SON DAKİKA
Hava Durumu

Yeni yıl

Yazının Giriş Tarihi: 04.01.2018 19:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.01.2018 19:29

Yeni bir yıla giriyoruz. Tüm okurlarıma sağlıklı, huzurlu, bereketli, dünyaya barış umutları veren bir yıl diliyorum.

Çocuklukta yeni yıl beklentisinin sevinç ve heyecanı vardı. Takvimlerde artacak her rakam büyümenin gurur ve hazzını getirirdi. Bu gün ise biten her yıl organlardaki gerilemenin  sıkıntısını, sona yaklaşmanın işaretini verir oldu.

İnsanlar çok eski yıllardan bu yana  belli periyotlarla süregelen doğa ve gök olaylarını gözlemiş, değişimin başlangıç ve bitim zamanını belirleme gereğini duymuşlardır. Doğal olarak, güneşe veya aya endeksli 12 aylık (nadiren 13)  zaman dönümünü  yeni yılın başlangıcı olarak kabul etmişlerdir. 

 Eski Roma’da rahiplerin vergi ödeme tarihlerini diledikleri gibi saptadığı yılbaşı; Jül Sezar tarafından  MÖ 45 yılında 1 ocak  olarak sabitlenmiştir.  1582’de Papa  Gregorius  XIII tarafından  revize edilerek Gregoryen takvimi adını alan sistem de yıl başını 1 ocak olarak benimsemiştir. İngiltere Parlamentosu 1752’de bu takvimi kabullenerek 25 mart olan yıl başını 1 ocağa çekmiş, 1918’de Rusya, 1923’de Yunanistan bu uygulanmaya katılmıştır.

İslamiyet öncesi  Türk kavimlerinde 12 aylık güneş takviminde her ay ve her yıl farklı bir hayvan ismi taşır ve yeni yıl sıçgan (sıçan) ayı ile başlardı.

Müslümanların kullandığı ay esaslı Hicri Takvim Hz. Muhammed’in ölümünden sonra günlerin hesaplanmasında doğan bazı anlaşmazlıklar üzerine Hz. Ömer tarafından tanzim olunmuş bir sistemdir. Başlangıç tarihi olarak 17 yıl evveli,  hicreti esas alıp yıl başı da Hz. Alinin teklifi ile hicretin vaki olduğu  muharrem ayı olarak benimsenmiştir. Ki milâdi tarihle 16 temmuz 622’ye tesadüf eder.

Müslüman ülkeler başlangıçta  bu takvimi ve yıl başını benimsemekle beraber Abbasiler farklı bir takvim, Selçuklular 1302’de Gazal Han döneminde yıl başını Nevruz (21 mart) olarak kabul eden Celâli takvimini kullandılar.  O günden bu yana Afganistan’da ve 1925’ten bu yana İran’da nevruz resmen yılbaşıdır.

Osmanlılar uzun yıllar Hicri Takvim ve 1 muharremi yılbaşı olarak kullandılar. Karşılaşılan bazı güçlükler neticesi 1740’da dini günleri hicri, mali olaylarda   yılbaşını 1 mart olarak belirleyen Rumi Takvim yürürlüğe girdi. 1917’de Miladi Takvim kabul edildi. Cumhuriyetten sonra, 25 aralık 1925’te kabul edilen bir kanunla 1 0cak 1926’dan itibaren  Gregoryen Takvim yürürlüğe girmiş,  üç yılbaşı’lı üç  takvim karmaşasına son verilmiştir. Yine de eski nüfus kayıtlarında veya mezar taşlarında 1318 doğumlu 1992 ölümlü 674 yıl yaşayan insanlara rastlıyoruz!

Miladi takvim Hz. İsa’nın doğumunu takvim başlangıcı olarak kabul eder ve bütün tarihi kayıtlarda M.Ö.- M.S. simgeleri münakaşasız kabul bulur. 1 ocağın yeni yılın veya miladi takvimde 1 yılının başlamasının, İsa’nın doğum tarihi olan 24 aralık günü ve Noel yortusu ile bir ilgisi yoktur. Noel kutlamaları 28 kasımda başlayıp art arda dört hafta, dört Advent’le süregelen ve 24 aralıkta sona eren kutsal günlerdir. Esasen doğu Hıristiyanları 354 yılına kadar Noel yortusunu  6 ocak tarihinde kutlamakta idiler.

Noel yortusu dolayısıyla süslenilen ve ışıklandırılan Noel  Ağacı ilk defa 1605’ de Almanya’da yazımlara girmiş, XIX yy ortasında Fransa’ya oradan batı ülkelerine yayılmıştır. Yılbaşı ile ve yılbaşı kutlamaları ile bir bağlantısı yoktur.  Yine Hıristiyanlarca Noel gecesi (25 aralık) Noel çamı dibine   uslu çocuklara şekerleme ve oyuncak bırakan  Noel Baba (yaramaz çocuklara ise Kırbaçcı Baba tarafından değnek bırakılır) ile yıl başının dinsel ve tarihsel bir ilgisi yoktur.  Yirminci yüz yılın tüketim ekonomisi birbirine yakın Noel ve yılbaşı kutlamalarını hediyelik eşya satımı ve ekstra harcamalar için çok iyi kullanmış ve bırakınız batı alemini dünyanın büyük bir kesiminde aralık ayını en yüksek cirolara ulaştırma başarısına erişmiştir.

Ülkemizde tamamen Hıristiyan adeti olan Noel Çamı süslemesi özentisi ve Noel Ayini için St. Antuan Kilisesini kendi cemaatine yer bırakmayacak bir saygısızlıkla doldurma gayretini ise anlamak imkansızdır.

İyi günü ile, kötü günü ile geçmiş bir senenin ardından yeni bir umut, yeni bir beklenti, yeni bir rızk ile gelmesi temenni edilen Yeni Yılı neşe içinde karşılamak, aile bireyleri, dostlar, arkadaşlar ile birlikteliğe vesile kılmak niyeti ile yapılan, yeni yıl kutlama ve toplantılarını ise Hıristiyan inanışları ile endekslemek olası değildir. 

Eğlencenin şekli ve dozu ise inanış ve anane ekseninde bireylerin tercihidir.

Nice yeni yıllara...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.