SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ekonomik Kriz

Ekometre - Ekonomik Kriz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ekonomik Kriz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İmalat Sanayinde bıçak kemiğe dayandı Haber

İmalat Sanayinde bıçak kemiğe dayandı

Enflasyonla mücadele kapsamında yaklaşık 2,5 yıldır uygulanan yüksek faiz ve düşük kur politikaları sanayide çarkları yavaşlatmaya devam ediyor. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI ve İSO Sektörel PMI anketleri tablonun bir süre daha iyiye gitmeyeceğini ortaya koyarken üretim, istihdam ve yeni siparişlere ilişkin tablonun imalat sanayinde daha da negatif bölgeye çıpa attığını gözler önüne serdi. Zorlu faaliyet koşulları ile yılın son çeyreğine kendini atabilen imalat sanayinde, faaliyet koşulları bozulmaya devam ederken, manşet PMI 46,5’e gerileyerek son 3 ayın en düşük seviyesini gördü. Rapor, üretimde yavaşlama eğiliminin 19’uncu aya ulaştığını ortaya koyarken, anket katılımcılarına göre üretimde azalmaya yol açan temel faktörler, talepteki durgunluk ve yeni siparişlerdeki yavaşlama oldu. Zira anket verilerine göre de hem iç pazar hem de ihracata yönelik yeni siparişler ekimde de yavaşlamaya devam etti. Talebin düşük seyri, üreticilerin istihdamını korumasını da zorlaştırdı. Rapora göre, ayrılan personelin yerine yenilerinin alınmaması, istihdamdaki kesintisiz daralma eğiliminin ekimde 11’inci aya ulaşmasına neden oldu. En düşük PMI kara ve deniz taşıtlarında ölçüldü Merve Yiğitcan'ın haberine göre, sektörel PMI sadece gıda sektöründe eşik değer olan 50’nin hafif üzerinde seyrederken, diğer 9 sektörde negatif bölgede yer aldı. Ekim ayında en düşük PMI verisi 42,7 ile kara ve deniz taşıtları sektöründe ölçülürken, onu 43,7 ile ağaç ve kağıt ürünleri; 44,6 ile de makine ve metal ürünler izledi. On sektörün tamamında üretim yavaşlarken, en keskin daralma kara ve deniz taşıtları sektöründe yaşandı. En fazla daralma yaşanan diğer sektörler de sırasıyla ağaç ve kağıt ürünleri ile giyim ve deri ürünleri oldu. Yeni siparişlerde ise 10 sektörden yalnızca birinde görülen genişleme sayesinde kısmen daha pozitif bir görünüm ortaya çıktı. Gıda ürünlerinde yeni siparişler üst üste üçüncü ay arttı, ancak bu artış ılımlı düzeyde gerçekleşti. En sert düşüş ise ağaç ve kağıt ürünlerinde yaşandı. Ana metal sanayi, kara ve deniz taşıtları ile makine ve metal sektöründe de yeni siparişlerde belirgin düşüş gözlemlendi. Rapora göre, yeni ihracat siparişlerinde ise en belirgin yavaşlama tekstil ürünleri ile giyim ve deri ürünlerinde gerçekleşti. Burada da on sektörden dokuzu daralma bölgesinde yer alırken, söz konusu eğilimin tek istisnası, yurt dışından alınan yeni sipariş hacminin yatay seyrettiği gıda ürünleri sektörü oldu. En yüksek enflasyon gıda ve makinede Rapora göre, sektörlerin büyük bölümünde satın alma faaliyetleri de yavaşlarken, sadece gıda ürünlerinde yeni siparişlerin artmasıyla birlikte girdi alımlarının yükseldiği görüldü. Raporda, “Girdi talebindeki zayıflık, anket kapsamında izlenen sektörlerin yarısında tedarikçilerin teslimat sürelerinin kısalmasına yol açtı. Tedarikçi performansında en belirgin iyileşme kimyasal, plastik ve kauçuk sektöründe gözlendi. Girdi maliyetleri, takip edilen on sektörün tamamında keskin bir şekilde artmaya devam etti. En hızlı yükseliş makine ve metal ürünlerinde, en düşük enflasyon ise giyim ve deri ürünlerinde kaydedildi” bilgisi yer aldı. Ekim ayında girdi maliyetlerindeki belirgin artışa bağlı olarak nihai ürün fiyatları da genel olarak yükseltildi. Talepteki düşüşün hız kestiği tekstil sektörünün de artış yapmasıyla birlikte, son sekiz aydır ilk kez, on sektörün tamamı satış fiyatlarını yükseltmiş oldu. En yüksek enflasyon, birbiriyle aynı oranda olmak üzere gıda ürünleri ile makine ve metal ürünleri sektörlerinde görüldü. Metal ve elektrik sektöründe çalışan sayısı arttı Yaşanan bu gelişmeler, imalatçıların istihdamını korumasını da zorlaştırdı. Raporda, Türk imalat sektörlerinin çoğunluğunun yılın son çeyreğine istihdam azaltma eğilimiyle girdiği vurgulandı. Sadece elektrikli ve elektronik ürünler ile ana metal sanayinde çalışan sayıları artış kaydederken, en keskin daralma tekstil ürünleri sektöründe izlendi. Sanayi istihdamındaki daralmayı TÜİK verileri de ortaya koyuyor. TÜİK tarafından ücretli çalışan istatistiği paylaşılan son ay ağustostu. Buna göre, Ağustos 2024’te sanayide ücretli çalışan sayısı 5 milyon 77 bin kişi civarındayken, Ağustos 2025’te bu sayı 4 milyon 892 bin seviyesine indi. Yani Ağustos 2025 itibarıyla 1 yılda sanayi istihdamı 184 bin kişi azaldı.

