Pandeminin etkileri devam ederken, nihayet rakamlarımız hızla düzeliyor ve sokakları ve AVM leri doldurmaya başladık.
Zira Covid-19 pandemisinin insan hayatına olduğu kadar şirket hayatlarına da çok önemli etkileri oluyor. Bu durumdan olumlu yararlananları bir kenara bırakalım önümüzdeki günlerde karşılaşılabilecek bir durumdan söz edelim.
Şu ana kadar gelmedi ise yakında çok güvenilen bir açık hesap ihracat müşterisi ile ilgili şuna benzer bir mesaj gelebilir.
“ X şirketine … tarihi itibariyle kayyum atanmıştır. Alacaklarınızın kanıtları ile birlikte ekteki forma kaydedilmesini rica ederiz. Alacaklarınızın ödenebilirliği hakkında bir kesinlik bulunmamaktadır. Teminatsız alacaklar belli bir sıraya göre imkanlar çerçevesinde ödenecektir...”
1989 yılında Türkiye’nin ilk uluslararası faktoring satıcılarından birisi olarak sektöre girdiğimde karşılaştığım en önemli itirazlardan birkaçı şunlardı:
Biz zaten müşterimizle çok uzun zamandır çalışıyoruz.
Bizim müşterimiz çok büyük, ona bir şey olmaz.
Müşterimizle çok iyi arkadaşız, buraya geldiklerinde bizde kalıyorlar.
Faturayı gönderiyoruz ve bir ay sonra ödeme geliyor.
Fabrikamız sadece o firmaya çalışıyor, ne riski?
1996 yılı sonları idi. Yönettiğim şirketten arkadaşlar Foks Tekstil isimli yeni bir müşteri ile sözleşme imzaladılar. Foks, Almanya’nın 270 mağazası olan bir zincir firması için faktoring yapmak istiyordu. Amacı riski sıfırlamak değildi, zira Jeans Fritz büyük bir firma idi ve muhtemelen finansal sorun yaşamazdı.
Müşterimiz sene sonunda yoğunlaşacak alacaklarını faktoring yoluyla bize satmak ve hem daha iyi bir bilanço göstermek (ki işlemin doğal sonucudur) hem de yeni yıla likit girmek istiyordu.
O zaman Alman Markı vardı. Muhabirimizden ithalatçı için 350.000 DM’lik limit geldi. Foks 100.000 ve 120.000 Marklık yüklemeler yaptıktan sonra, bir Pazartesi sabahı, faksımızda Alman borçlunun konkordatoya gitmesi nedeniyle limitinin iptal edildiğine dair bir mesaj geldi.
Dönüp müşterimize bildirdiğimizde Cumartesi günü bir 100.000 Marklık bir yükleme daha yapmış olduklarını öğrendik. Uluslararası faktoring kurallarına göre elbette bu yükleme de limit dahilinde kabul edilecekti.
Faktoringe gelmese 1997’nin başında çok ciddi bir krize girecek müşterimiz her faturanın vadesinden 90 gün sonra alacaklarının tamamını tahsil etmiş oldu. Son yüklemenin mallarını Alman faktoring şirketine yönlendirebildik, onlar da zararlarının bir kısmını malları satarak çıkarttılar. Bizler de sonraki senelerde bu olayı müşteri adaylarımıza anlattık. Tabi ulaşabildiklerimize…
Pandemi nedeniyle yurtdışında pek çok şirket kaybolup gidecek. Uluslararası faktoring yapmakta olanlar müşterileri ile mutabık kaldıkları vadeden sonraki 90 gün içerisinde paralarını almış olacaklar, diğerleri de Allah’a emanet.
Faktoring “Al çeki ver parayı” mı demek? Bir kez daha düşünün.
Son söz: Başımıza ne geliyorsa “Bize bir şey olmaz” demekten geliyor.
Yeni kitabım yayınlandı
Bu arada çıkan yeni kitabımdan bahsetmek istiyorum. Zannediyorum bu doğrudan Uluslararası Faktoring’i konu alan ikinci kitap. Birincisini de ben kaleme almıştım, Faktoring Derneği tarafından 2002’de yayınlanmıştı, Faktoring Kuralları.
Kitabın aslında çok önemli bir misyonu var. Türkiye’de 2006 yılından bu yana yapılmakta olan iki faktörlü uluslararası faktoring işlemlerinin dünya faktoring uygulamaları ile farklarını ve yanlışlarını ortaya koyuyor.
Artık insanların hiçbir şeyi pek okumadığını biliyoruz. Eğer okunacak olursa bu kitap uluslararası faktoring uygulamaları üzerine pek çok tartışmaya ve düzeltmeye neden olabilecek yapıda. BDDK’yı ve Finansal Kurumlar Birliği’ni çok yakından ilgilendiriyor ve tabi ki uluslararası faktoring şirketlerini.
Yanlış uygulamalar faktoringin doğru anlaşılmasını engelledi. İhracatın artmasına ve ihracatçının korunmasına doğrudan etkisi olan uluslararası faktoring faizcilik ile karıştırıldı ve kötülendi. Dünyada İslami Faktoring gelişirken Türkiye’de faktoringin adı değiştirilmeye çalışılıyor.
Kitapla ilgili detay bilgiye şu adresten ulaşabilirsiniz: https://yetkin.com.tr/iki-faktorlu-uluslararasi-tam-hizmet-faktoringi-ve-turkiye-uygulamalarindaki-farkliliklar-10128?writer_name=Ragıp%20Yüce%20UYANIK
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yüce Uyanık
Ticari cankurtaran
Pandeminin etkileri devam ederken, nihayet rakamlarımız hızla düzeliyor ve sokakları ve AVM leri doldurmaya başladık.
