok alanda enflasyonda hissedilebilir yavaşlama başladı. 2025'te devam edecek. Enflasyonu kalıcı olarak düşürmek için gerekli zemini oluşturduk, çerçeve şekillendi. 2025'te 4 temel faktör nedeniyle enflasyon düşmeye devam edecek. Birincisi, para politikasının gecikmeli etkisi daha belirgin hale gelecek. İkincisi, bütçe açığını azaltarak, kamu maliyesinin enflasyonla mücadeleye daha güçlü destek vermesini sağlayacağız. Üçüncü olarak bütçe imkanları çerçevesinde bazı yönetilen ve yönlendirilen fiyatları enflasyon hedefiyle uyumlu şekilde belirleyeceğiz. Son olarak gıda, konut ve enerji gibi temel alanlarda arzı artıracak proje ve reformlara hız vereceğiz." "Vergi adaletini güçlendirmeyi amaçlıyoruz" Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, yaklaşık 56 milyar dolar olan cari açığın bugün yaklaşık 8 milyar dolar seviyesine düştüğünü ifade ederek, cari açıkta düşüşü kalıcı hale getirmek için yapısal reformların hızlandırılması gerektiğini dile getirdi. Kamuda harcama disiplinini sağlayacak adımları attıklarını anlatan Şimşek, "Kamu İhale Kanunu'nda çok kapsamlı revizyona gittik. Buna ilişkin düzenlemeleri grubumuza gönderdik. KİT yönetişim reformu konusunda da yapısal reformu tamamlayıp yine taslağı partimizin yetkililerine ilettik." dedi. Şimşek, Uluslararası Finans Enstitüsü verilerine göre, 60 gelişmiş ve gelişmekte olan ülke arasında Türkiye'nin en düşük kamu borcuna sahip 6'ncı ülke olduğunun altını çizerek, kur riskini azaltmak amacıyla ağırlıklı olarak Türk lirası cinsinden borçlandıklarını, borcun vadesini uzatarak stokun refinansman riskini azalttıklarını, faiz riskini azaltmak için değişken faizli borçlanmanın payını sınırladıklarını ve güçlü nakit rezervi tutuklarını belirtti. Vergi adaletini güçlendirmeyi amaçladıklarını vurgulayan Şimşek, yapılan vergi düzenlemelerine değindi. Vergi harcamalarını başta vergi adaleti olmak üzere, ekonomik, sosyal ve çevresel hedefleri desteklemek için etkin politika aracı olarak kullandıklarına dikkati çeken Şimşek, Türkiye'nin büyüme potansiyelini artıran, istihdama katkı sunan yatırım, üretim, AR-GE, ihracat faaliyetlerine vergisel teşvikler verdiklerini söyledi. Şimşek, "vergi harcamalarının sadece sermaye kesimine sağlandığı yönündeki" iddiaların da gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, "En büyük vergi harcama kalemi nedir biliyor musunuz? Asgari ücretten vergi almamamızın 2025'teki maliyeti 853 milyar lira. Bütün vergi harcamalarının neredeyse 3'te biri. AR-GE faaliyetleri ve istihdam sağlayacak yatırımlar için 683 milyar lira vergi harcaması öngörüyoruz. Biz yatırımları desteklemeyelim mi? AR-GE'yi desteklemeyelim mi?" diye konuştu. Kayıt dışılıkla mücadele kapsamında yapılan denetimlere ilişkin bilgi veren Şimşek, vergi borçlarının silindiği iddialarının da gerçeği yansıtmadığına işaret etti. Şimşek, "Meclisimizin kanun düzenlemesiyle ancak alacaklar silinebilir." ifadesini kullandı. "Aylık ve ücretlerde iyileştirmelerle enflasyonun üzerinde artış yapıldı" Bakan Şimşek, çalışanların ve emeklilerin her zaman yanında olduklarını vurgulayarak, aylık ve ücretlerde iyileştirmelere gidildiğini ve enflasyonun üzerinde artış yapıldığını söyledi. Buna ilişkin örnekler veren Şimşek, "Çalışanlarımızı, emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Bu programda da hedefimiz bu yönde, değişmedi. Enflasyon şu anda yüzde 47'dir, yıl sonu muhtemelen yüzde 45 olacak. Bu yıl en düşük memur maaş artışı yüzde 78. Enflasyonun 1,7 katı. En düşük emekli aylığı yüzde 68 arttı, enflasyonun 1,5 katı. Asgari ücret de muhtemelen enflasyonun üzerinde seyredecek." değerlendirmelerinde bulundu. Bütçede öğrencilerin, gençlerin, engellilerin, 65 yaş üstü büyüklerin, çiftçilerin, esnafın, sanatkarların, çalışanların, emeklilerin ve toplumun bütün kesimlerinin bulunduğunu belirten Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Temelleri sağlamlaştırmak hususunda önemli mesafeler kaydettik. Küresel ekonomide karşı karşıya kaldığımız meydan okumaların ve ülkemizdeki yapısal sorunların kolay çözümü olmadığını biliyoruz, kabul ediyoruz. Bu sorunları çözmek için uyguladığımız bir program var, bunu kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Çünkü amacımız bir taraftan makrofinansal istikrarı tesis etmek, bir taraftan tabii ki temel sorunları çözmektir. Kaynaklarımızı daha verimli kullanarak yatırımı, istihdamı, ihracatı artıracağız. Enflasyon yeni bir sorun değil. 70'lerde, 80'lerde, 90'larda da sorundu. AK Parti döneminde tek haneye indirmiştik, tekrar tek haneye indireceğiz."

