SON DAKİKA

#Bakan Uraloğlu

Ekometre - Bakan Uraloğlu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bakan Uraloğlu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İstanbul’a 448 yeni radyo frekansı Haber

İstanbul’a 448 yeni radyo frekansı

Bakan Uraloğlu, DAB+’nın, parazitlerden arındırılmış net bir ses deneyimi sunan ve aynı frekansta birden fazla radyo kanalını barındırabilme kapasitesiyle frekans verimliliğini arttıran bir teknoloji olduğunu belirtti. İstanbul’da şu an boş frekans olmadığını ifade eden Uraloğlu, “Artık DAB+ yayınlarına başlamamızla bu durumu ortadan kaldırdık. Bu yeni teknoloji sayesinde gelen taleplere göre 448 yeni frekans sağlayabileceğiz.” dedi.   Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 13 Şubat Dünya Radyocular Günü’nde Dijital Radyo Yayıncılığı Lansman Töreni’nde konuştu. Bakan Uraloğlu, Türkiye’de ilk defa Dijital Ses Yayını Plus (DAB+) teknolojisine geçiş yaptıklarını ifade ederek, “Dijital Yeni Nesil Radyo yayıncılığıyla yepyeni bir dönemi başlatmanın gururunu sizlerle paylaşıyoruz.” ifadelerini kullandı. “Bu Şarkı Burada Bitmez” Sözlerine tüm radyocuların Dünya Radyocular Günü’nü tebrik ederek başlayan Uraloğlu, “Hiç şüphesiz milyonlarca insanın hayata bakışını değiştiren radyo, 19. yüzyılın en önemli buluşlarından birisiydi. Türkiye de radyo ile ilk tanışan ülkelerden biri oldu. 1927’de Sirkeci'de Büyük Postane'nin bodrum katında başlayan radyo serüvenimiz 98 yıldır kesintisiz olarak devam ediyor.” dedi. 1927'deki ilk yayının ardından, telsiz sistemlerinin kurulması ile ilk defa 1932 yılında radyo yayının evlere ulaştığını anımsatan Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: “O günden bugünlere de bazen memleket yolunda, bazen evlerimizde ev işi yaparken ya da bahçede çalışırken bizlere eşlik ederek hayatımızın bir parçası oldu. Radyo yayınları, 1964’te Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’na devredilerek, başlangıçta yalnızca bir eğlence aracıyken, zamanla kültür ve sanatın geliştirilmesi, milli bilincin aşılanması gibi önemli rolleri de üstlenmeye başladı.” Radyonun gücünü dahi iyi anlatmak adına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile duayen radyocu Mehmet Akbay namı diyar Gezegen Mehmet’in anılarından bahseden Bakan Uraloğlu, “Sayın Cumhurbaşkanımızın 1999 yılında haksız bir şekilde hapse girdiği dönemde televizyonlar belli medya gruplarının kontrolünde olduğu için Gezegen Mehmet bu haksızlığa karşı radyonun gücünü kullanarak Sayın Cumhurbaşkanımıza destek amacıyla yaklaşık 1 milyon kişiyi Kazlıçeşme Meydanı’nda bir araya getirdi.” dedi. Uraloğlu, o konserin bir nevi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a veda konseri olduğunu anlatarak “Rahmetli İbrahim Erkal, Ferdi Tayfur, Ahmet Kaya kimler kimler yoktu ki o konserde. Milyonlar Sayın Cumhurbaşkanımızı cezaevine yolcu etti. Dönemin gazeteleri ‘Artık Muhtar Bile Olmaz’ diye başlıklar atarken, o radyosundan ‘Muhtar Olamayabilir Ama O Gönüllerin Başkanı’ diyerek bu sloganı milyonların diline doladı. Cezaevine girmeden bir gece önce o dönem radyodaki Dua Gecesi Programına Sayın Cumhurbaşkanımızı telefonda konuk aldı. Cumhurbaşkanımızın ceza evine girmeden önce kendi sesiyle bir plak şirketinde doldurduğu ancak yayınlamadığı ‘Bu Şarkı Burada Bitmez’ adlı şiir albümünden Zindandan Mehmet’e Mektup adlı şiiri dinleterek bu albümün yayınlanması hususunda Sayın Cumhurbaşkanımızı ikna etti. İşte tüm bunlardan radyonun ne kadar güçlü ve etkili bir medya mecrası olduğunu çok iyi anlıyoruz.” diye