PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın kaleme aldığı mektup, DEM Parti milletvekili Pervin Buldan tarafından İstanbul’da düzenlenen toplantıda okundu
Haber Giriş Tarihi: 27.02.2025 17:32
Haber Güncellenme Tarihi: 27.02.2025 17:37
Kaynak:
Ekometre
İmralı’da Öcalan ile gerçekleştirilen üçüncü görüşmenin ardından, DEM Parti heyeti kamuoyu önüne çıkarak barış ve demokratik toplum çağrısında bulundu. Bu toplantıda, Öcalan’ın yer aldığı bir fotoğraf da basına sunuldu.
DEM Parti’nin barış çağrısı
DEM Parti milletvekili Sırrı Süreyya Önder, açıklamanın ilk konuşmacısı olarak barış sürecine katkıda bulunan herkese teşekkür etti. Önder, törende yaptığı konuşmada, "Bu ülkenin bütün evlatları askeri polisi ayırt etmeksizin bu anlamsız kaotik süreçte hayatını kaybeden bütün gençlerimizi saygıyla anıyoruz. O annelere evlat olacağız. Bir daha böyle günler görmemeyi diliyoruz ve bunun sözünü veriyoruz." ifadelerini kullandı.
Önder, barış umudunu yeşertmek için çalıştıklarını belirterek, varlıklarını bu umut uğrunda geçirdiklerini ve bu yolda genel toplum kesimlerinden destek aldıklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel başta olmak üzere tüm liderlere teşekkür eden Önder, gelecekte de bu çabanın devam edeceğini söyledi.
Öcalan’ın mesajı ve PKK’nın geleceği
Pervin Buldan tarafından okunan Öcalan’ın mesajı Kürtçe, Türkçe, Arapça ve İngilizce olmak üzere dört dilde yayımlandı. Mesajda PKK’nın tarihsel ve toplumsal oluşum sürecine değinilirken, örgütün varlık nedeninin demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklandığı belirtildi. Öcalan, PKK’nın kendini feshetmesi ve silah bırakması gerektiğine vurgu yaparak, demokratik toplum ihtiyacının kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
Öcalan, Türk-Kürt ilişkilerinin tarih boyunca gönüllülük esasına dayandığını ve bu ilişkilerin günümüzde kardeşlik ruhuyla yeniden düzenlenmesi gerektiğini savundu. Kapitalist modernitenin bu ittifakları parçalama girişimlerine rağmen, Cumhuriyetin ikinci yüzyılında demokrasinin önemine işaret etti ve demokratik uzlaşmanın temel yöntem olması gerektiğini belirtti.
Sürecin geçmişi ve Bahçeli’nin önemli çıkışı
Barış sürecine dair tartışmalar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’de TBMM’deki DEM Parti grubuyla tokalaşmasının ardından yeniden alevlenmişti. Bahçeli’nin bu jesti, Öcalan’ın TBMM’de konuşması ve örgütün lağvedildiğini duyurabilmesi için tecridin kaldırılması gerektiği yönündeki açıklamalarıyla daha da yoğunlaşmıştı.
Devlet Bahçeli, barışın tesis edilmesi ve terörün sona erdirilmesi dolayısıyla yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirtmişti. Bu süreçte PKK’nın feshedilmesi çağrıları, toplumda geniş bir tartışma yaratırken, DEM Parti’nin Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşme ve toplantılar, barış umutlarının yeniden filizlenmesine katkıda bulundu.
Öcalan neler söyledi?
PKK lideri Abdullah Öcalan, yaptığı çağrıda, örgütün tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asırda doğduğunu belirtti. Öcalan, bu sürecin iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve soğuk savaş ortamlarının yanı sıra Kürt realitesinin inkârı gibi özgürlükler üzerindeki yasaklardan kaynaklandığına dikkat çekti. PKK’nın, yüzyılın reel-sosyalist sisteminin ağır etkisinde kaldığını ifade eden Öcalan, 1990’larda reel-sosyalizmin çöküşüyle ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmelerin PKK’nın anlam yoksunluğuna yol açtığını ve örgütün feshinin gerekli olduğunu vurguladı.
Öcalan, Türk-Kürt ilişkilerinin tarihsel olarak gönüllülük ve ittifak üzerine kurulu olduğunu belirterek, kapitalist modernitenin son 200 yılının bu ittifakı parçalamayı hedeflediğini ifade etti. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarının süreci hızlandırdığını dile getiren Öcalan, tarihsel ilişkinin inançlar göz ardı edilmeden kardeşlik ruhu içinde yeniden düzenlenmesi gerektiğini savundu. Demokratik toplum ihtiyacının kaçınılmaz olduğuna işaret ederek, PKK’nın güç bulmasının demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklandığını belirtti. Öcalan, aşırı milliyetçi savruluşların tarihsel toplum sosyolojisine cevap veremediğini ve demokratik toplum yapılanmasının zorunluluğunu dile getirdi.