Zira Covid-19 pandemisinin insan hayatına olduğu kadar şirket hayatlarına da çok önemli etkileri oluyor. Bu durumdan olumlu yararlananları bir kenara bırakalım önümüzdeki günlerde karşılaşılabilecek bir durumdan söz edelim.
Şu ana kadar gelmedi ise yakında çok güvenilen bir açık hesap ihracat müşterisi ile ilgili şuna benzer bir mesaj gelebilir.
“ X şirketine … tarihi itibariyle kayyum atanmıştır. Alacaklarınızın kanıtları ile birlikte ekteki forma kaydedilmesini rica ederiz. Alacaklarınızın ödenebilirliği hakkında bir kesinlik bulunmamaktadır. Teminatsız alacaklar belli bir sıraya göre imkanlar çerçevesinde ödenecektir...”
1989 yılında Türkiye’nin ilk uluslararası faktoring satıcılarından birisi olarak sektöre girdiğimde karşılaştığım en önemli itirazlardan birkaçı şunlardı:
Biz zaten müşterimizle çok uzun zamandır çalışıyoruz. Bizim müşterimiz çok büyük, ona bir şey olmaz. Müşterimizle çok iyi arkadaşız, buraya geldiklerinde bizde kalıyorlar. Faturayı gönderiyoruz ve bir ay sonra ödeme geliyor. Fabrikamız sadece o firmaya çalışıyor, ne riski?1996 yılı sonları idi. Yönettiğim şirketten arkadaşlar Foks Tekstil isimli yeni bir müşteri ile sözleşme imzaladılar. Foks, Almanya’nın 270 mağazası olan bir zincir firması için faktoring yapmak istiyordu. Amacı riski sıfırlamak değildi, zira Jeans Fritz büyük bir firma idi ve muhtemelen finansal sorun yaşamazdı.
Müşterimiz sene sonunda yoğunlaşacak alacaklarını faktoring yoluyla bize satmak ve hem daha iyi bir bilanço göstermek (ki işlemin doğal sonucudur) hem de yeni yıla likit girmek istiyordu.
O zaman Alman Markı vardı. Muhabirimizden ithalatçı için 350.000 DM’lik limit geldi. Foks 100.000 ve 120.000 Marklık yüklemeler yaptıktan sonra, bir Pazartesi sabahı, faksımızda Alman borçlunun konkordatoya gitmesi nedeniyle limitinin iptal edildiğine dair bir mesaj geldi.
Dönüp müşterimize bildirdiğimizde Cumartesi günü bir 100.000 Marklık bir yükleme daha yapmış olduklarını öğrendik. Uluslararası faktoring kurallarına göre elbette bu yükleme de limit dahilinde kabul edilecekti.
Faktoringe gelmese 1997’nin başında çok ciddi bir krize girecek müşterimiz her faturanın vadesinden 90 gün sonra alacaklarının tamamını tahsil etmiş oldu. Son yüklemenin mallarını Alman faktoring şirketine yönlendirebildik, onlar da zararlarının bir kısmını malları satarak çıkarttılar. Bizler de sonraki senelerde bu olayı müşteri adaylarımıza anlattık. Tabi ulaşabildiklerimize…
Pandemi nedeniyle yurtdışında pek çok şirket kaybolup gidecek. Uluslararası faktoring yapmakta olanlar müşterileri ile mutabık kaldıkları vadeden sonraki 90 gün içerisinde paralarını almış olacaklar, diğerleri de Allah’a emanet.
Faktoring “Al çeki ver parayı” mı demek? Bir kez daha düşünün.
Son söz: Başımıza ne geliyorsa “Bize bir şey olmaz” demekten geliyor.
Yeni kitabım yayınlandı
Bu arada çıkan yeni kitabımdan bahsetmek istiyorum. Zannediyorum bu doğrudan Uluslararası Faktoring’i konu alan ikinci kitap. Birincisini de ben kaleme almıştım, Faktoring Derneği tarafından 2002’de yayınlanmıştı, Faktoring Kuralları.
Kitabın aslında çok önemli bir misyonu var. Türkiye’de 2006 yılından bu yana yapılmakta olan iki faktörlü uluslararası faktoring işlemlerinin dünya faktoring uygulamaları ile farklarını ve yanlışlarını ortaya koyuyor.
Artık insanların hiçbir şeyi pek okumadığını biliyoruz. Eğer okunacak olursa bu kitap uluslararası faktoring uygulamaları üzerine pek çok tartışmaya ve düzeltmeye neden olabilecek yapıda. BDDK’yı ve Finansal Kurumlar Birliği’ni çok yakından ilgilendiriyor ve tabi ki uluslararası faktoring şirketlerini.
Yanlış uygulamalar faktoringin doğru anlaşılmasını engelledi. İhracatın artmasına ve ihracatçının korunmasına doğrudan etkisi olan uluslararası faktoring faizcilik ile karıştırıldı ve kötülendi. Dünyada İslami Faktoring gelişirken Türkiye’de faktoringin adı değiştirilmeye çalışılıyor.
Kitapla ilgili detay bilgiye şu adresten ulaşabilirsiniz: https://yetkin.com.tr/iki-faktorlu-uluslararasi-tam-hizmet-faktoringi-ve-turkiye-uygulamalarindaki-farkliliklar-10128?writer_name=Ragıp%20Yüce%20UYANIK