konuştu. Kendi hatıralarından da söz eden Bakan Uraloğlu, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nı radyodan dinlediklerini de anlatan Bakan Uraloğlu, radyonun kulağa hitap eden bir yayın organı olarak hayal gücünün gelişmesine de büyük bir katkı sunduğunu ifade etti. Bakan Uraloğlu, “Radyoculuk bir anlamda da hayal gücünü destekliyordu ve sizin hayal kurmanıza müsaade ediyordu. Bu anlamda da gerçekten ayrı bir yeri var ve bu hani hiçbir zaman eskimeyecek diye düşünüyorum.” dedi. DAB+ Net Bir Ses Deneyimi Sunuyor Bakan Uraloğlu, dünyanın dijitalleşmesiyle birlikte iletişim ve medya mecraları da hızla değişim geçirirken, radyo yayınlarının da bu değişimden etkilendiğini vurgulayarak “Radyoda daha iyi ses kalitesi ve daha fazla kanal kapasitesi elde etmek için dijital radyo yayıncılığı (DAB) keşfedildi. Ancak bu ilk girişimler, zamanla gelişim göstererek daha da gelişti ve Dijital Yeni Nesil Radyo (DAB+) halini aldı.” ifadelerini kullandı. Yüzde 90 Oranında Enerji Tasarrufu DAB+’nın, parazitlerden arındırılmış net bir ses deneyimi sunan ve aynı frekansta birden fazla radyo kanalını barındırabilme kapasitesiyle frekans verimliliğini arttıran bir teknoloji olduğunu belirterek açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Ayrıca, metin, görüntü ve canlı trafik bilgileri gibi ek içerikler sunarak, dinleme deneyimini de zenginleştiriyor. Bu sayede, kullanıcılar sadece müzik ve konuşma değil, aynı zamanda faydalı bilgi akışına da erişebiliyor. DAB+'nın en önemli avantajlarından biri de analog sistemlere göre enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik sunması. 16 yayını tek bir frekans ve tek bir vericiyle iletebiliyor ve toplam enerji tüketimi sadece 12,2 kilovat. Analog FM vericiler ise her yayın için ayrı bir frekans ve verici kullanır. 16 yayın için toplam enerji tüketimi 128 kilovattır.” Söz konusu durumun yüzde 90 oranında enerji tasarrufu sağlarken, karbon emisyonlarını da önemli ölçüde azaltarak çevre dostu bir yayıncılık imkanı sunduğunu açıklayan Uraloğlu, “Yani, dinleyiciler, zengin içerik alternatifleri ve daha net ses kalitesi ile keyifli bir dinleme deneyimi yaşarken, yayıncılar da kaynaklarını daha verimli kullanabiliyor. Bugün biz de DAB+ yayınlarımızı başlatarak Türkiye'nin yayıncılık ve iletişim tarihinde yeni bir dönüm noktasına şahitlik ediyoruz.” dedi. Bakan Uraloğlu, bunun sadece bir teknolojik gelişme değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal hayatı da derinden etkileyecek bir yenilik olduğunu belirterek “Elbette bu kadar büyük bir adımı deniz seviyesinden 587 metre yüksekliği ile Avrupa'nın en yüksek kulesi olan ve 100 FM radyo yayınını tek bir noktadan yapabilen Çamlıca Kulesi’nde atıyor olmamız da tesadüf değildir.” açıklamasında bulundu. DAB+ ile İstanbul 448 Yeni Frekans Kazandı 2018 yılında hizmete açılan Çamlıca Kulesi sayesinde dünyada ilk defa bir haberleşme kulesinden aynı anda 100 adet FM radyo yayını yapabilme kapasitesiyle Türkiye’nin yayıncılık alanında dünya çapında bir ilke imza attığını hatırlatan Uraloğlu, “Şimdi DAB+ teknolojisi ile Radyo Yayıncılığımıza yeni bir soluk getiren, sadece bugünü değil, geleceği de şekillendirecek bir yeniliği daha Çamlıca Kulemizde hayata geçirerek hep birlikte, bu heyecan verici değişimin bir parçası olmanın gururunu yaşıyoruz.” şeklinde konuştu. An itibarıyla İstanbul'da boş FM frekansı bulunmadığının altını çizen Uraloğlu, “Ama artık DAB+ yayınlarına başlamamızla bu durumu ortadan kaldırdık. Bu yeni teknoloji sayesinde