Şimşek: En önemli makro dengesizlik yüksek enflasyon Haber

Şimşek: En önemli makro dengesizlik yüksek enflasyon

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı sunumda yönetilen fiyatların enflasyon hedefiyle uyumlu şekilde belirleneceğini belirtti. Komisyon, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş'un başkanlığında toplandı. Plan ve Bütçe Komisyonunda bugün Hazine ve Maliye Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Kamu İhale Kurumu, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunun bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Yatırımcı Tazmin Merkezi ile Bankalararası Kart Merkezi AŞ'nin Sayıştay raporları görüşülecek. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in sunumunda öne çıkan ifadeler şunlar oldu: En önemli makro dengesizlik yüksek enflasyon. Para politikasının gecikmeli etkisi daha net görülecek. Yönetilen fiyatlar enflasyon hedefiyle uyumlu belirlenecek. Yıllık enflasyon öngördüğümüz gibi Mayıs'ta zirveye ulaştı. Haziran'da başlayan dezenflasyon süreci devam ediyor. Son 5 ayda yıllık enflasyon 26,9 puan azalarak yüzde 48,6’ya geriledi. Para politikasına hassasiyeti yüksek olan temel mallarda enflasyon düşüşü daha belirginken, dünyada olduğu gibi bizde de hizmetlerde atalet yüksek seyrediyor. Özellikle geriye dönük fiyatlama davranışının yüksek olduğu kira ve eğitim grubundaki yıllık artışlar ve kiralardaki yüzde 25’lik tavan uygulamasının kalkması enflasyondaki düşüşü sınırlamıştır. Enflasyondaki katılıkların giderilmesi zamana yayılsa da, Ekim ayında tüm kesimler için 12 ay sonrası enflasyon beklentilerinin son iki buçuk yılın en düşük seviyesine gerilemesi bu konudaki olumlu gidişata işaret ediyor. Enflasyondaki düşüş ve destekleyici küresel koşullarla birlikte, gelecek yılın ikinci yarısından itibaren ekonomik aktivitede göreli bir toparlanma öngörüyoruz. Ülkemizde vergi yükünün yüksek olduğu algısı gerçeği yansıtmıyor. Toplam vergi yükü sıralamasında yüzde 20,8 ile 38 OECD ülkesi arasında en düşük vergi yüküne sahip üçüncü ülkeyiz. Vergi yükü ortalaması OECD’de yüzde 34, AB’de ise yüzde 41,2 seviyesindedir. Düşük kamu borcumuza rağmen dezenflasyonu desteklemek, kamu tasarruflarını artırarak cari açığı azaltmak ve yapısal dönüşüm için mali alan yaratmak amacıyla bütçe disiplinini sürdüreceğiz. Kayıt dışı faaliyetlerin yarattığı haksız rekabeti gidermek ve devletin gelir kaybını azaltmak için gereken tedbirleri alıyoruz. Kira sözleşmelerinin e-Devlet kapısı üzerinden hazırlanmasına imkân sağladık. Akaryakıt satışlarında plaka bilgilerinin otomatik tanımlanmasına imkân sağlayan Ulusal Taşıt Tanıma Sistemini geliştirdik. 