Geçim sıkıntısı büyüyor Haber

Geçim sıkıntısı büyüyor

Katılımcıların yüzde 40’ı kredi kartı borcunun sadece asgarisini ödeyebildiğini söylerken katılımcıların yüzde 18,3’ü tüm fatura ve aidatlarını ödeyemediğini söyledi. İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) her ay yayımladığı İstanbul Barometresi araştırmasının Eylül 2025 sayısı yayımlandı. Araştırmaya katılan katılımcıların 37,8’i Türkiye ekonomisinin kötüleşeceğini düşünürken, yalnızca yüzde 21,9’u ekonominin iyileşeceğini düşündü. Kendi ekonomisinin iyileşeceğini düşünenlerin oranı ise yüzde 26,1 oldu. Kredi kartı borçları alarmı Araştırmaya göre katılımcıların katılımcıların yüzde 40’ı kredi kartı borcunun sadece asgarisini ödeyebildi. Kredi kartı borçlarının tamamını ödeyebilenlerin oranı bir ayda yüzde 47,6’dan yüzde 40,6’ya düştü. Alt gelir grubunda yüzde 11,3 kredi kartına hiçbir ödeme yapamadı. Geçim sıkıntısı büyüyor Anketteki katılımcıların yüzde 53,9’u “geçinmekte zorlandığını” belirtti. Katılımcıların yüzde 31,4’ü ise artık temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığını söylerken bu oran geçen ay yüzde 22,1’di. Raporda, “Eylül ayı itibarıyla İstanbul’da her üç kişiden biri temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor” denildi. Katılımcıların yüzde 49,5’i hanesinde yeterli gıdaya ulaşamama endişesi yaşadı. “Sıklıkla endişe duydum” diyenlerin oranı yüzde 17,9’a çıktı. Gıda harcamaları, İstanbul’daki yaşam maliyetinin en hızlı artan kalemi olmaya devam etti. İstanbullu faturasını ödeyemedi Eylül ayında katılımcıların yüzde 18,3’ü tüm fatura ve aidatlarını ödeyemediğini bildirdi. En çok aksayan ödemeler arasında ilk sırada elektrik faturası (yüzde 61) yer alırken onu su faturası (yüzde 52,7) ve doğal gaz faturası (yüzde 44,5) takip etti. Katılımcıların büyük bölümü önümüzdeki 6 aya dair ekonomik risklerin artacağını düşündü. Ankete katılanların yüzde 73,5’i işsizliğin artacağını, yüzde 87,1’i dövizin yükseleceğini, yüzde 40,7’si ekonomik büyümenin azalacağını düşünüyor.