gelen taleplere göre 448 yeni frekans sağlayabileceğiz. Şimdiden kamu ve özel olmak üzere 12 radyo kanalımız bu yeni teknoloji ile hizmete başlıyor. Özellikle bugünkü tanıtım törenimizden sonra sunduğu hizmet kalitesi ve enerji tasarrufu avantajı sayesinde bu teknolojiden faydalanmak isteyen radyo kanallarımızın sayısının katlanarak artacağına inanıyoruz. Radyodan kristal netliğinde bir ses deneyimi yaşayacağız.” diye konuştu. DAB+ Eğitim için de Önemli Bir Kaynak Olacak Dijital Yeni Nesil Radyoculuğu yalnızca bir radyo yayını teknolojisi olmadığını söyleyen Uraloğlu, radyo yayıncılığının internet ve mobil kablosuz teknolojilerle bütünleşerek, dinleyicilere daha interaktif ve erişilebilir içerikler sunma potansiyeline sahip olduğunu ifade etti. Bakan Uraloğlu ayrıca, gelişmiş veri hizmetleri ve çok yönlü yayın formatları ile DAB+’nın, gelecekte yalnızca müzik ve haber kaynağı değil, aynı zamanda eğlence ve eğitim için de önemli bir araç olabileceğinin altını çizdi. Bakan Uraloğlu, bu gelişmelerin dijital yeni nesil radyoculuğu medya dünyasında vazgeçilmez bir oyuncu haline getireceğini de belirterek “Hatta, DAB+ teknolojisi, savunma sanayinde de birçok faydaya imkan sağlamaktadır. Geniş kapsama alanı, istikrarlı yayın akışı ve yüksek veri iletimi kapasitesi sayesinde pasif radar sistemleri için en uygun teknolojilerden biridir. Bu noktada da savunma sanayi paydaşlarımızla ortak çalışmalara başladığımızı belirtmek istiyorum.” diye konuştu. Çamlıca Kulesiyle Elektromanyetik Alan Değerinde 15 Kat İyileşme Sağlandı Çamlıca Kulesi’nin lale formunda inşa edildiğine dikkat çeken Bakan Uraloğlu, kulenin Çamlıca tepelerinde dağınık halde bulunan 33 adet demir yığınını ortadan kaldırdığını, doğaya entegre olan modern estetik tasarımıyla İstanbul’a yakışan bir simge yapı olduğunu ifade etti. Kule’nin 369 metre uzunluğu ve 587 metre deniz seviyesinden yüksekliği ile Avrupa'nın en yüksek kulesi olma unvanına sahip olarak toplamda 49 kat ile İstanbul’un siluetine modern bir dokunuş yaptığını anlatan Uraloğlu, “39. ve 40. katlardaki seyir teraslarından tarihi yarımada, Boğaz Köprüleri, Çamlıca Camisi, Adalar'ın da aralarında bulunduğu İstanbul'un muazzam manzarasını seyretme imkanı sunuyor. Bugün, Çamlıca Kulemiz yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelerek, şehre gelen herkesin mutlaka ziyaret etmek istediği bir cazibe merkezi oldu. Her geçen gün artan bir ziyaretçi akınına uğruyor ve açıldığı günden bu yana yaklaşık 2.2 milyon kişi ziyaret etti.” dedi. Ayrıca Çamlıca Kulesi’nin çoğu kişinin bilmediği çok önemli bir katkısı daha olduğuna vurgu yapan Bakan Uraloğlu, “Kaldırılan 33 antenin yaydığı elektromanyetik alan değerini Avrupa standardının bile üçte birine indirerek bölge sakinlerine daha sağlıklı bir yaşam sunduk. Çamlıca Kulesi sayesinde bölgede ölçülen elektromanyetik alan değerinin 39 Volt/metre seviyesinden Avrupa Birliği için kabul edilebilir eşik değer olan 6 Volt/metre seviyesinden de aşağı çekerek 2,5 Volt/metre ye indirdik. Yani yaklaşık 15 kat iyileşme sağladık.” dedi. Bakan Uraloğlu, konuşmasının ardından dijital radyo yayıncılığının başlangıç startını butona basarak verdi.  Uraloğlu yaptığı açıklamada, “Bugünü beraberce yaşamış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Radyoculuğun sürekli devam edeceğine inanıyorum. Çok daha net, parazitsiz, sesle beraber görsellerin de aktarıldığı DAB+ ülkemiz ve insanımız için hayırlı olsun.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin Avrupa’ya açılan demir kapısı Haber