1 Ocak 2025’te uygulamaya başlayacağız. TL borçlanma mesajı Borçlanma politikamızı dört stratejik ölçüt üzerinden yürütüyoruz. Birincisi; kur riskini azaltmak için ağırlıklı olarak TL cinsinden borçlanıyoruz. TL cinsi borcun stok içindeki payını 2023 sonuna göre 6 puan iyileştirerek yüzde 42’ye çıkardık. İkincisi; borcun vadesini uzatarak stokun refinansman riskini düşürüyoruz. Vadesine 1 yıldan az kalan senetlerin stok içindeki payını 6 puan azaltarak yüzde 17 seviyesine düşürdük. Üçüncüsü; faiz riskini azaltmak için değişken faizli borçlanmanın payını sınırlıyoruz. Merkezi yönetim borç stokunun yüzde 70’i sabit faizli borçlardan oluşuyor. Son olarak; güçlü nakit rezervi tutarak, olumsuz piyasa koşullarına karşı likidite ve refinansman riskini yönetiyoruz.

Şimşek: Sporcuları izaha davet edeceğiz Haber

Şimşek: Sporcuları izaha davet edeceğiz

Gelir İdaresi Başkanlığı, kayıt dışı ekonomiyle mücadele çalışmaları kapsamına farklı sektör ve meslek kollarına ilişkin denetimlerini sürdürüyor. Başkanlık, beyan dışı bırakılan yüksek tutarlı sporcu ücretlerine ilişkin çalışma başlattı. Sporcuların aldığı yüksek ücretlere ilişkin beyanda bulunup bulunmadığını kontrol eden Gelir İdaresi, 2021, 2022 ve 2023 yıllarında futbol, basketbol ve voleybol branşlarında oynayan profesyonel sporculara kulüplerce ödenen ücretlerden bazılarının beyan dışı bırakıldığını tespit etti. Gelir Vergisi Kanunu uyarınca kulüpler sporculara ödediği ücretlerden vergi kesintisi yapıyor. Sporcuların elde ettiği ücret geliri, gelir vergisi tarifesinin 4'üncü dilimini aştığı takdirde bu meslektekilerin beyanname vermesi ve artan oranlı hesaplanan vergi ödemesi gerekiyor. Yürütülen çalışmada, 1900 sporcu analiz edildi. Gelir İdaresi Başkanlığı verileri, kulüplerin beyanları, sözleşme bilgileri, ulusal ve uluslararası basında yer alan haberler ve kulüpler tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformuna yapılan transfer bilgileriyle çapraz kontrole tabi tutuldu. Çalışma sonucu 2021-2023 yıllarında elde edilen ücret gelirlerinde büyük vergi kayıpları saptandı. Aralarında milyon dolarlık kontratlara sahip yıldız isimlerin de olduğu 400 sporcunun, son 3 yılda yaklaşık 5 milyar lira ücret gelirini beyan dışı bıraktığı ve 100 sporcunun da beyanname vermesine rağmen ücret gelirini bildirmediği belirlendi. İzaha davet edilecekler Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Gelir İdaresi Başkanlığının söz konusu sporcuları izaha davet edeceğini ve beyan dışı bırakılan kazançlarını beyan etmelerini isteyeceğini söyledi. Şimşek, "İzaha davet kapsamında gerekli yükümlülükleri yerine getirmeyen sporculardan ödenmeyen vergi cezalı şekilde talep edilecek." dedi. Vergide adalet ve verimlilik ilkesi çerçevesinde kayıt dışı ekonomiyle mücadeleye yönelik denetimlerinin sürdüğünü vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti: "Maliye olarak 'çok kazanan ancak düşük gelir beyan edenlerin' kapısını çalmayı sürdürüyoruz. Yüksek gelir elde eden ve gelirini gizleyenlere yönelik denetim çalışmalarımız devam edecek. Kayıt dışı olandan vergi almak için ne gerekiyorsa yapacağız."