Orta Vadeli Program bugün açıklanacak Haber

Orta Vadeli Program bugün açıklanacak

2025-2027 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) bugün kamuoyu ile paylaşılacak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Orta Vadeli Program'ın temel çerçevesinin değişmediğini ifade etmişti. Güncellenmiş OVP ile ilgili uzun bir süredir çalıştıklarını belirten Yılmaz, "Üç temel güncelleme söz konusu. Makroekonomik değerler, büyümeden tutun milli gelire, ihracattan tutun turizme, makro rakamlarımızı güncellemiş olacağız. Enflasyon rakamları yine bunun içinde. Bütçe büyüklüklerimiz, bütçe açığımızın ne olacağı, harcamalarımız, gelirlerimiz bütün bu rakamlar Orta Vadeli Programımızda yer alacak" ifadelerini kullanmıştı. 3 ayaklı yeni strateji Yılmaz, üç ayaklı stratejiyle hareket ettiklerini belirterek, "Para politikaları, maliye politikaları ve yapısal reformlar. Bunu yine güncel OVP'de göreceksiniz. Öngörülebilirliği artırıcı bir şekilde, gerçekçi, tutarlı bir programı toplumumuzla ve ilgili kesimlerle paylaşmış olacağız" değerlendirmesinde bulunmuştu. İstikrar pekişecek Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise, 2025-2027 dönemini kapsayacak olan OVP'nin iyileşen güven ve istikrar ortamını pekiştireceğine dikkat çekerek, "Kalıcı fiyat istikrarını sağlayarak sürdürülebilir büyümenin zeminini sağlamlaştıracak ve vatandaşlarımızın refahını artıracak politikaları kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz" açıklamasını yapmıştı.

Borçlara yapılandırma mı geliyor? Haber

Borçlara yapılandırma mı geliyor?

Sosyal Güvenlik Uzmanı Mehmet Akif Cenkci, yaklaşan vergi ve SGK borcu yapılandırmasıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Düzenlemenin ekonomik krizin etkisi altındaki vatandaşlar için kritik bir fırsat sunduğunu belirtti. Cenkci, ekonomik krizle mücadele eden vatandaşlar için bu yapılandırmanın ciddi bir rahatlama sağlayabileceğini ifade etti. Ekonomik krizin etkileri Mehmet Akif Cenkci, vergi borçlarını ödeyemeyen milyonlarca vatandaşın, yeni yapılandırma düzenlemesiyle umutlanacağını söyledi. Cenkci, 1,5 trilyon TL’ye yaklaşan tahsil edilemeyen vergi borçlarının Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in gündeminde olduğunu ve bu borçların yapılandırılmasının vatandaşlar için büyük önem taşıdığını belirtti. Peşin ödeme teşviki Cenkci, Ekim ayında Torba Yasaya eklenecek maddeyle yapılacak düzenlemelerin, peşin ödemede büyük indirimler sağlayarak vatandaşları teşvik etmeyi amaçladığını söyledi. Ancak, bu teşviklerin başarılı olabilmesi için doğru planlanması gerektiğini vurguladı. "Peşin ödeme kolaylıkları sunulması, yapılandırmanın başarısı için kritik" dedi. Belediyelerin borçları Cenkci, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan tarafından CHP’li belediyelerin SGK borçlarının açıklanmasıyla başlayan tartışmalara da değindi. AKP’li belediyelerin de SGK’ya olan borçlarını vurgulayan Cenkci, "Bu yeni yapılandırma düzenlemesi, belediyelerin de SGK borçlarını ödeme konusunda önemli bir fırsat sunacak" dedi. Kapsamlı yapılandırma beklentisi Cenkci, getirilecek yeni düzenlemenin kapsamlı olması gerektiğini ifade etti. Vergi borçları, SGK prim borçları, genel sağlık sigortası borçları gibi birçok kamu borcunun yapılandırma kapsamında yer almasının, borçlu vatandaşlar için büyük önem taşıdığını belirtti. "Bu yapılandırma ile hem vatandaşlar hem de kamu kurumları rahat nefes alabilir" dedi. Cenkci'den uyarılar Mehmet Akif Cenkci, yeni yapılandırma düzenlemesinin önemli bir adım olduğunu ancak bununla birlikte vatandaşların borçlarını ödeyebilmesi için ekonomik koşulların iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Cenkci "Yapılandırma, borçlular için bir fırsat olabilir ancak uzun vadede sürdürülebilir çözümler sunulmalı" diye ekledi.