Türkiye’nin Avrupa’ya açılan demir kapısı

Bakan Uraloğlu, “Avrupa’ya açılan kapımız olan bu ekspres ile tarih, kültür ve doğayı buluşturuyoruz.” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul-Sofya Ekspresi hakkında yazılı açıklamada bulundu. Hattın Türkiye’nin Avrupa'ya açılan demir kapısı olduğunu ifade eden Bakan Uraloğlu, “İstanbul-Sofya Ekspresi, yolcularımıza tarihi ve kültürel bir yolculuk deneyimi sunuyor. Bu hat ile Türkiye ve Avrupa arasında hem konforlu hem de ekonomik bir seyahat imkânı sağlıyoruz.” ifadelerini kullandı. Yerli ve Yabancı Turistlerden Yoğun İlgi İstanbul-Sofya Ekspresi’nin her geçen yıl artan bir taleple karşılaştığını belirten Bakan Uraloğlu, “İstanbul-Sofya Ekspresi, hem yerli hem de yabancı turistlerden büyük ilgi görüyor. 2024 yılı Aralık ayı itibariyle 37 bin yolcuya ulaştık. Bu hat, Avrupa’ya seyahat etmek isteyen tatilciler, iş ve eğitim amacıyla yolculuk yapanlar için mükemmel bir alternatif sunuyor. Avrupa’ya açılan kapımız olan bu ekspres ile tarih, kültür ve doğayı buluşturuyoruz.” ifadelerini kullandı. Tarihi Güzergah Uraloğlu, İstanbul-Sofya Ekspresi’nin güzergahında yolculara tarihi ve doğal güzelliklerle dolu bir seyahat imkânı sunduğunu ifade etti. İstanbul’dan hareket eden trenin, Alpullu, Edirne ve Kapıkule gibi tarihi noktalardan geçerek Bulgaristan’ın Sofya şehrine ulaştığını kaydeden Uraloğlu, “İstanbul-Sofya Ekspresi, tarih boyunca iki kıta arasında bir köprü işlevi gören İstanbul’dan Bulgaristan’ın başkenti Sofya’ya kadar uzanıyor. Tarihi zenginliklerin yanı sıra yolculuk esnasında doğal güzellikleri de keşfetme fırsatı veriyor. Ayrıca yaz aylarında eklenen kuşetli vagonlar sayesinde Romanya’nın başkenti Bükreş’e de doğrudan ulaşılabiliyor.” dedi. İstanbul-Sofya Arasında Her Gün Sefer Düzenleniyor Trenin hareket saatlerine ilişkin bilgi de veren Uraloğlu, İstanbul Halkalı’dan her akşam saat 20.00’de kalkış yapan trenin ertesi sabah 11.00’de Bulgaristan Sofya Merkez Garına ulaştığını, Sofya’dan 17.50’de hareket eden trenin sabah 08.14’te İstanbul’a vardığını belirtti. Uraloğlu, söz konusu ekspresin sunduğu imkânlara dikkat çekerek, "Yolcularımıza yataklı, kuşetli ve pulman tipi vagonlarda konforlu bir seyahat deneyimi sunuyoruz.” açıklamasında bulundu.