Son olarak, Öcalan, Cumhuriyetin ikinci yüzyılının ancak demokrasiyle sürdürülebileceğini ve demokratik uzlaşmanın temel yöntem olması gerektiğini belirti. Devlet Bahçeli ve diğer siyasi liderlerin olumlu yaklaşımlarını değerlendirerek, silah bırakma çağrısında bulunan Öcalan, bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstlendiklerini ifade etti. Bütün gruplara silah bırakma ve örgütün feshinin gerekli olduğunu vurguladı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Öcalan silah bırakın dedi
PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın kaleme aldığı mektup, DEM Parti milletvekili Pervin Buldan tarafından İstanbul’da düzenlenen toplantıda okundu
İmralı’da Öcalan ile gerçekleştirilen üçüncü görüşmenin ardından, DEM Parti heyeti kamuoyu önüne çıkarak barış ve demokratik toplum çağrısında bulundu. Bu toplantıda, Öcalan’ın yer aldığı bir fotoğraf da basına sunuldu.
DEM Parti’nin barış çağrısı
DEM Parti milletvekili Sırrı Süreyya Önder, açıklamanın ilk konuşmacısı olarak barış sürecine katkıda bulunan herkese teşekkür etti. Önder, törende yaptığı konuşmada, "Bu ülkenin bütün evlatları askeri polisi ayırt etmeksizin bu anlamsız kaotik süreçte hayatını kaybeden bütün gençlerimizi saygıyla anıyoruz. O annelere evlat olacağız. Bir daha böyle günler görmemeyi diliyoruz ve bunun sözünü veriyoruz." ifadelerini kullandı.
Önder, barış umudunu yeşertmek için çalıştıklarını belirterek, varlıklarını bu umut uğrunda geçirdiklerini ve bu yolda genel toplum kesimlerinden destek aldıklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel başta olmak üzere tüm liderlere teşekkür eden Önder, gelecekte de bu çabanın devam edeceğini söyledi.
Öcalan’ın mesajı ve PKK’nın geleceği
Pervin Buldan tarafından okunan Öcalan’ın mesajı Kürtçe, Türkçe, Arapça ve İngilizce olmak üzere dört dilde yayımlandı. Mesajda PKK’nın tarihsel ve toplumsal oluşum sürecine değinilirken, örgütün varlık nedeninin demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklandığı belirtildi. Öcalan, PKK’nın kendini feshetmesi ve silah bırakması gerektiğine vurgu yaparak, demokratik toplum ihtiyacının kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
Öcalan, Türk-Kürt ilişkilerinin tarih boyunca gönüllülük esasına dayandığını ve bu ilişkilerin günümüzde kardeşlik ruhuyla yeniden düzenlenmesi gerektiğini savundu. Kapitalist modernitenin bu ittifakları parçalama girişimlerine rağmen, Cumhuriyetin ikinci yüzyılında demokrasinin önemine işaret etti ve demokratik uzlaşmanın temel yöntem olması gerektiğini belirtti.
Sürecin geçmişi ve Bahçeli’nin önemli çıkışı
Barış sürecine dair tartışmalar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’de TBMM’deki DEM Parti grubuyla tokalaşmasının ardından yeniden alevlenmişti. Bahçeli’nin bu jesti, Öcalan’ın TBMM’de konuşması ve örgütün lağvedildiğini duyurabilmesi için tecridin kaldırılması gerektiği yönündeki açıklamalarıyla daha da yoğunlaşmıştı.
Devlet Bahçeli, barışın tesis edilmesi ve terörün sona erdirilmesi dolayısıyla yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirtmişti. Bu süreçte PKK’nın feshedilmesi çağrıları, toplumda geniş bir tartışma yaratırken, DEM Parti’nin Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşme ve toplantılar, barış umutlarının yeniden filizlenmesine katkıda bulundu.
Öcalan neler söyledi?
PKK lideri Abdullah Öcalan, yaptığı çağrıda, örgütün tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asırda doğduğunu belirtti. Öcalan, bu sürecin iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve soğuk savaş ortamlarının yanı sıra Kürt realitesinin inkârı gibi özgürlükler üzerindeki yasaklardan kaynaklandığına dikkat çekti. PKK’nın, yüzyılın reel-sosyalist sisteminin ağır etkisinde kaldığını ifade eden Öcalan, 1990’larda reel-sosyalizmin çöküşüyle ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmelerin PKK’nın anlam yoksunluğuna yol açtığını ve örgütün feshinin gerekli olduğunu vurguladı.
Öcalan, Türk-Kürt ilişkilerinin tarihsel olarak gönüllülük ve ittifak üzerine kurulu olduğunu belirterek, kapitalist modernitenin son 200 yılının bu ittifakı parçalamayı hedeflediğini ifade etti. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarının süreci hızlandırdığını dile getiren Öcalan, tarihsel ilişkinin inançlar göz ardı edilmeden kardeşlik ruhu içinde yeniden düzenlenmesi gerektiğini savundu. Demokratik toplum ihtiyacının kaçınılmaz olduğuna işaret ederek, PKK’nın güç bulmasının demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklandığını belirtti. Öcalan, aşırı milliyetçi savruluşların tarihsel toplum sosyolojisine cevap veremediğini ve demokratik toplum yapılanmasının zorunluluğunu dile getirdi.
Son olarak, Öcalan, Cumhuriyetin ikinci yüzyılının ancak demokrasiyle sürdürülebileceğini ve demokratik uzlaşmanın temel yöntem olması gerektiğini belirti. Devlet Bahçeli ve diğer siyasi liderlerin olumlu yaklaşımlarını değerlendirerek, silah bırakma çağrısında bulunan Öcalan, bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstlendiklerini ifade etti. Bütün gruplara silah bırakma ve örgütün feshinin gerekli olduğunu vurguladı.
Kaynak: Ekometre
En Çok Okunan Haberler