Türkiye’de 3 kişiden 2’si gelirini kaybetme endişesi taşıyor Haber

Türkiye’de 3 kişiden 2’si gelirini kaybetme endişesi taşıyor

Araştırmada, son dönemde özellikle sağlık hizmetleri konusundaki sigorta çözümlerine yönelik ilginin de arttığı kaydedildi. BNP Paribas Cardif, Ocak-Şubat aylarında 21 ülkeden 21 bin katılımcıyla gerçekleştirdiği "Protect & Project Oneself" (Kendini Koruma ve Planlama) Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Araştırmada Türkiye’de yaşayan katılımcıların en çok kaygılandıkları konular; yüzde 87 ile doğal afetler, yüzde 86 ile kritik hastalıklar ve yüzde 84 ile kazalar oldu. Sigorta sektörünün öncü markaları arasında yer alan BNP Paribas Cardif, Türkiye'de değişen sigorta algısı ve trendlerine ilişkin sonuçların da yer aldığı küresel "Protect & Project Oneself" (Kendini Koruma ve Planlama) Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Ocak-Şubat aylarında 21 ülkeden 21 bin katılımcıyla çevrim içi olarak gerçekleştirilen araştırmada, Türkiye'den ankete katılan her 3 kişiden 2'si gelirini kaybetmekten endişe duyduğunu söyledi. Araştırmanın yapıldığı diğer ülkelerle kıyaslandığında, ülkemiz özelinde farklı konularda endişe düzeyinin oldukça yüksek seyrettiğini görüyoruz. Ülkemizden ankete katılanları en çok kaygılandıran durumlar ise sırasıyla doğal afetler, kritik hastalıklar ve kazalar oldu. Kısa ve orta vadede gelir kaybı endişesi dikkat çekti Maddi kaygılarla ilgili olarak, katılımcıların yarısı ölüm, hastalık veya işsizlik gibi istenmeyen olaylar karşısında kendilerinin veya ailelerinin maddi yük altında kalacaklarını belirtti. Araştırmada, Türkiye’deki potansiyel sigorta müşterilerinin yüzde 87’si doğal afetlerden, yüzde 86’sı kritik hastalıklardan ve yüzde 84’ü ise kazalardan endişe duyduklarını aktardı. Ülkemizden araştırmaya katılanların yüzde 67 gibi büyük bir kısmı ise kısa veya orta vadede gelirlerini kaybetmekten endişe duyduklarını açıkladı. Bu oran, Türkiye'de yaşayan her 3 kişiden 2'sinin düzenli gelir açısından gelecek kaygısı taşıdığını ortaya koydu. Kredi hayat sigortalarına olan ilgi arttı Araştırmalara göre, eğişen sigorta algısı ve eğilimler hakkındaki sonuçlarıyla da dikkat çekti. Beklenmedik yaşam olaylarının olması halinde mevcut yaşam standartlarını koruyamayacaklarını düşünen katılımcıların, özellikle kredi hayat sigortalarına yönelik pozitif bakış açılarının arttığı gözlemlendi. Katılımcıların yüzde 71 gibi büyük bir kısmı, 2020 yılındaki pandeminin etkisiyle sağlık sigortalarına olan ilgilerinin büyük oranda arttığını ifade etti. Katılımcılar, hayat sigortaları ile beklenmedik olaylara ya da kaza riskine karşı koruma altında olduklarını düşündüklerini aktardı. Bu bağlamda sigorta müşterilerinin yüzde 66’sının, sigortacılarından; sağlık uzmanlarıyla görüşme fırsatı, koçluk seansları teminatı, kişiselleştirilmiş kapsamlı destek programları, online bilgi ve tavsiye ile kişiselleştirilmiş dijital uygulamaya erişim gibi taleplerde bulundukları da belirlendi. Bu oran, Şubat 2023'te yaşanan deprem felaketinin etkisiyle Türkiye'de sigorta bilincinin giderek geliştiğinin bir göstergesi olarak yorumlandı. 10 kişiden 8’i sigorta çözümlerine erişmekte zorlanıyor Sigorta çözümlerine erişim konusuna incelendiğinde ise Avrupa'daki sigorta müşterilerinin yaklaşık yüzde 70’i çözümlere sahip olma sürecinde zorluklar yaşadıklarını belirtirken, bu oran Türkiye’de yüzde 80’in üzerinde seyretti. Bunun bir sonucu olarak, araştırmaya katılan tüketicilerin neredeyse yarısı, sigorta çözümü almaktan vazgeçtiğini söyledi. Genel kanı sigortaya erişime engel olan ana faktörün fiyat olduğu yönünde olsa da araştırmada çıkan sonuç bu tezi doğrulamadı. Türkiye’deki tüketiciler; sigorta çözümlerinin içerikleri, çözümlerdeki istisnalar ve çözümlere sahip olma koşulları konularında daha çok netlik beklediklerini ifade etti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.