Yat turizminin yükselen yıldızı Türkiye Haber

Yat turizminin yükselen yıldızı Türkiye

 Bakan Uraloğlu, “2002’de 8 bin 500 olan tekne bağlama kapasitemizi ise 25 bin 38’e çıkardık. Yapımı devam eden ve yapılmasını planladıklarımız ile yat limanı sayımızı 74’e tekne kapasitemizi ise 29 bin 29’a yükselteceğiz.” açıklamasında bulundu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye'de bulunan yat limanları ve yapım çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Deniz turizminde yaşanan yükseliş ile Türkiye’nin yerli ve yabancı tekneler için önemli bir destinasyon haline geldiğini ifade eden Bakan Uraloğlu, bu teknelerin barınma ve bağlanma yeri ihtiyacı için gerekli altyapı çalışmalarını kararlılıkla devam ettirdiklerinin altını çizdi. Deniz Araçlarının Barınma Yeri Sorununa Bakanlık Olarak Tüm Destek Veriliyor Son dönemlerde yat turizmine olan ilginin arttığını kaydeden Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin coğrafi konumu, iklimi ve yatların seyir güzergahlarında bulunmasıyla yüksek bir potansiyele sahip olduğunu ifade etti. Yat turizminde gerçekleşen yükselişle birlikte Türkiye’ye uğrak yapan teknelere hizmet verecek noktaların da artması ihtiyacının doğduğunu vurgulayan Uraloğlu, kıyı kentlerinde bulunan çeşitli deniz araçlarının bağlama ve barınma yeri sorununun çözümü noktasında gerekli projelerin hayata geçmesi için bakanlık olarak tüm desteği verdiklerini kaydetti. Yat Limanı Kapasitesi Yüzde 194 Arttı Denizcilik sektörüne yapılan yatırımlara da değinen Bakan Uraloğlu, bir denizcinin oğlu olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonu ve kaptanlığında denizcilik sektöründe büyük mesafeler kat ettiklerini dile getirdi. 2002 yılında 41 olan yat limanı sayısını son açtıkları 330 yat kapasiteli İzmir Yeni Foça Yat Limanı ile 63’e çıkardıklarını dile getiren Uraloğlu, “2002’de 8 bin 500 olan yat limanı kapasitesini yaptığımız yatırımlar ile yüzde 194 artırarak 25 bin 38’e çıkardık. Yapımları devam eden ve yapımını planladıklarımız ile yat limanı sayımızı 74’e, tekne bağlama kapasitesini ise 29 bin 29’a yükselteceğiz.” diye konuştu. Toplam Kapasiteleri 2 Bin 291 Tekne Olan 6 Yat Limanında Çalışmalar Devam Ediyor Yapımı devam eden ve yapılması planlanan yat limanları hakkında bilgi veren Bakan Uraloğlu, Muğla’da Dalaman ile Datça, Antalya’da Gazipaşa ile Demre, İstanbul’da Haliç Tekirdağ’da ise Tekirdağ Yat Limanı olmak üzere toplam kapasiteleri 2 bin 291 tekne olan 6 yat limanında çalışmaların devam ettiğini söyledi. Yapılması planlanan yat limanlarına değinen Uraloğlu, “Toplam yat limanı kapasitesini bin 700 daha artıracak olan İzmir’de Şifne, Çeşmealtı ve Şakran, Mersin’de Aydıncık, Çanakkale’de ise Lâpseki Yat Limanlarında planlamalarımız devam ediyor.” şeklinde konuştu.

"İsteklerimizi yerine getirirlerse erişim engelini kaldırırız" Haber

"İsteklerimizi yerine getirirlerse erişim engelini kaldırırız"

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Antalya'da sosyal medya platformu Instagram'a getirilen erişim engeline ilişkin açıklama yaptı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Antalya'da yaptığı açıklamada Türkiye'de de temsilcilikleri bulunan sosyal medya kanallarının uyması gereken birtakım kurallar olduğunu ifade ederek "Yaptığımız uyarılara rağmen zaman zaman bu kurallara uyulmasında problemler görüyoruz. Getirilen erişim engeli de yine böyle bir durumdan kaynaklandı." dedi. Türkiye'nin kanun ve kuralları olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, şunları söyledi: "Instagram yetkililerini katalog suçları dediğimiz çerçeve kapsamında uyardık ancak gerekli karşılığı bulmadığımız için de bir erişim engeli getirdik. Bu bahsedilen hassasiyetlerimizi yerine getirdikleri zaman biz de gerekli işlemi yaparak bu erişim yasağını kaldırmış olacağız. Biz hukuk ülkesiyiz, bu platformların hepsini takip ediyoruz, onlarla iletişim halindeyiz." Bakan Uraloğlu, sosyal medya yetkililerinin söylenilen birçok kuralı yerine getirdiklerinin fakat bazen bu ifadelerin karşılık bulmadığının altını çizdi: "Özellikle hem hukuken koyduğumuz kuralları hem de bazı toplumsal hassasiyetleri dikkate alarak uyarılarda bulunuyoruz. Bu anlamda vatandaşımızın hissiyatını da doğru yönetmeye çalışıyoruz." Instagram'ın erişim engelinin ne zaman kaldırılacağına dair soruya yanıt veren Bakan Uraloğlu, şunları dile getirdi: "Instagram Türkiye temsilcisiyle iletişim halindeyiz şu anda. Hassasiyetlerimiz belli, oradaki eksiklikleri giderdikleri an biz engeli kaldırmış olacağız. Burası bağımsız, kanun ve kuralları olan bir ülke. Biz de herkesin bu kural ve kanunlara uymasını istiyoruz."