Şimşek: Enflasyonda yılı yüzde 40 seviyesinde kapatacağız Haber

Şimşek: Enflasyonda yılı yüzde 40 seviyesinde kapatacağız

Görebildiğimiz kadarıyla bugünkü piyasaya yansımaları geçicidir. Burada önemli olan Amerika'nın başarıp başaramayacağıdır. Önümüzdeki dönemde veriler bu çerçevede değerlendirilecek. Japonya'da yaşanan durum hariç Piyasa yumuşak inişin başarıldığını düşünüyor.  Küresel çöküntü kaynaklı petrol ve emtia fiyatlarında düşüş bizi olumlu etkiler. "Çektiğimiz sıkıntıya değecek, programımız milletimizi pahalılıktan kurtaracak" Reform programımız milletimizi pahalılıktan kurtaracak. Bu yıl zorlu geçiş yılıydı, çektiğimiz sıkıntıya değecek. Programızın özü dezenflasyon. Biz bunun için 1 yıllık geçiş dönemi öngördük. Ekosistemi yeniden kurgulamamız gerekiyordu. Biz geçiş dönemini bitirdik. Önümüzdeki 12 ay için piyasa beklenti yüzde 30, önümüzdeki 24 için yüzde 19 civarı. "Enflasyonda yılı yüzde 40 seviyesinde kapatacağız" Biz hedeflerimize yakınsadıkça beklentilerinde yakınsayacağını umuyoruz. Enflasyonu düşürmekte kararlıyız. 2025 yılında ilk rahatlamayı göreceğiz. İlk yılımız zorlu bir yıldı. Çünkü geçiş dönemiydi. Enflasyonda yılı yüzde 40 seviyesinde kapatacağımıza inanıyoruz. "Enerjideki fiyat artışlarını enflasyon patikasıyla uyumlu yaptık, burada bir sürpriz yok" Orta Doğu'daki gerginlikleri önemsiyoruz. Risk iştahındaki gelişmeler bizi de etkiliyor. Enerjideki fiyat artışları enflasyon patikasıyla uyumlu yaptık 2024 yılı için. Burada bir sürpriz yok. Yıl sonu enflasyon hedeflerini tutturmaya ilişkin bir endişemiz yok. "2024'te üç kredi derecelendirme kuruluşu tarafından kredi notu artırılan tek ülkeyiz" 2024 yılında üç kredi derecelendirme kuruluşu tarafından kredi notu artırılan tek ülke Türkiye. Şu an piyasalar Türk varlıklarını en az bir kademe üstte fiyatlıyor. Ancak yatırım yapılabilir statüsünü almak zaman alır. Biz 1993 yılından 2013'e kadar olan dönemde biz bu statüyü kaybettik. Bu bir süreç işidir. Şimdi o kadar sürmez çünkü programız çok güçlü.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Ekometre En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.