Hac, Umre ve diğer seyehatler için vize kolaylığı geliyor Haber

Hac, Umre ve diğer seyehatler için vize kolaylığı geliyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki vize kolaylığının umre, hac ve diğer seyahatler için ciddi bir kolaylık sağlayacağını söyledi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Tevfik er-Rabia ve beraberindeki heyeti ile Bakanlık’ta bir araya geldi. Bakan Uraloğlu, görüşmede iki ülke arasındaki ilişkilerin daha ileriye taşınması gerektiğini belirterek, iki ülke arasında vize konuları ele alındı. Bakan Uraloğlu, "Türkiye ve Suudi Arabistan arasındaki elektronik vize uygulaması umre, hac ve diğer seyahatler için ciddi bir kolaylık sağlayacaktır" dedi. Suudi bakan Tevfik Er-rabia: Türk vatandaşları 5 dakikadan daha az bir süre içerisinde vize alabilecek Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Tevfik er-Rabia, Türkiye'nin elektronik vize uygulamasına dahil olduğuna işaret ederek, "Bu elektronik vize uygulamasıyla ile Türk vatandaşları 5 dakikadan daha az bir süre içerisinde vize alabilecek ya da Suudi Arabistan'da herhangi bir havalimanına gittiğinde de vize alabilecek. Bu vize bir yıllık geçerli olacak, 90 günlük ikamet alabilecek. Elektronik vize ile Türk vatandaşları Mekke ve Medine'nin yanı sıra Suudi Arabistan’daki tüm bölgeleri ve şehirleri gezebilecek. Hem elektronik vize hem de Türkiye’den Medine ve Cidde'ye sefer sayılarının kapasitesinin arttırılması iki ülke arasındaki ilişkileri geliştireceği gibi turizm ve diğer alanlara da olumlu yansıyacaktır” diye konuştu. Bakan Uraloğlu ile Togg'u tecrübe ettiğini anımsatan er-Rabia, Türkiye'yi tebrik ederek Togg'u en kısa sürede Suudi Arabistan'da görmek istediklerini söyledi. Görüşmede ayrıca, İstanbul Havalimanı'ndan kutsal topraklara gidecek hacı adaylarının Suudi Arabistan’daki havalimanlarında prosedürlere tabi tutulmadan otellerine ulaşmalarını sağlayan “Mekke Yolu” projesinin 2024 yılında da devam ettirilmesi, sivil havacılık ve demiryolu taşımacılığı konusundaki iş birliklerinin geliştirilmesi ele alındı.

Ulaşımda hedef yeşil dönüşüm ve sıfır emisyon Haber

Ulaşımda hedef yeşil dönüşüm ve sıfır emisyon

Bakan Uraloğlu, Bakanlık olarak, bütünsel kalkınma odaklı vizyon, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Paris İklim Anlaşması ve Avrupa İklim Yasası gibi Avrupa Birliği’nin temel yaklaşımları ile hayata geçirdikleri ‘Sürdürülebilir ve Akıllı Hareketlilik Stratejisi ve Eylem Planı’nda; sürdürülebilir ve akıllı taşımacılığın, yeşil denizcilik ve yeşil liman uygulamalarının; demiryolu taşımacılığının geliştirilmesi ile yakıt tüketiminin ve emisyonların azaltılması ve mikro hareketlilik araçlarının kullanımının yaygınlaştırılması hedeflerini söyledi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Avrupa Ücretli Yol Altyapı Operatörleri tarafından İstanbul’da düzenlenen ‘ASECAP Days Zirvesi’ne katıldı. Burada konuşan Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin Orta Asya’nın oluşturduğu coğrafyanın merkezinde etkili bir konumda bulunduğunu belirterek, “Ülkemizden 4 saatlik uçuş süresiyle, yaklaşık 1 milyar 650 milyon insanın yaşadığı ve 11 trilyon dolar ticaret hacmi bulunan 67 ülkeye ulaşabilmektedir. Asya, Afrika ve Avrupa olmak üzere üç kıtayı birbirine bağlayan ve çok önemli bir jeostratejik bir konuma sahiptir. Hem coğrafi konumuyla hem de tarihi sürekliliğiyle aynı anda bir Avrupa, Asya, Balkan, Kafkas, Ortadoğu, Akdeniz ve Karadeniz ülkesidir.  Ve hiç şüphesiz Türkiye Avrupa’nın başlangıç noktasıdır. Özellikle son günlerde gündemimizde olan Basra Körfezi’ni Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlayacak kalkınma yolu projesi hepimiz açısından çok önemli bir projedir. Ve inanıyorum ki bu projenin hayata geçmesi Avrupa Birliği ile olan ortaklığımızı daha da önemli kılacak ve Türkiyesiz bir uluslararası ticari koridor olamayacağı gerçeğini perçinleyecektir” diye konuştu. Son 21 yılda önemli mesafeler kat ettik Son 21 yılda, ileri teknoloji gerektiren büyük ölçekli projelerde önemli mesafeler kat ettiklerini vurgulayan Uraloğlu, “Ülkemizi bölünmüş yollar, otoyollar, mega projeler ve akıllı ulaşım sistemleriyle çağın ilerisine taşımanın gururunu yaşıyoruz. İstanbul Boğazı üzerinde yıllardır vatandaşlarımıza hizmet veren 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet asma köprülerinin ardından, ülkemizin en önemli prestij projeleri arasında yer alan Kuzey Marmara Otoyolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü projesini hayata geçirdik. Boğazın altında ise karayoluyla geçiş için Avrasya Tüneli’ni, demiryoluyla geçiş için ise Marmaray’ı inşa ettik. İstanbul ile Türkiye’nin diğer büyük sanayi kentleri olan Kocaeli, Bursa, Manisa üzerinden İzmir’i; yüksek standartlı ve kesintisiz bağlayan ve Osmangazi Köprüsü’nü de içeren 426 km’lik İstanbul-İzmir Otoyolu’nu hizmetine açtık.   Malkara Çanakkale Otoyol Projemiz kapsamında Çanakkale Boğazı’nın üstüne de Dünya’nın en büyük orta açıklıklı 1915 Çanakkale Köprüsü’nü inşa ettik” dedi. Yatırımların çok daha kısa sürede gerçekleşmesini sağladık Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) projelerinin dünya üzerinde 135 ülke tarafından uygulanan bir model olduğunu belirten Uraloğlu, “Türkiye’de ilk olarak Göcek Tüneli’nin yapımıyla başlayan bu model zaman içeresinde hayata geçen başarılı büyük ulaşım projeleri sayesinde Dünyada 'Türk Modeli' olarak bilinmeye başladı. KÖİ modeli ile ileri teknoloji ve yüksek maddi kaynak ihtiyacı duyulan projelerin gerçekleşmesinde, kamu kaynağı kullanılmadan özel sektör imkânları ve finansmanıyla yatırımların çok daha kısa sürede gerçekleşmesini sağladık. Yatırımın gerçekleştirilmesi ve işletme aşamalarında özel sektörün hızlı karar alabilme ve ileri teknoloji kullanma yeteneğini kullanıyoruz. 7 ile 20 yıl arasında tamamlanan projeleri KÖİ modeli ile 5 yıldan daha kısa sürelerde tamamlıyoruz. Bu projelerde; özel sektör dinamizmini, kamu deneyimini ve uluslararası finans kuruluşlarının mali desteğini bir araya getirerek risk paylaşımı sağladık ve projelerimizi hızla hayata geçirdik. Ayrıca KÖİ projelerimiz, orta ve uzun vadede devlete gelir getirme kapasitesine de sahiptir” ifadelerini kullandı. İklim krizinin verdiği olumsuz etkileri önemsiyoruz İklim değişikliğinin günlük yaşantıyı etkilediğini ve aynı zamanda olumsuz ekonomik sonuçlara da yol açtığını ifade eden Uraloğlu, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak, iklim krizinin ülkemiz ve dünyamız açısından verdiği olumsuz etkileri önemsiyoruz. Projelerimizin çevreye duyarlı ve ekolojik hayatı etkilememek; korumak ve geliştirmeye yönelik olmasına dikkat ediyoruz. Bütünsel kalkınma odaklı vizyonumuz, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Paris İklim Anlaşması ve Avrupa İklim Yasası gibi Avrupa Birliği’nin temel yaklaşımları ile de birçok ortak paydaya sahiptir. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz ‘Sürdürülebilir ve Akıllı Hareketlilik Stratejisi ve Eylem Planı’mızda; sürdürülebilir ve akıllı taşımacılığın, yeşil denizcilik ve yeşil liman uygulamalarının; demiryolu taşımacılığının geliştirilmesi ile yakıt tüketiminin ve emisyonların azaltılması ve mikro hareketlilik araçlarının kullanımının yaygınlaştırılması hedeflerine yer verdik.  Yatırımlarımızı yeşil dönüşüm vizyonumuza paralel olarak hayata geçirmekteyiz. 2053 net sıfır emisyon hedefimizle, karayolu taşımacılığını yüzde 72’den yüzde 57’ye düşürmeyi, demiryolu yük taşımacılığını da yüzde 5’den yüzde 22’ye çıkarmayı planlıyoruz.  Bu sayede karbon salınımından büyük oranda azalma sağlayacağız” açıklamalarında bulundu. Trafik mühendisliğinin tüm imkânlarından faydalanılmaktadır Dengeli bir yatırım stratejisi ile geleceğin ulaşım sistemlerini yönlendirerek akıllı ve otonom teknolojilerle donatacak, hızlı emniyetli yol altyapısı tesis ettiklerini kaydeden Uraloğlu, “Araçların birbirleri ve çevreleriyle veri transferi sağladığı otonom sürüş sistemleri için yeni gelişen mevzuat ve altyapıları oluşturuyoruz. Örneğin Malkara-Çanakkale Otoyolu ve özellikle 1915 Çanakkale Köprüsü üzerindeki tüm alt sistemler Zırhlı Fiber Optik Kablo Veri Ağı ile entegre edilmiştir. Yine, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu’nda dünyanın en yüksek standartlarına sahip ulaşım sistemleri kullanılmaktadır. Trafik-yol güvenliğinin arttırılması, ücret toplama sistemlerinin sağlıklı şekilde işlemesi gibi süreçlerin geliştirilmesi için akıllı ulaşım sistemlerinden ve trafik mühendisliğinin tüm imkânlarından faydalanılmaktadır” dedi. IRF Dünya Kongresİ 2024’te İstanbul’da düzenlenecek Her 4 yılda bir düzenlenen Cenevre merkezli IRF Dünya Kongresi'nin 2024 yılında gerçekleşecek olan buluşmasını İstanbul’da yapacak olmanın heyecanını şimdiden yaşamaya başladıklarını belirten Uraloğlu, “Bildiğiniz üzere IRF beş kıtadaki mevcudiyeti ile sürdürülebilir hareketlilik sağlayan yolların ve yol ağlarının geliştirilmesini amaçlamaktadır. Daha güvenli daha çevreci daha sürdürülebilir karayolu taşımacılığı ve mobilizeyi teşvik etmektedir. IRF Dünya Kongreleride, yaklaşık 70 yıldır, büyüme ve gelişmeyi sağlayan unsurlar olarak karayolu sektörünün önde gelen temsilcilerini bir araya getirmektedir. Büyük bir serginin de eşlik edeceği etkinlik, sektörde düşünce liderliğini, iş geliştirmeyi, eğitimi ve genel olarak başarılı ortaklıkları destekleyen benzersiz bir platform sunacaktır” ifadelerini kullandı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Ekometre En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.